Taşlama şiirin ustası Can Yücel’in vefatının üzerinden 24 yıl geçti

Usta şair, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümündeki eğitiminin ardından İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde Latince ve Yunanca eğitim gördü. Londra’da BBC Radyo’nun Türkçe bölümünde spikerlik yapan ve çeşitli elçiliklerde çevirmenlik görevi üstlenen Yücel, askerliğini Kore’de tamamladı.

Güler Hanım ile 1956’da evlenen Can Yücel’in bu evlilikten kızları Güzel ve Su ile oğlu Hasan dünyaya geldi. Türkiye’ye 1958’de dönen Yücel, bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştıktan sonra bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını sürdürdü. Can Yücel, 1989’dan sonra, eşiyle Datça’ya yerleşti ve burada bir yandan şiirler yazmaya bir yandan da dergilerde yayımlanmak üzere yazılar göndermeye devam etti.

İLK ŞİİRLERİNİ 1950’DE “YAZMA” KİTABINDA OKUYUCUYLA BULUŞTURDU

İlk şiirlerini, 1950’de yayımlanan “Yazma”‘ kitabında toplayan Yücel, 1945-1965’te “Yenilikler”, “Beraber”, “Seçilmiş Hikayeler”, “Dost”, “Sosyal Adalet”, “Şiir Sanatı”, “Dönem”, “Yöne”, “Ant”, “İmece”, “Papirus” adlı dergilerde yazdı.

Usta şairin 1962’de İngiltere’deyken, 1709’dan kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. Siyasal konularda da 1965’ten sonra çeşitli eserlere imza atan Yücel, “Yeni Dergi”, “Birikim”, “Sanat Emeği”, “Yazko Edebiyat” ve “Yeni Düşün” dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleriyle tanındı.

Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına sevgisini yansıttı. “Maaile” isimli bir eseri de bulunan Yücel’in, “Küçük Kızım Su’ya”, “Güzel’e”, “Yeni Hasan’a Yolluk”, “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı. Lorca, Shakespeare, Brecht’in oyunlarını da çeviren şair Yücel, Shakespeare’in “Olmak ya da olmamak” anlamındaki “To be or not to be” cümlesini, “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti.

HAPİSTE OLDUĞU DÖNEMDE KİTAP YAYIMLADI

Che Guevara ve önceki Çin Komünist Partisi Başkanı Mao Zedong’dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 12 Mart 1971’de 15 yıl hapse mahkum olan Yücel, 1974’deki genel afla hapisten çıktı ve hapiste yazdığı “Bir Siyasinin Şiirleri” adlı kitabını yayımladı. Can Yücel’in 12 Eylül 1980 sonrasında kaleme aldığı “Rengahenk” isimli kitabı, müstehcen olduğu iddiasıyla toplatıldı. 1998’de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yücel, bir yıl iki ay hapis cezasına mahkum edilirken, Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu hükmü, “cezanın ertelenmesi gerektiği” görüşüyle bozdu.

Kendine özgü samimi ve yalın dili, muhalif bakış açısı, derin mizah duygusuyla kaleme aldığı eserleriyle Türk edebiyatının özgün şairleri arasındaki yerini alan Yücel, ünlü dünya şairlerinden çevirdiği şiirleri bir araya getirdiği “Her Boydan” adlı eserini 1959’da yayımladı.

Yücel, yapıtlarını “Yazma”, “Sevgi Duvarı”, “Bir Siyasinin Şiirleri”, “Ölüm ve Oğlum”, “Şiir Alayı”, “Rengahenk”, “Gökyokuş”, “Canfeda”, “Çok bi Çocuk”, “Kısadevre ve “Kuzgunun Yavrusu” adlı kitaplarda topladı.

Taşlama şiirin ustası Can Yücel'in vefatının üzerinden 24 yıl geçti - 3

“İNSANLAR KENDİ ADLARINA DEĞİL, KAİNAT ADINA YAZARLAR”

Zeynep Oral’ın “Sözden Söze” kitabında yayınladığı Can Yücel röportajında, Yücel şiir hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade etmişti:

“Şiir gürültüden müziğe geçmektir. Şiir evrenin -bak kainatın demiyorum- içinde büyük seslerin, molekül ve atomlardan başlayan bütünlüğü, bu bütünlüğün müziğidir. Şairin görevi bu musikiyi kurmaktır. Kozmostan aşağı şiir yazılmaz. Üst tarafı minördür… Harika o ki, insanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar. Bütünselliğin dışında şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bütündür. Şiir bu bütünden çıkan büyük çılgınlıktır.”

Usta şair, 12 Ağustos 1999’da İzmir’de, 73 yaşında vefat etti.

Şairin vefatından sonra Datça Belediyesi ve ailesi tarafından, anısına edebiyat ve kültür-sanat şenlikleri düzenlenirken, Datça’daki evi müze haline getirildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu