En Eski Bilim Kurgu Örneklerinden Biri: Hint Destanı Mahabharata

Bilim kurgu, günümüzdeki sinema ve edebiyat eserlerinde sıklıkla yer bulan bir tür. Korkutucu robotlar, uzaylılar, sıra dışı teknolojiler, ilginç evrenler ve daha pek çok fütüristik unsur, bilim kurgu türünün temellerini oluşturuyor. Ancak bilim kurgu, sandığınız kadar yeni bir tür değil. Öyle ki kökenleri binlerce yıl öncesine uzanıyor. Türün sirayet ettiği ilk örneklerden biri ise Hindistan’ın kadim Mahabharata destanı. Destanın milattan önce 3. yüzyıl ila milattan sonra 4. yüzyıl arasında ortaya çıktığı düşünülüyor. Ramayana ile birlikte Sanskritçedeki iki önemli destandan biri olarak kabul edilen Mahabharata, Pandava ile Kaurava adlı iki akraba kabile arasındaki veraset savaşını konu ediniyor. Kurukşetra Savaşı’nın anlatıldığı ve binlerce dizelik bir şiir şeklindeki bu destan, içerdiği fantastik unsurlar sebebiyle bilinen en eski bilim kurgu metinlerinden bir olarak kabul ediliyor. Hindistan’ın ulusal destanı olan Mahabharata’nın dilimizdeki karşılığı ise “İnsanlığın Öyküsü.” İşte kadim Hint destanı Mahabharata hakkında bilmeniz gerekenler.

İlginizi çekebilir:

Brahma’dan Saraswati’ye: Hinduizm’deki En Önemli Tanrı ve Tanrıçalar

Sanskritçe dilinde yazılan Mahabharata, Ramayana ile birlikte Hindistan’ın en önemli destanı olarak kabul ediliyor

Hindistan’ın ulusal destanı olan Mahabharata’nın dilimizdeki karşılığı ise “İnsanlığın Öyküsü”

Bu kadim destanın kökenleri binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bazı kaynaklarda destanın günümüzden 10.000 yıl önce ortaya çıktığı bilgisi yer alıyor

Daha yaygın bir görüşe göre Mahabharata, milattan önce 3. yüzyıl ile milattan sonra 4. yüzyıl arasında bir dönemde oluştu

Mahabharata destanı

Mahabharata, aynı zamanda bilinen en uzun şiir. Destandaki hikâyeler ve olaylar 100 bini aşkın beyit ile anlatılıyor

Ayrıca destanda toplam 1,8 milyon kelime yer alıyor. Her birinde farklı olayların anlatıldığı destan, parva olarak isimlendirilen 18 farklı kitaptan ve onlarca bölümden oluşuyor.

Mahabharata, Batı dünyasında 18. yüzyılın sonlarında tanınmaya başladı

İngiliz oryantalist Charles Wilkins, 1785 yılındaki Bhagavad-Gita (destandaki bölümlerden biri) çevirisi ile destanın Avrupa’da tanınması sağlayan isimlerin başında geliyor. Takip eden yıllarda farklı çeviri girişimleri olduysa da pek çoğu başarısızlıkla sonuçlandı. Eksiksiz tam İngilizce çeviri ise ancak 20. yüzyılın ilk yarısında tamamlanabildi.

Mahabharata’yı tarihteki en ilginç destanlardan biri haline getiren şey ne benzersiz uzunluğu ne de binlerce yıllık kökeni

Mahabharata destanı

Destanı ilginç kılan şey anlatılan hikâyeler, olaylar ve kahramanlar

Peki, Mahabharata destanı ne anlatıyor?

Binlerce yıl önce ortaya çıkan destan temelde iki akraba kabilenin egemenlik savaşını konu ediniyor. Pandava ile Kaurava adlı iki kabile arasında geçen Kurukşetra Savaşı, savaş sırasında ve sonrasında yaşananlar destanın temel konusunu oluşturuyor.

Destanda anlatılan savaş sahneleri oldukça şaşırtıcı

Mahabharata destanı

Çünkü bu savaşta yalnızca kılıç, ok ve mızrak değil; nükleer silahlar, lazerler ve uçan cisimler de yer alıyor!

Mahabharata destanı

Mahabharata destanı, tarihteki en eski bilim kurgu metinlerinden biri olarak kabul ediliyor

Mahabharata destanı

Örneğin destanın bir bölümünde, tanrı Vişnu’nun avatarlarından biri olarak da bilinen Krisnha’nın da yer aldığı bir kabilenin Salva adlı bir lideri kuşattığı ve Salva’nın “her yere gidebilen” Saubha isimli arabasına binerek göğe yükseldiği ve daha sonra tüm şehri harabeye çevirdiği anlatılıyor.

Hem insanların hem de tanrıların dahil olduğu büyük bir savaş anlatısına yer veren bu destandaki bilim kurgu unsurları bununla sınırlı değil

Mahabharata destanı

“Karşısında tanrıların bile çaresiz kaldığı” ateşli silahlar, “tıpkı bir UFO gibi hareket edebilen uçan daireler,” “evrenin gücüne sahip ölüm makineleri…” destana konu olan savaşta kullanılan “teknolojik” silahlardan bazıları.

Destanın bir bölümünde ise savaş meydanındaki askerlerin, savaş sırasında kullanılan silahlar nedeniyle saçlarının ve tırnaklarının döküldüğü anlatılıyor

Bu ise tahmin edebileceğiniz gibi nükleer silahlara özgü bir yan etki! Binlerce yıl önce ortaya çıktığı bilinen bir metinde yer alan tüm bu fütüristik unsurlar gerçekten de hayli şaşırtıcı. Bu bakımdan Mahabharata, bilinen en eski bilim kurgu metni yakıştırmasını fazlasıyla hak ediyor.

Uzaylıların daha önce dünyada bir medeniyet kurduğuna inananlar bu kadim destanı en önemli kanıt olarak gösteriyor

Mahabharata destanı

Çünkü binlerce yıl önce yaşayan insanların Mahabharata destanında anlatılan teknolojik silahları hayal etmesi normal şartlarda pek mümkün görünmüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu