Yapay zeka dost mu düşman mı?

Yapay zeka çalışmaları, 1980 sonrasında hiz kazanmaya başlasa da 2000’li yıllara kadar kullanıcı düzeyinde etkisi fark edilmedi. İnternetin yaygınlaşması ve insanların birden fazla akıllı cihaza sahip olmasıyla yapay zeka uygulamalarının önemi fark edildi. İnternet, bilgisayar ve akıllı cihazlar aracılığıyla bugün yapay akıllı sistemler geniş kitlelerin kullanımına ulaştı. Ancak yine de insan zekası model alınarak geliştirilen yapay zeka uygulamaları giderek gelişiyor, tahminlerden hızlı bir şekilde yeni alanlarda karşımıza çıkıyor.

Yapay zekanın geleceğini ve toplum üzerindeki etkisini tahmin etmek zor. Ancak kısa zamanda hayatımızın birçok alanında kullanılacağı ortada. Bazı uzmanlar, yapay zekanın insan yaşamına büyük katkı sağlayacağını söylüyor. Ancak, bu kadar iyimser olmayan, tersini söyleyenler de var. Yani yapay zekanın ortaya çıkarabileceği sorunlar bir süre sonra bireyler ve devletler için tehlike oluşturabilir. Ama ortadan olan, yapay zekanın artık daha çok kullanılacağı gerçeği…

Bazı varsayımlara göre,yapay zeka bir gün insan zekasını taklit etmenin ötesine gidecek. Bu varsayımla, insanüstü bir varlık olma iddiasındaki yapay zekanın bu boyuta ulaşıp ulaşamayacağı spekülasyonlara açık bir teori olarak kalmaya devam ediyor. Çünkü bugüne kadar hiçbir örneği yok. Tarihte hiçbir şekilde örnek alınacak ya da  benzetme yapılabilecek bir olay da yok.

TARTIŞMA BAŞLADI

Son zamanlarda girişimci Elon Musk ve bir grup teknoloji uzmanı uyarılarda bulundu. Bu kişiler, yüksek yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesine ara verilmesini isteyerek, yapay zekanın ekonomik ve siyasi alanda, toplum ve medeniyete yönelik riskler taşıdığını vurguladı. Musk ve ona benzer bir şekilde düşünenler, yapay zeka ve robot tasarımları için ortak güvenlik protokolleri talep etti. Ancak, bu taleplere karşı çıkan uzmanlar da var. 

Yapay beyinler günlük hayatımızı, meslekleri, eğitimi, gelecek nesilleri ve gelecekteki yaşam biçimini nasıl etkileyecek bilmiyoruz. Yapay zeka uygulamaları ile insan gücünün ön planda olduğu, zarar görme veya hata yapma payının yüksek seyrettiği işler değişiyor. İnsan gücünün yerini akıllı sistemler, makineler maya devam ederken, insan gücü yerini sistemlerin işleyişini kontrol ve denetlemeye bıraktı. Bu da insana duyulan ihtiyaci azalttı. Peki insanlar kendi elleriyle geleceğini tam anlamıyla belirleme ve denetleme kapasitesine sahip mi?

(Devamı gelecek)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu