Rus muhalif Alexei Navalny’nin hapiste zehirlendiği iddia edildi
Tutuklu olarak yargılanan Rus muhalif Alexei Navalny’nin sağlığı kötüleşiyor. Navalny’nin sözcüsü Kira Yarmysh, hapishane yiyeceklerinin Navalny’nin mide ağrısını daha da kötüleştirdiği için yemek yemediğini belirtti. Yarmysh, Navalny’nin hapishane yiyecekleri aracılığıyla yavaş yavaş zehirlendiğinden şüphelendiklerini belirterek, siyasetçinin son 15 günde 8 kilo kaybettiğini söyledi.
Rus muhalif Alexei Navalny’nin sözcüsü Kira Yarmysh, 46 yaşındaki siyasetçinin sağlığına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yarmysh, Navalny’nin hapishane yiyecekleri mide ağrısını daha da kötüleştirdiği için yemek yemediğini söyledi.Yarmysh, “Hapishane yiyecekleri aracılığıyla Navalny’nin yavaş yavaş zehirlendiğini düşünüyoruz. Cuma günü şiddetli mide ağrısı nedeniyle onun için bir ambulans çağrıldı ve bu, daha önce böyle bir şey yaşamadığı için bizim için büyük bir sürpriz oldu.” açıklamasını yaptı.Yarmysh, sözlerine şöyle devam etti:
“Navalny, hiçbir şey yemiyor çünkü hapishane kantininden yiyecek alması yasak ve hapishane tarafından kendisine sağlanan yiyecekler aslında mide ağrısını kötüleştiriyor. Son 15 gün içinde 8 kilo kaybetti. Uygun tıbbi bakımı almadığı için onun için endişeleniyoruz.”
Rus muhalefet lideri, yolsuzluk karşıtı aktivist ve avukat olan Alexei Navalny, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın çevresi de dahil olmak üzere Rus yetkililerin yolsuzluk ve suistimal vakalarını ifşa eden blogu aracılığıyla dünyada ün kazandı.Navalny, Putin’e muhalifliği nedeniyle birçok kez tutuklandı ve hapse girdii. 2014 yılında “zimmete para geçirme” suçlamasıyla mahkum edildi. 2020 yılında sinir gazı ile zehirlenen Navalny, Rusya’ya dönmeden önce aylarca Almanya’da tedavi gördü ve hemen ardından tutuklanarak hapis cezasına çarptırıldı.Navalny’nin hapsedilmesi dünyanın dört bir yanından protestolara ve kınamalara yol açarken, ABD dedahil olmak üzere birçok ülke Navalny’nin serbest bırakılması ve zehirlenmesinin soruşturulması çağrısında bulundu. Navalny’nin davası Rusya’da siyasi özgürlük ve insan hakları mücadelesinin bir sembolü haline geldi.
