Gazete Güncel- İstanbul’da, bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin Yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olarak haksız rekabet sağlayan 47 sanığın yargılandığı davanın bugün 4. duruşması gerçekleşiyor. Sanık Renas Kılıç, “Amacım bu işlere bulaşıp, kazanç sağlamak değil, Esenyurt Belediyesi’nde Belediye başkanı olmaktı” dedi.
Yenidoğan Çetesi davasında bugün 4. Günün başladığı kaydedildi.
“BANA 150 BİN TL BORCU VARDI”
Fırat Sarı’nın kendisine 150 bin Tl borcu olduğunu söyleyen Sümeyye Nur Arslan, neden Sarı’nın borç istediği konusunda şu ifadeleri kullandı:
“Sonuçta bir ortamda çalışıldığı için şakaya vurulan bir durumdu. Hiçbir zaman ihtiyacından dolayı istediğini düşünmedim”
“HASTA YEĞENİMİ FIRAT SARI’NIN HASTANESİNE YATIRDIM”
Sümeyye Nur Arslan, “Biz ailemizle görüşmeye bile zaman bulamadan çalıştık, düşük maaşlarla çalıştık. Fırat Sarı ile ilgili çıkan haberlere de şunu söylemek istiyorum: Kendi yeğenimi Fırat Hoca’nın hastanesinde yatırdım. İnsan başkasının bebeğine kıyarsa, kendi bebeğine nasıl kıyar? Dışarıda insanlar beni tanıyor, aileme bir şey demiyorlar. Ben evlendiğimde, benim baktığım bebeklerin aileleri düğünüme gelip bana hediye taktılar.” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti.
“İLAÇ ÇALDI İDDİASI”
Sümeyye Nur Arslan’a Hasan Basri Gök’ün “Sümeyye, Fırat’ın sağ koluydu; Epikriz yazardı ve tüm banka hesaplarını kontrol ederdi” sözleri hatırlatılınca Arslan kendisini şu ifadelerle savundu.
“Fırat Bey, Hüseyin Günerhan’ın ilaç çaldığını söyledi ve gidip kontrol etmemi istedi. Bana söyledikleri için gittim, ama hayatımda ilaç çalındığını görmediğim için neye bakacağımı bilmiyordum. Hastalara düşürülen ilaçları inceledim, ama bir şey anlamadım. Bunu Fırat Hoca’ya da söyledim. Hüseyin’in ilaç çaldığını Hasan Basri Gök, Fırat Sarı’ya söylemiş.”
“EPİKRİZ İLE İLGİLİ HEMŞİRELER AYRI AYRI ŞEYLER ANLATIYOR”
Mahkeme Başkanı “Bu Epikriz ile ilgili hemşireler ayrı ayrı şeyler anlatıyor. Bu soruyu sorduğumda hepsi farklı cevap veriyor” dedi. Sanık, “Excel üzerinde bilgiler yazılıyor. Hastanedeki çalışanlar hastanın kilosunu, kullandığı antibiyotiği, yattığı gün sayısını ekliyor. Sistem üzerinden bu bilgiler Epikriz sistemine otomatik geçiyor ve ardından doktor beye gidiyor” dedi.
“Şimdi Epikriz bilgilerinin doğru yazılmadığı, basamak değişiklikleri yapıldığı ve bilgilerin günlük yazılmayıp 30 gün sonra eklendiği iddiası var. Bu usule uygun mu?” sorusu üzerine ise sanık, “Ben hiçbir yerde günlük yazıldığını görmedim, gerçekten görmedim. Bu sistemde hasta taburcu olduktan sonra yazılıyordu. Çıkan Epikriz zaten şablon bir Epikriz. Bizim hastayı görme durumumuz olmadığı için içerik hakkında bilgimiz yok” dedi. Mahkeme Başkanının “Siz bir şablon yazıyorsunuz, hastaneye gidiyor, sonra doktor bakıyor, öyle mi?” deyince ise sanık “Evet, hastanenin mailine atılıyor. Bunu doktor, hemşire ve sekreter görüyor. En son e-imzadan geçtiği için bundan sonraki işlemler bizim bilgimiz dışında oluyor.” dedi
“FIRAT SARI’DAN BİR HAT ÇIKARMASINI İSTEDİM, ÇIKARMADI”
Fırat Sarı’nın asistanı olarak çalışan Arslan, başka hat hakkında “Fırat Sarı’nın asistanı olduğum için herkes beni arayacak diye istemediğimi söyledim. Sonuçta izne gideceğim, evleneceğim ya da başka bir şey. Sürekli telefondan aranmak istemiyordum. Fırat Sarı’dan bir hat çıkarmasını istedim, çıkarmadı. Ben bir hat çıkardım ama kullanamadım.” dedi. Epikriz sistemiyle ilgili ise “Excel üzerinde bebeğin yattığı gün, kilosu gibi bilgileri yazıyorsunuz. Yaptığımız bir değişiklik yok. Kullanılan ilaçları yazıyoruz ve sistem otomatik olarak epikriz’e atıyor.” dedi.
Fırat Sarı ile konuşmalar üzerine “Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den bahsetmiş olabilir ama benim Mert ile bir görüşmem olmadı. Kendimden ya da şirketten gönderdiğim herhangi bir para yok. Zaten Fırat Sarı, Mert ve Fehmi ile bir daha çalışmayacağını söyledi.” dedi.
“BİRBİRİMİZE BORÇ ALIP VERİRDİK”
Fırat Sarı’nın asistanı olan, bebek yoğun bakım hemşiresi Arslan “Motivasyon ücreti diyorlar ya, ama aslında kimse bunu doğru düzgün anlatmadı. Hastaneler hep çok iş, az para şeklinde çalışıyor. Örneğin, 3 hastaya bakmanız gerekirken 5 hastaya bakıyorsunuz. Bu yük bir süre sonra ağır geliyor. Acıbadem gibi hastanelerde daha rahat çalışmak istiyorduk. Böyle bir durumda işten ayrılmak istediğimizde Fırat Sarı araya girip bize ücret verirdi ve işten ayrılmamızı engellerdi. Ayrıca, Fırat Sarı ile birbirimize borç alıp verirdik” dedi.
SÜMEYYE NUR TAŞÇI KONUŞUYOR
Sanık kürsüsünde Fırat Sarı’nın bir dönem asistanı olan Sümeyye Nur Taşçı’nın olduğu ve savunmasında “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Dolandırıcılık yapmadım. Örgüt olarak hareket etmedim. Ben sadece Fırat Sarı’nın asistanıydım. Onun talimatlarını yerine getirdim. İddia edildiği gibi Fırat Bey’in kaşesini de kullanmadım.” ifadelerini kullandığı belirtildi.
“NET CEVAP VER”
Yüksel, bir müşteki avukatının sorusuna kaçamak cevap verince, Mahkeme Başkanı araya girerek sanığa “Çok doladırıyorsun. Avukat Bey çok net bir soru soruyor. Net bir şekilde cevap ver artık” dedi.
MAHKEME BAŞKANI SANIĞI KÖŞEYE SIKIŞTIRDI
Mahkeme Başkanının “Gıyasettin’den her sevk başı para istedin mi?” sorusuna Yüksel, “Hasta başı hayır, hayır efendim. Ama kendileri gönderiyorlardı.” dedi. Mahkeme Başkanı ise “Sen mi istedin o mu sana para gönderdi?” dedi. Yüksel ise, “Benim böyle bir talebim olmadı…” Mahkeme Başkanı ise “İnsan durduk yere niye para versin ki?” dedi.
“BURAYA NASIL GELDİM ANLAMIŞ DEĞİLİM”
Mahkeme Başkanının Serdar Yüksel’e “Savunmana başlayabilirsin” demesi üzerine iddianamede il dışından suçlamaya konu olan hastanelere bebek hasta sevk ettirdiği belirtilen tutuklu sanık Yüksel, “Dosyada adı geçen bütün yavrularımıza Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı diliyorum. Örgüt içinde olduğumu bile basından ve iddianameden öğrendim. Bu suçtan beraat edeceğime inanıyorum. Çünkü örgüt için bir konuşmam ya da bir çalışmam yok. Buraya nasıl geldim anlamış değilim. Sağlık Bakanlığımız ve alt birimleri öyle güzel bir sistem kurmuşlar ki, herhangi bir açık çıksa hemen kapatıyorlar. Asla ve asla Fırat Sarı’nın çalıştığı hastaneye hasta sevk etmedim.” dedi.
ARA BİTTİ – SERDAR YÜKSEL KONUŞACAK
45 dk. ara verilen duruşmanın devam ettiği ve ilk olarak örgüt üyesi olduğu iddiasıyla sanık Serdar Yüksel savunmasına başlandığı belirtildi.
ARA VERİLDİ
Duruşmaya 45 dk. ara verildi…
“AMACIM KAZANÇ SAĞLAMAK DEĞİL ESENYURT BELEDİYESİ’NDE BELEDİYE BAŞKANI OLMAKTI”
Duruşmada savunma yapan ve suçun işlendiği tarihte Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç ise siyasi amaçlarının bulunduğunu belirterek “Hedefim kimseyi öldürmek değil, ben belediye bünyesinde çalışıyorum. Amacım bu işlere bulaşıp, kazanç sağlamak değil, Esenyurt Belediyesi’nde Belediye başkanı olmaktı” ifadesini kullandı.
MAHKEME SALONUNDA GERGİNLİK: SÖZÜMÜ KESME
Duruşma Savcısı, tutuklu sanık Renas Kılıç’a soru sorarken Kılıç’ın sürekli araya girdiği ve gerginlik olduğu belirtildi. Savcının Kılıç’a “Ya bekle. Sözümü kesme!” dediği belirtildi.
“SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN AÇIĞI ARANIYOR”
Sanık Renas Kılıç, “Ben iki depremde de çocuklarımı bırakıp enkazda görev yaptım. Ben burada bebek ölümü ile suçlanmıyorum. Hepimize ‘bebek katili’ deniyor. Cezaevinden çıkacağıma inanıyorum. Ama çıktıktan sonra insanların karşısına nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Filler tepişir çimler ezilir. Sağlık Bakanlığı’nın bir açığı aranıyor. Biz burada katil olmakla suçluyorlar. Benim gibi aynı suçu işleyenler dışarıda ben cezaevindeyim.” diyerek Sağlık Bakanlığı’nın açığı bulunsun diye kendisinin cezaevinde olduğunu iddia etti.
SANIK YAKINI KADIN MEDYAYI SUÇLU TUTTU
Seyirci salonundaki sanık yakınından biri basın mensuplarını suçlu bularak hakaret etti.
FIRAT SARI, BELEDİYENİN SAĞLIK MÜDÜRÜNÜ ARAYIP “HASTAM AZ” DEMİŞ
Mahkeme Başkanı, Renas Kılıç’a “Fırat Sarı diyor ki ‘Hastam az, hastam az’ diyor. Sen de ‘Dolu değil misin?’ diyorsun. Fırat Sarı da sana ‘4 boşum var’ diyor. Bu konuşma nedir?” diye sorunca “Fırat Sarı bana hastaları ‘Sen başka hastaneye niye gönderdin?’ diye sordu. ‘Hangi hasta nerede oturuyorsa, nereyi istiyorsa ben oraya gönderirim. Ben hastane ayrımı yapmam’ dedim. Fırat Sarı’ya bunu ilettim. Durumu iyi olmayan vatandaşlar ihtiyaç halinde bize, yani belediyeye başvuruyordu. Biz bu şekilde tüm vatandaşlara, hastalara yardım ediyorduk.” dedi.
“SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRÜNÜN GÖREVİ HASTANEYE HASTA GÖNDERMEK Mİ?”
Mahkeme Başkanının “Savunma yapacak mısın?” sorusuna sanık Renas Kılıç, “Evet yapacağım efendim. Esenyurt Belediyesi’nde sağlık işleri müdürüyüm. Fırat Sarı çocuğumun doktoruydu. Çocuğumla çok ilgilendi.” dedi. Hakkındaki suçlamayı bilip bilmediği sorulan Kılıç’a usulsüz hasta sevki ile suçlandığı hatırlatıldı. Suçlamayı reddeden Kılıç, “Ben hiçbir bir hastadan ve hastaneden para almadım.” dedi. Mahkeme Başkanının “Fırat Sarı ile bir görüşmen var. Hasta sevkiyle ilgili.” demesi üzerine Kılıç, “Bir hastanenin müdürü hasta sevki için Fırat Sarı‘ya ulaşamadıklarını söyledi. Ben de Fırat Bey’in asistanın numarasını verdim. Sonra da Fırat Sarı’ya ulaştım ‘seni aradılar mı?’ diye sordum.” dedi. Mahkeme Başkanının “Bu senin görevin mi? Senin görevin mi hastanelere hasta göndermek?” demesi üzerine ise “Maddi durumu düşük insanlar bize ulaştığında biz hastaneden böyle bir talepte bulunuyoruz.” dedi.
RENAS KILIÇ KONUŞACAK
Sanık kürsüsünde Renas Kılıç’ın olduğu ve savunma yapacağı belirtildi.
SANIK AİLELERİ DE DURUŞMAYA GELDİ
Üç gün boyunca sanık yakınlarının duruşmaya gelmediği ancak bugün tutuklu sanıkların ailelerinin de duruşmayı izlediği belirtildi.
“DOKTORLARIN BİLMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
“Faturalarda oynama yaptın mı?” sorusuna ise Özen, “Faturalarda oynama yapmadım. Oynama yapılsa doktorların bilgisinin olmaması gibi bir durum söz konusu değil. Epikrizi sisteme doktor girer en son faturalar yazıldıktan sonra da onaylaması gerekir.” dedi.
“EVRAKLARDA OYNAMA YAPTIN MI?”
Mahkeme Başkanının “Evraklarda oynama yaptın mı?” sorusunu inkar eden sanık Funda Özen, “Tıbbi bir bilgim yokken tıbbi bir evrakla oynama yapmam mümkün değil. Oynama yaptığımı kabul etmiyorum. Yoğun bakımda çalışmadım. Ben hasta sevkinin nasıl yapıldığını nasıl işlediğini bilmiyorum. Epikrizlerde bir oynama yapmam mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
“FATURALAMASINI YAPIYORDUM”
Mahkeme Başkanının “Hasan Basri ile aranda bir görüşme var. Anlatır mısın?” sorusu üzerine Özen, “Konuşmayı hatırlıyorum. Yoğun bakımda Hasan Basri’nin epikrizleri yazdığını bu şekilde mail attığını biliyorum. Doktor Fırat Bey bunları kontrol ediyor, sekreter de sisteme girip bana bildiriliyordu. Ben de faturalamasını yapıyorum. Konuşma bundan ibaretti.” yanıtını verdi.
FUNDA ÖZEN KONUŞACAK
Duruşma başladığı ve sanık kürsüsüne ilk olarak tutuklu sanık Funda Özen’in getirildiği belirtildi.
ÖNLEMLER ARTTIRILDI
Duruşma salonunda alınan önlemlerin daha sıkı olduğu belirtilirken Polisler sık sık fotoğraf, görüntü ve ses kaydı uyarısı yaptı. Polislerin sık sık fotoğraf, görüntü ve ses kaydı uyarısı yaptığı belirtildi.
İZLEYİCİ SAYISI HER GEÇEN GÜN AZALIYOR
Gazeteci İhsan Yalçın sosyal medya hesabından aktardı bilgilere göre; Salondaki izleyici sayısının gün geçtikçe azaldığı belirtildi. Duruşma salonunda mağdur ailelerden de kimsenin olmadığı ifade edildi.
KİMLER SAVUNMA YAPTI
Üç gün içinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:
- Hakan Doğukan Taşçı – Hemşire
- Hasan Basri Gök – Hemşire
- Deniz Korkmaz – Hemşire
- Hüseyin Günerhan – Hemşire
- Hüseyin Gündüz – Ambulans Şoförü
- Cansu Akyıldırım – Hemşire
- Çağla Durmuş – Hemşire
- Damla Atak – Hemşire
- Rıza Keykubad – Doktor
- Emine Avcı – Yönetici
- Mehtap Sayar – Hemşire
- Fehmi Alperen – 112 Acil Servis Çalışanı
- Mehmet Halis Başli – Hemşire
“BEBEKLERİMİZİ MAHKEMEDE YETERİ KADAR SAVUNAMIYORUZ”
4 gün boyunca süren duruşmaları özetleyen gazeteci Emrullah Erdinç şu ifadeleri kullandı:
Koruyamadığımız bebeklerimizi mahkemede de yeteri kadar savunamıyoruz. (Mahkeme heyetini ayrı tutuyorum). Adalet arayışımız yoğun bakımda, çete yoğun savunmada.
“DURUŞMA SALONU SANIK AVUKATLARIYLA DOLU”
Açıklayayım; Bilirkişi raporunda, bu çetenin 12 bebeğin hayatına mal olduğu tespiti var ama iddianamede 10 bebek bulunuyor. Mahkeme salonundaysa, bu 10 bebekten sadece 1’inin avukatı soru soruyor. (Kaya bebek) Duruşmaya da yalnızca 3 ailenin avukatı gördüm. Oysa duruşma salonu sanık avukatlarıyla dolu.
Hesap vermeye avukat ordusuyla gelmişler. Bu çetenin ve hastanelerin ipliğini pazara çıkarmak, suçlarını bir bir ortaya dökmek için müşteki avukatlarının hem daha çok hem de daha aktif olması önemli.
“KEŞKE İSTANBUL BAROSUNUN DAVAYA MÜDAHİL OLMA TALEBİ KABUL EDİLSEYDİ”
Keşke İstanbul Barosunun da tıpkı Narin kızımızın davasında Diyarbakır Barosunun olduğu gibi bu davaya müdahil olma talebi kabul edilseydi. Şu an gelinen noktada sanıkların hepsi sahteciliği ve dolandırıcılığı kabul ediyor. Cinayetlerle ilgili kimse sorumluluk almıyor. Bebek ölümleri değil de dolandırıcılık davasıymış gibi savunma yapılıyor.
“AİLELER SALONDA HAYATLARINI KARARTAN ÇETEYE HESAP SORAMIYOR”
Tapelerde, bilirkişi raporunda adı geçen mağdur aileler davaya müdahil olmak istedi. Ancak onların talebi de iddianamede olmadıkları için, suçtan zarar gören tanımına girmedikleri gerekçesiyle kabul görmedi. Aileler salonda ancak hayatlarını karartan çeteye hesap soramıyor. Umarım ek iddianame ile o aileler de mağdur sıfatıyla dosya da yerini alır.