Tarihi Yarımada Gezi Rehberi | …

Suriçi olarak da bilinen Tarihi Yarımada, Mısır, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış kültür ve tarih açısından zengin bir yerdir. Bu bölgenin deniz tarafında Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi, kara tarafında ise Bizanslıların şehri korumak için inşa ettiği şehir surları bulunuyor. Günümüzde bu bölge Fatih ilçe sınırları içerisinde yer alıyor. “İstanbul’da gezmek” denildiği zaman hemen akla gelen Tarihi Yarımada’da ziyaret edilecek pek çok güzel yer bulunuyor. Sizler için Tarihi Yarımada’da nereler gezilir detaylı bir şekilde anlattık. İşte Tarihi Yarımada gezi rehberi.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Gelibolu Tarihi Yarımadası Anıt Mezarlığında Dolaşıp Evcilleşen Sevimli Tilki”

1. Sultanahmet

Sultanahmet

İstanbul’da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında bulunan Sultanahmet Camii ve meydanı, turistlerin en uğrak bölgelerinden biridir. Sultanahmet Camii’nin mükemmel mimarisi ile birlikte, çevresindeki kültür, tarih ve sanat etkinlikleri mükemmeldir. 17. yüzyılda Sultan Ahmet için yaptırılan Sultanahmet Camii, çoğunlukla maviden oluşan, beyaz ve yeşil renkli İznik çinileri ile süslenmiştir. Camide mavi süslemeler ağırlıklı olduğu için İngilizcede bu camiye “Blue Mosque” denir. Tarihi ve mimari açıdan müthiş olan bu cami, dükkanlar, hamam, imarethane, medreseler, arasta, sebiller, türbe, darüşşifa, hünkar kasrı, çeşmelerden oluşan külliyesi ve mektebi ile birlikte, İstanbul’daki en büyük ve en paha biçilemez yapı komplekslerinden biridir.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Adım Adım Tarih Adım Adım Sultanahmet Meydanı ve Çevresi”

2. Topkapı Sarayı

Tarihi Yarımada

Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet’ten Sultan Abdülmecid’e kadar yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun sanat, eğitim ve idare merkezi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan yaklaşık 1 yıl sonra, 3 Nisan 1924 tarihinde müzeye dönüştürülen Topkapı Sarayı, Cumhuriyet tarihinin ilk müzesidir. Topkapı Sarayı’nın yapıları yaklaşık olarak 700.000 metrekarelik bir alana yayılır. Dünyanın en büyük saray-müzelerinden biri olan Topkapı Sarayı’nda Osmanlı cam ve porselenleri, padişah portreleri bölümü, saray silahları, kutsal emanetler bölümü, Enderun Kütüphanesi ve hazine bölümü gibi pek çok tarih ve kültür kokan şey bulunuyor.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Hem Eskiyi Yâd Eden Hem de Kaybettiklerimizi Gösteren Osmanlı Dönemine Ait 22 Tarihi Görsel”

3. Dikilitaş

Dikilitaş

Dikilitaş, 3500 yıl önce Mısır’dan getirilen ve İstanbul’da yapılan mermer bir platformun üzerinde duran harika bir eserdir. Dikilitaş’ın bulunduğu meydan, Roma İmparatorluğu döneminde at yarışları yapılan bir hipodrom idi. Doğu Roma İmparatoru Konstantin, Amon Tapınağı girişine dikilen dikilitaşlardan bir tanesinin Roma’ya, diğerinin ise İstanbul’a dikilmesini istemiş. Böylece, Tarihi Yarımada’nın en önemli eserlerinden olan Dikilitaş, 3500 yıl önce Mısır’dan İstanbul’a getirilip bu meydana dikilmiş.

4. Mısır Çarşısı

Tarihi Yarımada

İstanbul’un en eski çarşılarından biri olan Mısır Çarşısı Eminönü’nde bulunuyor. Bu çarşının inşaatı, 1597 yılında III. Murat’ın annesi Safiye Sultan tarafından Yeni Camii’ye kazanç getirmesi amacıyla başlatılmış. IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan’ın verdiği talimatlar ile çarşı bugünkü halini almış. Çarşının inşaatı 63 yıl sürmüş ve çarşıya gelen ürünlerin büyük bir çoğunluğu Mısır’dan gelmiş. Bu nedenle Mısır Çarşısı adını almış. Tarihi Yarımada denince hemen akla gelen Mısır Çarşısı, yapıldığı günden bu yana binbir çeşit kuruyemiş, şifalı ot ve baharatların satıldığı bir durak olarak öne çıkıyor.

5. Yerebatan Sarnıcı

Tarihi Yarımada

Soğukçeşme Sokağı’nda bulunan Yerebatan Sarnıcı, suyun içerisinden yükselen birçok mermer sütun sebebiyle halk tarafından Yerebatan Sarayı olarak biliniyor. Yerebatan Sarnıcı, 526-527 yıllarında İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için yapılmış. Buranın içinde Gözyaşı Sütunu ve bir ters Medusa Heykeli bulunuyor. Gözyaşı Sütunu, sarnıç yapılırken ölen binlerce kölenin anısına yapılmış etkileyici bir eser. Medusa Heykeli ise o dönemde bu tarz büyük yapıları korumak amacıyla yapılmış. Birçoğumuzun bildiği üzere Medusa, Yunan mitolojisinde bulunan ve gördüğü kişileri taşa çeviren bir karakter. Rivayete göre, Medusa Heykeli’nin ters yapılmasının amacı gördüğü kişileri taşa çevirmesine engellemek.

İlginizi çekebilir:

İstanbul’un Yer Altındaki Gizemli Dünyası: Hepsi Birbirinden Büyüleyici 6 Sarnıç

6. Ayasofya

Ayasofya

Bizans İmparatoru I. Justinianus’un talimatları ile inşa edilen Ayasofya, dünya üzerindeki en eşsiz dini yapılardan biridir. Ayasofya, 532-537 yılları arasında inşa edilmiş bazilika planlı bir patrik katedraldir. Osmanlı, İstanbul’u fethettikten sonra Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı camiye dönüştürmüştür. 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından müzeye dönüştürülmüş ve 2020 yılına kadar müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsü iptal edilip cami statüsü verilmiştir.

Tarihi Yarımada içinde bulunan Ayasofya, mimari bakımdan merkezî planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup, kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır. Burası ayrıca, Hristiyanlar için hem turistik hem sembolik hem de ruhsal bir çekim merkezidir.

7. Kapalıçarşı

Kapalıçarşı

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 yılında inşa ettirilen Kapalıçarşı, aradan geçen yüzlerce yıla rağmen hala İstanbul’daki en önemli ticaret noktalarından biri. Geçmişten günümüze birçok kez yangın çıkan çarşıda sayısız han ve dükkan bulunuyor. Sanki bu çarşıdaki her kapı farklı dünyalara açılıyor. Hiç şüphesiz, Kapalıçarşı’da herkesi cezbedebilecek en az bir şey vardır.

Hemen sizlere Kapalıçarşı ile ilgili bir efsaneyi anlatalım. Bu efsaneye göre, Kapalıçarşı’nın altında tüneller bulunuyor ve söz konusu tüneller önce Yerebatan Sarnıcı’na, daha sonra Kınalıada’ya kadar uzanıyor. Bu gizli tünelleri bilen kişilere, bu tünelleri kimselere anlatmaması için Kur’an’a el bastırılmış ve yemin ettirilmiş.

8. Beyazıt Meydanı

Tarihi Yarımada

İstanbul Üniversitesi’nin ihtişamlı kapısıyla dikkatleri üzerine çeken Beyazıt Meydanı, Osmanlı döneminde bir saray meydanıydı. Yıllar içinde pek çok kez yıkıma uğramış olsa da, her seferinde eskisinden daha iyi olacak şekilde büyütülmüş ve genişletilmiş. Beyazıt Meydanı’nda biraz gezdikten sonra, Beyazıt’ta bulunan Beyazıt Camii, Nuruosmaniye Camii ve Sahaflar Çarşısı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Beyazıt Camii, 1505 yılında Sultan II. Beyazıt tarafından yaptırılmış. Ayrıca hemen Beyazıt Meydanı’nın yanında bulunuyor.

9. İstanbul Arkeoloji Müzesi

Tarihi Yarımada

19. yüzyılda İmparatorluk Müzesi olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi, 13 Haziran 1891 tarihinden beri ziyarete açıktır. Öncelikle mimarisi ile kendini görenleri etkilemeyi başaran müzenin içinde Balkanlar’dan Anadolu’ya, Arap Yarımadası ve Afganistan’dan Afrika’ya kadar Osmanlı’nın sınırları içerisinde yaşayan medeniyetlerle ilgili 1 milyondan fazla eser bulunuyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi, tarih seven veya sevmeyen herkesi derinden etkilemeyi başarıyor.

10. Süleymaniye Camii

Tarihi Yarımada

Süleymaniye Camii, 1551-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilmiştir. Bu cami, hazire, sıbyan mektebi, hastane, kütüphane, hamam, dükkanlar ve medreselerden oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçasıdır. Mimar Sinan’ın söylemiyle Süleymaniye Camii, kıyamete kadar yıkılmayacak bir camidir. Öyle ki, geçmişten günümüze yaşanan depremlerde en ufak bir çatlak bile almamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu