Erzurum’da yaşadıklarını yazdı: Çok sövdüler. Çok üzüldüm

Gazete Güncel- İşte o yazı…

Erzurum’u seviyorum.
Sadece cağ kebabını değil, havasını, suyunu, tarihini, insanını.
Anadolu kenti, Selçuklu kenti, güzel şehir.
Tarihi eserleri arasında gezmeyi, ara sokaklarındaki çay ocaklarında oturmayı seviyorum.
Havası soğuk, insanı sıcak.

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

ÇARPTI
Kocaelispor maçı için dün Erzurum’daydık.
Sabah gittik, akşam döndük.
Ne yalan söyleyeyim, havası çarptı.
Temiz havası, güzel soğuğu, enfes yemekleri çarptı.
Güneşe aldanıp bereyi zamanında takmayınca, ağrımayan başım gün boyunca ağrıdı.

KALE ARKASI PROTOKOL TRİBÜNÜ!
Erzurum Kazım Karabekir stadına girdik, basın tribününü bulduk, kale arkasına oturduk.
Daha doğrusu oturtulduk.
Baktım, protokol de kale arkasında : )
Ama protokol ve maraton tribünleri boş, bomboş.
Sordum:
6 Şubat Maraş depremlerinde stadın iki ana tribünündeki taşıyıcı kolonlarda çatlak oluşmuş.
Yıkım kararı alınmış.
O tarihe kadar tribünler böyle kullanılacakmış.
Zaten stat yeni değil.
2011 yılındaki Universiad oyunları için elden geçirilmiş.
Ama şunu söyleyeyim:
Kale arkasından oyunu okumak gerçekten çok zor.

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

GAZETECİLERİ DE ÇOK CÖMERT
Erzurum’un gazetecileri de çok cömert.
TSYD şubesi mi, il gençlik spor müdürlüğü mü hazırlamış, tam bilmiyorum.
Devre arasında, basın için ayrılan alanda, içeride her masada birer Kadayıf dolması, ekmek arası ve ayran.
Çay zaten hazır.
Bizi yabancı gören meslektaşlarımız, “Çay aldınız mı? Yemek aldınız mı? Dolma yediniz mi?” diye sorup durdu.
Kaç defa da ısrar ettiler.
Anadolu insanı böyle işte.
(Maçtan önce tatlı yediğim için hepsine teşekkür ettim.)

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
Ama maçta Kocaelispor aleyhine onlarca kötü tezahürat işitmek de hoş olmadı.
Hangi küfürleri ettiklerini tek tek elbette yazmayacağım.
Ama koro halinde, sürekli küfür ettiler.
Erzurumspor taraftarının bu maç için bilendiğini tahmin etmek güç değil.
Hangi maçtı, hatırlamıyorum:
Kocaeli stadında oynadığımız olaylı Erzurumspor maçının bitiminde “İbrahim Erkal” şarkısı çalınca protestolar oldu, yönetime tepkiler geldi.
Sonra Erzurum’daki maçta “Kocaelispor kümeye” tezahüratları yükseldi.
Kocaeli’deki son maçta küfürler havada uçuştu, yöneticileri taraftarın üzerine araba sürdü, aracı taşlandı.
Ve dün Erzurum’da oynanan maçta da küfürler hiç bitmedi, taraftar hiç susmadı.
Üzüldüm.
Ülkem adına üzüldüm.

KÜFÜR, TRİBÜNLERİ ESİR ALIYOR
O haklı, bu haksız kısmına hiç girmiyorum.
Sonuca bakalım:
Küfür, tribünleri esir alıyor.
Tribünler eğlence değil küfür yeri haline dönüşüyor.
Kin, nefret büyüyor, gençlerimize çocuklarımıza miras kalıyor.
Peki, hep böyle mi olacak?
Ne zamana kadar karşılıklı küfürleşmeler devam edecek?
Ne zamana kadar küfür edenler tribünleri esir alacak?
Bu ülkenin iki güzel kentinin taraftarı birbirine düşman olmak zorunda mı?
10-20-50 kişi yanlış yaptı diye koca bir kentin takımını düşman bellemek zorunda mıyız?
Aşiretler arası kan davası gibi…
“Ama onlar şunu şunu yaptı” diye devam mı ettireceğiz bu kötü tezahüratları?
Bu kentin yöneticileri, bu yanlışları düzeltmek için adım atmayacak mı?
Dikiz aynasına bakarak araba sürülür mü?

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

TRİBÜNDE FOSUR FOSUR!
Bir de şu basın tribününde sigara içilmesi konusu var.
Arkadaşlar fosur fosur sigara içti, kimse de bir şey demedi.
Halbuki yasak, cezası var.
Tabi uygulayan olursa…
Erzurum İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü neden denetlemez bu işleri?

ERZURUM’DA HARİKA AKÇAABAT KÖFTE VAR!
Maç bitti, arkadaşlarla yemeğe geçtik.
Şehir merkezinin biraz dışında, Çat yolu üzerindeki Konaklı Zigana Et Mangal isimli işletmeye girdik.
Ortaklarından biri Ömer Yılmaz’mış.
“Engin abiyi tanıyorum, geçen dönem ben Körfez Belediyesi meclis üyesiydim, onunla birlikte Azez’e gitmiştik” dedi.
Ömer kardeşi tam çıkaramayınca, biraz da mahcup oldum.
Ömer, 5-6 yıl önce memleketi Erzurum’a taşınmış.
Bu işletmeyi ve yanındaki petrol istasyonunu almışlar.
Harika bir köfte yapıyorlar.
Akçaabat köfte ama müthiş.
İçinde kuzu eti de varmış.
“1-2 kilo alıp ofisteki arkadaşlara bir öğle vakti yapayım” diye düşündüm, “Satılık kasap köfteniz yok mu?” diye sordum.
“Yok” dedi.
“Bu köfteyi tavada yapmayacaksınız. Tavada yapanlar çok memnun kalmayabiliyor. Çünkü bunun tadını ızgara verir” deyince öylece kaldık.
İnternetteki yorumlar da harika.
Yolunuz Erzurum tarafına düşürse “mutlaka gidin” derim.
Cağ kebap mı?
O da artık başka bir sefere.

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

PEKMEZLİ, HARİKA ÖTESİ!
Unutmadan!
Elbette Kadayıf Dolması yedik.
Ama dolmaların yanında “Pekmezli” adlı bir baklava türü de görünce deneyelim dedik.
O da harika bir şeymiş.
Baklava hamurundan yapılmış, içinde iri fındık ve ceviz parçaları bulunan, zemini pekmezli ve şerbetli bir tatlı diyebiliriz.
Erzurum’a giderseniz “Pekmezli”nin tadına bakmayı da unutmayın.
Kadayıf dolması 220, Pekmezli 320 liraydı sanırım.
Büyük çay bardağı çay da 5 lira.
Adres veriyorum:
Kadayıfçı Hanifi Usta!

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

KÖRFEZ’DEN ÇAT’A TRANSFER
Kahvaltı vakti bizleri Çat Belediye Başkan Yardımcısı Bekir Sarıgül ağırladı.
Bekir Sarıgül, Körfez Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Derneği Eski Başkanı.
Aynı zamanda Körfez Belediyesinin eski imar müdürü.
2021 yılında Çat Belediyesine transfer olmuş.
(Körfez ile Çat Belediyesi, kardeş belediye. Çat’ın belediye başkanı kardeşliği iyi değerlendirmiş : )
Sağ olsun, bizlere çok eşlik etti.

Çok sövdüler. Çok üzüldüm

KOCAELİ’YE DEĞİL ERZURUM’A KURSUNLAR!
Onunla biraz Erzurum’u konuştuk.
Kentin nüfusu 750 bin.
Çat’ın nüfusu 15 bin.
Bölgenin belediye başkanları sadece hizmet etmek için değil, bölgeye fabrika açılması için de çırpınıyor.
Çünkü göçün önlenmesi, kentin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için tek yol bu.
Mesela Erzurumlular Acun Ilıcalı’yı çok seviyorlarmış.
Sebebi iki fabrika açıp yüzlerce kişiye istihdam sağlaması.
Fabrikalar çok karlı olmasa bile, Acun’un Erzurum’a bir şeyler kazandırmanın derdi içinde olması.
Elbette bu konu sadece Erzurum’un konusu, derdi, ana gündemi değil.
Daha önce de söyledim, bizim Anadolu’yu ekonomik, ticari ve sinai yönden güçlendirmemiz lazım.
Formül ya da formüller bulmamız lazım.
Bir an önce…

Kaynak: GazeteGüncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu