Anneler Günü

          Bütün insanlığın ve hatta doğanın ortak payesi anne yüreğinin sonsuz sevgi ile dolu olması. Sevgi ve hüznün her dilde aynı ezgiyi haykırması. Yüreği sevgi dolu İnsan-ı kâmil. Yorgunluk yılgınlık nedir bilmez, söz konusu evlâtları ise gerisi gerçek anlamda teferruattır. Varlığının en yüce öznesi haline gelir; yavrularının sağlığı, huzuru ve mutluluğu. Evlatları için aydınlık yarınları yazarken güncesine, kendi çizgisini fedakarca silmesidir anne olmak. İnsanın içini dolduran aydınlık, Cennet-i âlâ mı? iz düşümü gölgesindeki ferahlık.
Hayatının, o ve ondan sonra keskin bir dönüm noktası olması.
Ne denli kıymetli olduğunu ancak yokluğunda idrak edebilmek.
Sarılın doyasıya!
Çekin kokusunu iliklerinize kadar!
Öpünüz ellerini tüm  sevginizle!
Henüz hayatın renkleri kaybolmadan!
Saliselerce biriktirin her an-ı-nı!
          En sevdiğin hatıraların kontrastıdır anne ve bunu ancak hayat, gökkuşağı renklerini keşkeler sandığına kilitlendiğinde  görebiliyoruz.

          Hayatın keşmekeşi insanın bir çok değerini sanki hep yanında baki kalacak yanılsamasını  yaratsada, sonsuzluğa uğurlayınca farkediyoruz giden  bir beden,iki ruh olduğunu. Herkes kendi yüreğinin ağırlığınca  bırakıyor toprağa sevgisini, acısını ve keşkelerini.Acının kıstası olamaz lakin geri kalan hayat çizgisine, yazdıklarımız okuduklarımızdan çok  farklı oluyor.

          2017 nin Anneler Günü, toprağını üzerine örtüp, ebedi istirahata gönderdik seni.
-Toprağın bol olsun. Ne demek bilmezdim o güne kadar. Ne çok sevenin var ne çok insan biriktirmişsin kısa vadeye. Başka mı ne öğrendim? Bir daha anneler gününün berisi gibi özel olamayacağını.Çünkü boşlukta gidip gelen zaman algoritmasını yitiren bir sarkacın salınımına,kalabalıklar içindeki dehlizlerin med-cezirine dönüşüyor  hayat.
          Kendini siliyorsun kaybolup giden acının yerine silgi lekelerinden arta kalan çorak  bir boşluk kalıyor. Birde evladın olunca daha yeni yeni fark ediyorsun! Hatta severken başını,ellerin birden onun elleri oluyor, gözlerin onun aydınlığıyla bakıyor evladına.

Şükrü Erbaş’ın dediği gibi “insanın acısını insan alır”, yüreğinde ki acının  kuraklığına yağmur damlası olur küçük bir kalp atışı ve yaşarsın sessizce.

          Yani demem o ki;
Sarılın doyasıya!
Çekin kokusunu iliklerinize kadar!
Öpünüz ellerini tüm  sevginizle!
Henüz hayatın renkleri kaybolmadan!
Saliselerce biriktirin her an-ı-nı!
          Can Anam;
Evlatları için ağladığın Fâtıma Anamıza sarıl. Duyuyorum, Seninde O’nunda duaları; Anasına sarılamayan yavruları için, yavrusunu bağrına basamayan analar için ağıt oluyor Arş-ı Sema’da.
          Anıların daim olsun Can Anam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu