Japonya Depreme Nasıl Hazırlanıyor? | …

Ülkemiz, yakın tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşıyor. Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, 10 şehrimizde büyük bir yıkıma neden oldu, binlerce insanımız hayatını kaybetti. Enkaz altında kalan binlerce vatandaşımız zamana karşı yarışıyor, kurtarılmayı bekliyor. Bu büyük felaketin izleri ve sebep olduğu acılar ise henüz çok taze. Depremin üzerinden yalnızca 5 gün geçti. Ancak pek çok uzman, uzun yıllardır Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ifade ediyor. Yani bilim, ülkemizin ilerleyen dönemlerde de pek çok depremle karşı karşıya kalacağını söylüyor. İşte tam da bu nedenle, bir deprem ülkesi olduğumuzu hatırlamamız, depremin yaşamlarımızın bir parçası olduğunu kabul etmemiz ve daha önemlisi hazırlanmamız gerekiyor. Peki ama nasıl? Coğrafyamızda meydana gelmesi kuvvetle muhtemel, yıkıcı depremlerden etkilenmemek için ne yapabiliriz? Bu noktada, dünyanın depreme karşı en dayanıklı, en hazırlıklı ülkelinden olan Japonya’ya göz atmak fayda sağlayabilir…

Japonya, dünya üzerinde afet riskinin en yüksek olduğu ülkelerden biri

japonya

“Doğal afet risk haritasında” 173 ülke arasında 155. sırada yer alıyor. Yani Japonya, doğal afet riskinin en yüksek olduğu ülkelerden biri. 6 ve üzeri büyüklükteki depremlerin yüzde 20’si Japonya’da meydana geliyor. 3 farklı tektonik levhanın kesişim noktasında yer alan ülkede her yıl 1000’den fazla deprem gerçekleşiyor. Fakat bazıları ciddi sayılabilecek büyüklükte olan bu depremlerin pek çoğu, ülkede haber dahi olmuyor.

Çünkü Japonya, bir deprem ülkesi olmanın gereklerini yerine getiriyor, büyük yıkıma neden olabilecek depremlere karşı hazırlanıyor. Buna bağlı olarak da deprem konusunda örnek alınabilecek ülkelerin başında gösteriliyor. Peki, Japonya deprem karşı nasıl hazırlanıyor?

1923 yılında Tokyo’da meydan gelen 7,9 büyüklüğündeki deprem nedeniyle, 100.000’den fazla insanın yaşamını kaybettiği biliniyor. Bu büyük yıkımın ardından Japonya, deprem gerçeğini daha ciddi bir boyutta ele almaya ve depremin yıkıcı etkilerini bertaraf edebilmek için çalışmaya başlıyor

Ancak 1995 yılında Kobe kentinde meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki deprem nedeniyle Japonya bir kez daha büyük bir yıkım yaşıyor. Binlerce binanın yıkıldığı, yolların ve altyapının çöktüğü depremde 400 binden fazla insan yaralanıyor, ne yazık ki 6.400 insan da yaşamını kaybediyor. İşte bu korkunç felaketin ardından Japonya, deprem planını bir kez daha gözden geçirmeye karar veriyor. Çünkü tıpkı Türkiye gibi bir deprem ülkesi olan Japonya, ilerleyen süreçte tekrar yıkıcı depremlerle karşılaşacağını, asıl öldürenin deprem değil, ihmal olduğunu biliyor…

1995 Kobe depreminin ardından Japonya’da ciddi bir “depreme hazırlık” dönemi başlıyor

Neler mi yapılıyor? Kobe depreminin ardından, ülkedeki deprem yönetmeliklerinin hepsi, yeniden düzenleniyor. Ülkedeki evleri güvenli hale getirebilmek için yeni yasalar, yönetmelikler hazırlanıyor. Yüksek binalar, deprem anında sarsılacak şekilde değil, sallanacak şekilde inşa ediliyor, güvenli hale getiriliyor. Yerel idareler, vatandaşların evlerini deprem güvenliği açısından denetlemekle görevlendiriliyor ve denetliyor!

Ülkenin büyük depremlerin ardından yıkıcı tsunami felaketlerine de sahne olacağı bilindiğinden, kıyı şeritlerine tsunamiye dayanıklı barınaklar inşa ediliyor. Yine sahil şeritleri, su taşkınlarına karşı inşa edilen setlerle donatılıyor. Belirli bir büyüklüğün üzerindeki depremlerde, nükleer santrallerin çalışmasını otomatik olarak durduran sistemler devreye sokuluyor…

2011 yılında Japonya bir kez daha büyük bir depremle sarsılıyor

11 Mart 2011’de Tōhoku bölgesinde meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem, bir kez daha büyük bir yıkıma neden oldu. Korkunç deprem aynı zamanda tarihin en büyük tsunami felaketlerinden birini tetikledi. Yüksekliği 40 metreyi bulan dev dalgalar, 500 kilometre hıza ulaşarak kıyıya vurdu.

Japonya, “ülke çevresinde meydana gelen en büyük deprem” olarak kayıtlara geçen felaket nedeniyle 20 binden fazla vatandaşını kaybetti. Depreme hazırlıklı olabilmek için büyük çaba harcayan Japonya, alınabilecek önlemleri almış fakat bir kez daha çaresiz kalmıştı. Ancak bu büyük felaket Japonya’da önemli bir zihniyet değişikliği yaşanmasına sebep oldu…

Ülke, deprem tedbirlerini kararlılıkla uygulamayı sürdürdü. Bununla birlikte hükümet ve araştırmacıların afetlerle ilgili algısında önemli bir değişiklik meydana geldi

japonya

Depremin ardından ülkedeki, “afetlerin etkisini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik” algı yerini “afetle birlikte yaşayabilmek için gerekli tedbirlerin alınması” gayretine bıraktı. Bir taraftan, teknik ve yapısal hazırlıklar hız kesmeden sürdürüldü. Diğer yandan “deprem gerçeğini” gündelik yaşamın parçası haline getiren uygulamalar hayata geçirildi.

Japonya’da “depremde yıkılan kentler, depremle yaşayan kentlere” dönüştürüldü

japonya

Örneğin depremde zarar gören bazı binalar sembol haline getirilerek, olduğu gibi bırakıldı. Böylece deprem gerçeğinin her daim hafızalarda taze tutulması sağlandı. Afet sırasında çekilen fotoğraflardan ve enkazlardan toplanan eşyalardan, kalıntılardan çeşitli müzeler kuruldu. Böylece deprem, hem afetlerden etkilenen insanların, hem gelecek nesillerin, hem şehirlerin hem tüm Japonya’nın hafızasında yer etti, gündelik yaşamın bir parçası haline getirildi.

Tüm bu uygulamaların yanında 1 Eylül, 1923 yılındaki büyük felaketin unutulmaması adına “Felaket Önleme Günü,” eylül ayının ilk haftası “Felaket Önleme Haftası” ilan edildi. Ocak ayının üçüncü haftası ise Afet Yardım Gönüllüleri Haftası” ilan edildi. Tüm bu uygulamalar Japon halkının afetlere karşı bilincinin yükselmesine ve bu sayede binlerce insanın hayatta kalmasına büyük katkı sağladı…

Şimdilerde Japonya’da oldukça büyük deprem olsa da alınan önlemler nedeniyle kayda değer bir yıkım yaşanmıyor. Hatta bu depremler ülkede haber değeri dahi taşımıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu