Anksiyete Bozukluğu İle Mücadele Ederken Beslenme Düzeniniz Nasıl Olmalıdır?

Anksiyete bozukluğu, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen sürekli endişe, korku ve gerginlik durumlarıyla karakterize bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu bozukluk, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve kişinin iş, okul, ilişkiler ve diğer günlük aktivitelere katılmasını zorlaştırabilir.

Ne yazık ki anksiyete bozukluğunun görülme sıklığı her geçen yıl artıyor. Dünya genelinde özellikle koronavirüs pandemisi ile birlikte hem enfeksiyonun kendisi hem de yarattığı stres nedeniyle anksiyete görülme oranı belirgin bir şekilde artış göstermiştir. Bununla birlikte büyük şehirde yaşamak ve iş stresi de anksiyete bozukluklarının en önemli nedenlerinden biridir. Peki anksiyete ile beslenme düzeni arasında sıkı bir ilişki var desek? Evet, yapılan araştırmalara göre dengeli beslenmemek anksiyete bozukluğu geliştirme riskini artırıyor. Elbette anksiyete bozukluğunu sadece beslenme düzenini değiştirerek ortadan kaldırmak imkansızdır. Ancak kişinin beslenme alışkanlıklarını sağlıklı bir hale getirmesi iyileşme sürecine katkı sağlayacaktır. O halde vakit kaybetmeden detaylara bakalım.

Anksiyete bozukluğunun her biri ayrı bir belirtiye sahip olan birçok alt türü bulunuyor

Günlük hayatımızda ara sıra kaygılı hissetmek son derece normaldir. Çünkü zaman zaman yaşadığımız olaylar nedeniyle endişelenebilir ya da gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz. Günlük yaşamda endişeli hissetmek her ne kadar normal olsa da bu endişe halinde bir aşırılık varsa o zaman tıbbi bir hastalıktan söz edilebilir. Anksiyete bozukluğu kendi içinde de bazı alt türlere ayrılıyor. Onlardan bazıları şu şekildedir:

Genel anksiyete bozukluğu (GAB): Bu tür anksiyete, kişinin belirli bir neden olmaksızın sürekli olarak aşırı kaygı ve endişe yaşadığı bir durumu ifade eder. GAB, günlük yaşamda işlevsellik sorunlarına neden olabilir.

Sosyal fobi: Sosyal fobi, kişinin toplum içinde veya belirli sosyal durumlarda aşırı derecede kendine güvensiz hissetmesi ve bu nedenle bu tür durumları kaçınmaya çalışmasıyla karakterizedir.

Panik bozukluk: Panik bozukluğu, kişinin aniden ve şiddetli bir şekilde panik ataklar yaşadığı bir durumu ifade eder. Bu ataklar ani bir kaygı, terleme, nefes darlığı ve çarpıntı gibi fiziksel semptomlarla birlikte gelir.

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB): OKB, kişinin tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşüncelere karşı koymak için yapmak zorunda hissettiği tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) içerir.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): TSSB, kişinin travmatik bir olayı deneyimledikten sonra tekrarlayan kabuslar, anksiyete, öfke ve duygusal rahatsızlık gibi semptomlar yaşadığı bir durumu ifade eder.

Agorafobi: Agorafobi, kişinin açık alanlarda veya toplum içindeyken panik atağa veya utanmaya karşı bir korku geliştirmesi ve bu nedenle bu tür durumlardan kaçınmaya çalışmasıyla karakterizedir.

Anksiyete bozuklukları, psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisini içeren bir tedavi yaklaşımı ile yönetilebilir. Profesyonel bir sağlık uzmanından yardım almak, anksiyete bozukluğunu tanılamak ve tedavi etmek için önemlidir, çünkü erken müdahale, semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir.

Beslenme ve anksiyete bozukluğu arasında nasıl bir ilişki var? Anksiyetesi olan kişiler nasıl beslenmeli?

anksiyete bozukluğu

Beslenme, anksiyete bozukluğu olan kişilerin genel sağlık ve zihinsel durumunu etkileyebilir. Sağlıklı beslenme, anksiyete semptomlarını hafifletmeye ve genel yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. İşte anksiyete bozukluğunda beslenme ile ilgili bazı önemli noktalar ve öneriler:

Dengeli beslenme: Sağlıklı ve dengeli bir beslenme, anksiyete semptomlarının yönetimine yardımcı olabilir. Protein, karbonhidrat, sağlıklı yağlar, vitaminler ve mineraller açısından zengin bir beslenme planı oluşturmak önemlidir.

Kafein ve uyarıcılar: Kafein ve diğer uyarıcılar, bazı kişilerde anksiyete semptomlarını artırabilir. Kahve, çay, enerji içecekleri ve diğer uyarıcı içeceklerin tüketimini sınırlamak veya kaçınmak faydalı olabilir.

Şeker ve rafine karbonhidratlar: Şekerli ve rafine karbonhidratlar, kan şekerini hızla yükseltebilir ve düşürebilir, bu da anksiyete düzeyini etkileyebilir. Rafine karbonhidratlardan zengin beslenmek yerine tam tahıllı ve lifli karbonhidratları tercih etmek daha sağlıklı olabilir.

Omega-3 yağ asitleri: Omega-3 yağ asitleri, anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve beyin sağlığını destekleyebilir. Balık, keten tohumu, chia tohumu ve ceviz gibi omega-3 yağ asitleri içeren gıdaları diyetinize eklemek faydalı olabilir.

Magnezyum: Magnezyum, gevşeme ve stres azaltma üzerinde olumlu etkisi olan bir mineraldir. Yeşil yapraklı sebzeler, badem, avokado ve siyah fasulye gibi magnezyum açısından zengin besinleri tüketmek önemlidir.

Antioksidanlar ve vitaminler: Bazı antioksidanlar ve vitaminler, anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Özellikle C vitamini, magnezyum ve B vitaminlerinin eksikliği anksiyete ile ilişkilendirilmiştir.

Hidrasyon: Genel sağlık için vücudun yeterince su alması gerekir. Susuzluk, anksiyete semptomlarını kötüleştirebilir. Günde en az 8 bardak su içmek iyi bir başlangıçtır.

Yediklerinizi takip edin: Hangi yiyeceklerin anksiyete semptomlarınızı artırabileceğini takip edin. Bazı kişiler, yüksek şekerli veya yüksek yağlı yiyeceklerin anksiyete düzeylerini artırdığını bulabilirler.

Düzenli öğünler: Düzenli öğünler yemek, kan şekerini stabilize eder ve ani açlık nedeniyle oluşan gerginlik hissini azaltabilir.

Besin duyarlılığına dikkat edin: Bazı insanlar, belirli gıdalara duyarlı olabilir ve bu gıdalar anksiyete semptomlarını artırabilir. Kişisel olarak, hangi gıdalara tepki verdiğinizi izlemek önemlidir.

Her bireyin anksiyete düzeyi ve ihtiyaçları farklıdır, bu nedenle beslenme planları bireysel olarak mutlaka bir diyetisyen tarafından düzenlenmelidir. Anksiyete bozukluğu olan kişiler, bir beslenme uzmanından destek alarak kendileri için en uygun beslenme planını oluşturmalıdır. Ayrıca, beslenme düzenlemeleri, diğer tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile birleştirildiğinde anksiyete bozukluğu ile başa çıkmada daha etkili olabilir.

İlginizi çekebilir:

Anksiyete Nedir? Anksiyete Bozukluğu Hakkında 14 Önemli Bilgi

Anksiyete Bozukluğunu Resim ve Fotoğraflarla Anlatan İnsanlardan 16 Anlamlı Görsel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu