Suyu Arayan Adam Kitap Analizi

“Suyu Arayan Adam” ünlü yazar Şevket Süreyya Aydemir’in (1897-1976), kendi hayatını anlattığı ve 1959 yılında yayınladığı bir kitap. Suyu Arayan Adam otobiyografi türünde bir eser. Eserde Osmanlıcı, Turancı, Komünist, Kemalist inanç ve düşüncelerinin neden değiştiğini anlatıyor. Suyu Arayan Adam kitabında Aydemir, 52-53 yaşına kadar başından geçenlerden ve “suyu arama” diye bahsettiği kendi yolunu arama hikayesinden bahsediyor. Eser, Türkiye’nin tarihi ile paralel bir şekilde ilerliyor. Aydemir politik geçmişi olan bir yazar, bunu da otobiyografisinde sık sık hissettiriyor. Birçok kişi Aydemir’in dilini samimi ve akıcı buluyor. Yazarın sevilmesinin altındaki nedenlerden birisi de bu. Ayrıca çocukluk ve gençliğinden bahsettiği anlar oldukça eğlenceli, geçmiş zaman olsa bile okuyucuyu sıkmıyor. Şimdi vakit kaybetmeden Suyu Arayan Adam kitap analizi yapmaya başlayalım👇

Suyu Arayan Adam konusu

Suyu arayan adam

Suyu Arayan Adam, ilkokul öğretmeni olarak yetişmek üzereyken Birinci Dünya Savaşı’na katılmak zorunda kalan ve Büyük Turan’ı kurmak yolunda Kafkas, Hazer ülkelerine koşan bir genci anlatıyor. Kitapta yazar, Şevket Süreyya Aydemir’in hayatını okuyoruz. İnandığı ideolojilerden uzaklaşıp “suyu araması” yani kendi yolunu bulmasını takip ediyoruz. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kitabın karakterleri arasında;

Aydemir: Kitabın baş kahramanı. Tüm eski Osmanlı topraklarını gezen adam, siyasi görüşleri yerinde görüp inceleme imkanı buldu. Azerbaycan’dayken Enver Paşa ile tanıştı.

Ekmeksiz köy öğretmeni: İletişim becerisi çok yüksek, vatansever, sosyal, gittiği her yerde insanlarla iyi ilişkiler kuran bir karakter.

Hoca Efendi: Kendi halinde, kimseye bulaşmayan birisi. Kooperatifçilikle uğraşıyor.

Muhtar: İyi niyetli, köy öğretmenine her zaman yardım etmeye çalışan, dürüst birisi.

Suyu Arayan Adam özet

Suyu arayan adam

Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan kitabında kendi hayatını anlatıyor. İlk bölümde Osmanlı’nın son döneminde egemen olan Osmanlıcılık, Türkçülük-Turancılık gibi ideolojileri inceliyor ve Aydemir’in bunlarla ilişkisini okuyoruz. Aydemir bununla birlikte Rusya’da Sovyet Devrimini, Azerbaycan’da Turancılık ve sosyalist hareketleri, Asya’daki zaferi, Sovyetler’de Lenin ve Stalin dönemlerini ve ayrıca Nâzım Hikmet gibi tanınmış Türk sosyalistleri de inceliyor. Yazar Doğu İşçileri Sosyal Bilimler Akademisi’nde okuyor ve Türkiye’ye döndüğünde Aydınlık dergisi etrafında toplanan sosyalist aydınlardan biri haline geliyor. 1925 ve 1927’de komünist tutuklamalarından ve Afyon’da hapis cezasına çarptırılmasından bahsediyor.

İkinci bölüme geldiğimizde Kadro hareketi, Kemalist devrim ve bu devrim için gerekli koşullar inceleniyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün eğitim faaliyetleri anlatılıyor. Şevket Süreyya Aydemir, Turancılık, Komünizm gibi fikirleri reddediyor ve sonunda Cumhuriyetçi ve Milliyetçi kılığına girerek suyu bulduğunu söylüyor.

Kitap analizi

Kitapta Şevket Süreyya Aydemir, kendisini “suyu arayan adam” olarak tanımlıyor. Kitap boyunca birçok ideolojiyi görüyor ve tanıyoruz. Yazarın hayatı, fikir değişiklikleri, kimlik arayışı, coğrafya ve zamanın değişmesi ile kişiliğinin değişmesi gibi olayları Aydemir ile birlikte yaşıyoruz. Hayatı boyunca aradıkları ve bulduklarını su, toprak ve yangın sembolleri ile anlatan yazar, birçok kişiye ilham olacak konulara değiniyor. Kitapta su, topraktan göğe yükselen ve tekrar yağmurla yuvası toprağa kavuşan bir döngüyü temsil ediyor. Su var ise hayat da var. Toprak ise “başlangıç ve son” anlamına geliyor diyebiliriz. Yangın ise insanı cevabını bulana kadar rahatsız eden “kimim ben?” sorusu. İnsan kim olduğu bilemezse, potansiyelini mahvederse ruhu çürür. Yangın gibi içten içe yanar. Aydemir bunu gerçekten muhteşem bir şekilde anlatıyor. Suyu arayan adam aslında içindeki yangına derman arıyor, kendini arıyor.

Şevket Süreyya Aydemir göçmen bir ailenin çocuğu. Bu yüzden de hayatı boyunca hangi toprağa, milette ait olduğunu aradı. Kendini birçok şekilde tanımlayan, birçok ideolojiye sığınmaya çalışan yazar yangınına bir türlü çare bulamamıştır. Bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Bilmiyorum yoldaş, dedim, nereye gittiğimi bilmiyorum.”

Kitabın sonunda “suyu” gerçekten de bulabiliyor, ancak bunun için izlemesi gereken yol uzun ve zor. Sadece ideoloji olarak düşünmemek gerek, kendisini arayan her insan bu kitaptan fayda görecektir. Kim olduğunuzu ve aramaya nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız Aydemir size bu konuda yardımcı olacaktır.

Suyu Arayan Adam yorumları

İlber Ortaylı tarafından okunması tavsiye edilen, Milli Eğitim Bakanlığı’nca 100 temel eser kapsamına da alınmış harika bir eser.

İçerik olarak tarihi hadiselerden bahseden kitapları pek sevmiyorum. Özellikle olayları anlatırken yavan bilgiler içeren kitapları…Mesela şu tarihte şöyle bir olay olmuş veya şu savaşa şu kadar kişi katılmış ve olaylar böyle vuku bulmuş gibi. Ancak Şevket Süreyya Aydemir bu tarz bir eser kaleme almamış.

Yazan: @biblokur

Kitap bir arayışın hikayesi, her limana uğrayan kaptanının limanları tasviri.

Yazan: @Aktura

Suyu Arayan Adam alıntı

“Huzurun bir pahası var”

“Yıpranış önce ruhlarda başlar.”

“Hayallerimizin çalışması uykuyla bitmezdi.”

“As olan milletti. Vatan, bu milletin yaşadığı her yerdi.”

“Yıllar, eski püskü bir avuç not üstünde eriyip gidiyordu.”

“İnançlarımız, içimizde yaşayan masum varlıklardı.”

“Ortada büyük bir hastalık vardı. Adı söylenmeyen, ama herkes tarafından bilinen ve gittikçe artan bir hastalık İktidar yorgunluğu! Evet, iktidar artık hastaydı. İktidar yorulmuştu.”

Diğer analizlerimiz👇

Davranışlarınızı Değiştirin Hayatınız Değişsin! Atomik Alışkanlıklar Kitap Analizi

Konusu, Özeti ve Okuyucu Yorumları: Tüm Yönleriyle “İnsanlığımı Yitirirken” Kitap Analizi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu