Sığınmacı tartışması | Cumhurbaşkanı Erdoğan: Adımlarımızı belli bir program içinde atıyoruz” – Son Dakika Türkiye Haberleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim programlarına Ankara’da devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Keçiören’de Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Muhtarlar Buluşması’nda konuştu.

Keçiören’de misafir değil ev sahibi olduğunu, Subayevleri’nde 12 yıl boyunca Keçiörenliler ile iç içe, yan yana yaşadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, acıyı paylaştıklarını, zorluklara göğüs gerdiklerini, başarıları, zaferleri birlikte kutladıklarını, aynı hizada saf tuttuklarını, aynı cenazeye omuz verdiklerini ifade etti.

”YASAMA ORGANI OLARAK CUMHUR İTTİFAKI’NDA BİZ VARIZ”

Cumhurbaşkanı, dün Malatya’da deprem konteynerlerinin yanında 50 bin kişiye hitap ettiğini hatırlattı.

Bugün yağmur nedeniyle toplantıyı kapalı salonda yapmak durumunda kaldıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“İnanıyorum ki açık havada yapsaydık en az bir 50-60 bin orada toplardık. Keçiören şimdi bunu sandıklarda toplayacaksın. Malatya’dan Sivas’a geçtim Sivas bir başkaydı, bambaşkaydı. Sivas’ta şimdi rakam vereceğim, 100 bin. Yiğidolar coştu, caddelere doldu. İnşallah pazar günü Ankara, birinci ve ikinci bölgesi ile sandıklarda olacak, hesapları alt üst edecek. Bu hesapları alt üst etmeye var mıyız? Buna hazır mıyız? Cumhur İttifakı diyen Keçiören olarak, Bay Bay Kemal’in bütün hesabını alt üst ettiniz. Parlamentoda çoğunluğun 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na verilmesi hem güvenim göstergesi hem de irade beyanıdır. Çok önemli. Şu anda 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı parlamentoda bir zemin oluşturdu. Bu ne demektir? Yani, yasama organı olarak Cumhur İttifakı’nda biz varız. Milletimiz ‘güçlendirilmiş parlamenter demokrasi laflarını’ filan ayaklarının altına aldı, Cumhur İttifakı ile yola devam dedi.”

”500 BİN CİVARINDA MÜLTECİYİ SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ BRİKET EVLERE GÖNDERMEYE BAŞLADIK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süredir devam eden sığınmacı tartışmasıyla ilgili de önemli mesajlar verdi.

Erdoğan şöyle konuştu:

”Şimdi kafayı nereye taktılar; ‘Mültecileri gelir gelmez hemen dışarı göndereceğiz.’ Biz Almanya’yı Fransa’yı Amerika’yı görmezden gelemeyiz. Onlar nasıl ki mültecilerle ilgili adımlarını belli bir program içerisinde yapıyorlarsa biz de aynı şekilde belli bir program içerisinde yapıyoruz. Şu an itibariyle 500 bin civarında mülteciyi Suriye’nin kuzeyindeki briket evlere göndermeye başladık. Katar ile müşterek attığımız adımla 1 milyon mülteciyi iskan edebileceğimiz konutların yapımı da ayrıca devam ediyor. Projeler hazırlanıyor. Biz ihanet şebekesi değiliz biz ensarız. Muhacirlere de o şekilde yaklaşıyoruz.”

“BU NASIL HESAP UZMANIYMIŞ?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 3 ayda, 5 ayda, 8 ayda bir hükümetlerin değiştiği o eski Türkiye günlerine geri dönme tekliflerini reddettiğini dile getirdi.

Muhalefetin koltuk paylaşımı yaptığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu koltuk paylaşımında düşünün toplamı 1 puan eden malum partiler, hesap uzmanı ya, onlar yaklaşık 40 milletvekili aldılar. Bir puanla. Bu ne iştir, bu nasıl hesap uzmanıymış. Bununla bu CHP ayakta kalabilir mi? İşte şimdi Keçiören’den Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Pazar günü Erdoğan evladınıza sahip çıktığınız anda Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki 323 milletvekiliyle inşallah önümüz apaçık. 21 yılı inşallah farklı bir şekilde devam ettireceğiz, farklı bir şekilde geleceğin Türkiye’sini kuracağız. Türkiye Yüzyılı diyoruz ya işte Türkiye Yüzyılı’nı biz sizlerle beraber kuracağız.”

”MİLLETİMİZ İKTİDARA GİDEN YOLU KANDİL’DE VE PENSİLVANYA’DA ARAYANLARA KIRMIZI KART GÖSTERMİŞTİR”

Türkiye Yüzyılı’nı vatandaşlarla birlikte kuracaklarını söyleyen Erdoğan, “Milletimiz iktidara giden yolu, milli irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir. Bunlar talimatı nereden alıyor? Kandil’den alıyor, Kandil’in sokaktaki eşkıyalarından, teröristlerden alıyorlar. Biz nereden alıyoruz? Biz Allah’tan alıyoruz, milletimizden alıyoruz. Farkımız bu, bugüne kadar böyle geldik, bundan sonra da böyle gideceğiz.” diye konuştu.

”BİZİM EN BÜYÜK RAKİBİMİZ REHAVETTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki gençlerden bütün arkadaşlarına pazar günü sandığa gitmelerini tavsiye etmelerini ve rehavete kapılmadan çalışmalarını istedi.

Yasama, yürütme ve yargının uyum içinde çalışarak millete hizmet etmesini temin edeceklerini belirten Erdoğan, şunları aktardı:

“İnşallah bunu da siz Keçiörenli kardeşlerimin güçlü desteğiyle yapacağız. Önümüzde sayılı günler var, 4 gün. 4 gün sonra yeniden seçim var. Pazar günü için oy verme dışında hiçbir plan yapmayacağız. Sabah erkenden sandıklara giderek oyumuzu kullanacak, irademizi göstereceğiz. Bizimle birlikte eşimizin, dostumuzun, komşumuzun da muhakkak sandığa gitmelerini sağlayacağız. Rehavete kapılmak yok, zafer sarhoşluğuna girmek yok. Olmazsa olmaz sandık ve sandıkta da Allah’ın izniyle zafere yürüyeceğiz. Unutmayın 28 Mayıs’ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir. Bizim en büyük rakibimiz rehavettir, savsamaktır, boş vermektir, ‘Zaten öndeyiz, nasıl olsa kazanırız.’ duygusuna kendimizi kaptırmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zafer sarhoşluğu zehrinin yayılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Keçiörenli komşularımdan bu sefer rekor beklediğimi, altını çizerek ifade etmek istiyorum. Sizlere güveniyorum, inanıyorum. Beni mahcup etmeyeceğinizi çok iyi biliyorum. Rabb’im dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Gerek Ankara gerek Türkiye olarak 14 Mayıs günü demokrasimiz adına çok başarılı bir sınav verdik. Tüm provokasyonlara rağmen milletimiz adeta sandığa akın etti. Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen hiçbir insanımızın burnu kanamadı. Farklı mecralarda yürütülen haysiyet cellatlarına rağmen millet tercihini sandığa özgürce yansıttı. Tüm siyasi partilerden vatandaşlarımız, olgunluk içinde, suhulet içinde, huzur ve barış içinde oylarını kullandı, kararlarını beyan etti.”

Yıllarca kendilerine demokrasi nutukları atan Avrupa ülkelerini bile kıskandıran rekor bir oranla Türk milletinin iradesini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, 14 Mayıs’ta sadece Türk demokrasisinin gücünü görmediklerini, aynı zamanda pek çok algı balonunun patlamasına da şahitlik ettiklerini söyledi.

”DİKTATÖR İŞİNİ BİRİNCİ TURDA BİTİRİR”

İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının seçim gecesi yaptıkları açıklamaları hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Şimdi bunların tamamını pazar günü sandığa gömmeye hazır mıyız? Öyleyse durmak yok. Türkiye’ye atılan diktatörlük iftiralarıyla yol yürümek istediler. Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını dahi sandığa götüremeyenler tarafından yürütülen karalama kampanyalarında Türkiye neredeyse yüzde 90 seçmen olarak oyunu kullandı. Bizlerle ilgili uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik harekatlar var. Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlar var. Zaten bay bay Kemal’in yalandan başka sermayesi yok ki, akşam yalan, sabah yalan… Bir de CHP Genel Başkanı ve şürekasının körüklediği korku siyaseti var. İşte 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları çöpe attık. Diktatörlük söylemlerinin tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik. Düşünün diktatör ikinci tura kalır mı? Diktatör işini birinci turda bitirir hem de yüzde 90’larla bitirir. Dünyada bunun örnekleri çok. Biz diktatörlüğe değil milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz. Bizim durumumuz bu. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilmeyeceğini biz tüm dünyaya gösterdik.”

Erdoğan, tüm dünyaya, Türk milletinin iradesine zincir vurulamayacağını, yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını ve bölücülerle, FETÖ’cülerle yol yürünmemesi gerektiğini gösterdiklerini ifade etti.

Türkiye’nin gücünü, Türk demokrasinin ulaştığı olgunluk seviyesini, milletin basiret ve ferasetini dost düşman herkese tekrar gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, “Sandıkları bayram yerine çeviren siz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Rabbim sizden razı olsun. Ancak o gece sizlerin bu duruşunu hazmedemeyenler de çıktı. Gerçekten de o gece demokrasimiz adına hiç yaşamak istemeyeceğimiz tavırlara, yalanlara şahit olduk. Daha sandıkların onda biri dahi açılmadan basın mensuplarını toplayıp CHP Genel Başkanı’nı cumhurbaşkanı ilan ettiler. Geride olduklarını bal gibi bildikleri halde, ‘Öndeyiz, kazanıyoruz.’ diyerek seçmenlerini kandırmayı denediler. Gece boyunca hiç ara vermeden bu yalan furyasını inatla sürdürdüler. Şimdi çıkmışlar bir de utanmadan, arlanmadan, ‘Kandırdıysak CHP’lileri kandırdık, bundan size ne.’ diyorlar. Hatalarını kabul etmek, milletten ve CHP’li vatandaşlarımızdan özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar.” diye konuştu.

Kendilerine oy vermese de CHP’lilere böyle davranılmasını, böyle hakaret edilmesini, onların böyle aşağılanmasını kabul etmediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Her seçim öncesinde CHP’li seçmene, istemedikleri adayın bizzat genel başkanları tarafından ‘tıpış tıpış oy vereceksiniz’ denilerek dayatılmasını içimize sindiremiyoruz. Bu ne demek, ‘tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz.’ Koltuklarını kaybetmek istemeyen siyasetçilerin, her ne sebeple olursa olsun milletimize yönelik kibirli bir dil kullanması asla hoş görülemez. Böyle siyaset olmaz, böyle siyaset yapılmaz. Gazi’nin hürmetine hala CHP’ye oy veren vatandaşlarımızın da bu dayatmalardan rahatsız olduğuna inanıyorum. Bu vatandaşlarımızın mevcut CHP yönetiminin bölücüler ve FETÖ’cülerle yaptığı pazarlıklara da itiraz ettiklerini biliyorum. Kandil’deki PKK elebaşlarının hemen her gün çektikleri videolarla Kılıçdaroğlu’na oy istemesi, en çok samimi CHP’lileri rencide ediyor. Pensilvanya’daki alçakların, CHP’nin başındaki zatın reklam ajansı gibi çalışması en çok bu vatandaşlarımızın başını öne eğiyor.”

”BAY BAY KEMAL, SENİN O TERÖRİSTLERDEN NE FARKIN VAR?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kandil’deki terörist elebaşlarının, videolarla CHP Genel Başkanı’na alenen oy istediğini, CHP Genel Başkanı’nın da aylardır buna ses çıkarmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ne demektir? Bay bay Kemal, senin o teröristlerden ne farkın var? Onlar sana destek veriyorlar, sen kalkıp da ‘Sizin desteğinize ihtiyacım yok.’ diyebiliyor musun, diyemiyorsun. Niye? Çünkü oradan gelen destek senin için bal kaymak. Öbürü Gazi Mustafa Kemal’e saldırıyor. Ardından ne diyor, ‘İt sürüleri, it sürüleri, it sürüleri’ diyor. Hani neredesin bay bay Kemal, en ufak bir şey söylemiyorsun. Söyleyemez çünkü kapalı kapılar ardında bunlarla yaptığı görüşmeler ortada. Her şey bu kadar açık ve net. Peki soruyorum size, özetin özeti mahiyetindeki tüm bu rezilliklerle ilgili şimdiye kadar masadan bir itiraz duydunuz mu? Muğlak, nereye istersen oraya çekilebilecek bir iki cümle dışında masanın buna itiraz ettiğini gördünüz mü? İtiraz etmedikleri gibi gittiler bunlarla ‘kana kan, intikam intikam’ çağrıları altında ortak miting yaptılar. Nerede, Van’da. Meydan meydan dolaşıp 6-8 Ekim olaylarında, aralarında kurban eti dağıtan Yasin Börü evladımızın olduğu 51 Kürt kardeşimizi bunlar Diyarbakır’da şehit ettiler mi? Bu Selo, o çağrıyı yapan terörist değil mi? Şimdi ne diyor; ‘Selo’nun ne günahı var, Kavala’nın ne günahı var?’ diyor. Kavala, Gezi olaylarının mimarı, Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Şimdi ne diyor; ‘Çıkaracağım onu ben, onun içeride duruşu beni rahatsız ediyor.’ diyor. Kim? Bay bay Kemal. Benim vatansever, milliyetperver tüm vatandaşlarım, Ankaralı hemşehrilerim, İstanbullu kardeşlerim, tüm Türkiye inanıyorum ki pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir.”

”CUMHUR İTTİFAKI’NA MİLLİYETÇİLİK DERSİ VERMEYE YELTENİYORLAR”

“PKK’nın kurulduğu köye gidip ‘buralara bahar gelecek’ diye video çektiler. PKK ve sol örgütlerin sembolü olan zafer işaretleri ile milleti selamladılar.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Yani 14 Mayıs’ta milletten sandıkta tokadı yiyene kadar Kandil’den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar. Bölücülerle olan ortaklıklarını gururla sahiplendiler. Şimdi çıkmışlar bize ahlak dersi, Cumhur İttifakı’na da milliyetçilik dersi vermeye yelteniyorlar. Sevsinler seni bay bay Kemal, sen ne zaman milliyetçi oldun ya? Bunlar böyle, akşam başka sabah başka. Bunlarda her numara var. Ama diyorum ki bütün bu numaraları, pazar günü sandıkları bunlara inşallah bir siyaset mezarı yapalım. Buna var mıyız? 14 Mayıs’tan sonra bunların keşfettiği vatanperverliği de herhalde severiz.

”DOĞU’DA PKK’YA ÇİÇEK ATIP, ANKARA’DA ‘VATAN, MİLLET’ DİYEREK KİMSEYİ KANDIRAMAZLAR”

Bunların her işleri gibi vatanperverlikleri de milliyetçilikleri de maske. Ama benim milletim bunu yutmaz. Doğu’da PKK’ya çiçek atıp, bölücülere selam çakıp Ankara’da ‘vatan, millet’ diyerek kimseyi kandıramazlar. 28 Mayıs işte bunun için bir fırsattır. Buna hazır mıyız? 28 Mayıs’ın diğer hususlar yanında ülkemizde muhalefette de bir değişime vesile olacağına inanıyorum.”

21 yılı iktidarda olmak üzere 40 yıldır milletin huzurunda olduğunu belirten Erdoğan, bu dönemde kimseyi ayırmadıklarını, ayrıştırmadıklarını, kimseyi karıştırmadıklarını ve kimseye de karışmadıklarını dile getirdi. Erdoğan, yasakları kaldırdıklarını, baskılara son verdiklerini, hukuksuzluklara “dur” dediklerini söyledi.

Hiç kimsenin mezhebiyle meşrebiyle kökeniyle kılık kıyafetiyle asla ilgilenmediklerini kaydeden Erdoğan, herkesi kucaklamanın, toplumun tüm kesimlerinin özgürlük alanını genişletmenin gayretinde olduklarını vurguladı.

”BİZİM SÖZÜMÜZ MİLLETİMİZEDİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra ise, Mamak’ta Hemşehri Buluşması’nda konuştu.

Ankaralılarla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, Ankara’nın Milli Mücadele’nin merkezi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ev sahipliği yaptığını, Cumhuriyet’in başkenti olduktan sonra da Anadolu ve dünyanın cazibe merkezi olmayı sürdürdüğünü söyledi.

Ankara’nın 15 Temmuz gecesi gösterdiği kahramanlığın ise nesillerden nesillere aktarılacak bir destan olarak tarihteki şanlı yerini aldığını vurgulayan Erdoğan, şimdi de Türkiye Yüzyılı’nın sembol şehri olmaya hazırlandığını belirtti.

Bu vatan topraklarını parçalamak, bu milleti bölmek dışında gayeleri olmayanların kalp gözlerinin zaten mühürlü olduğunu, onların hakikatleri zaten göremeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bizim sözümüz, ülkesinin huzuru, devletinin bekası, milletinin birliği için çarpan yürekleredir. Bizim sözümüz, Malazgirt’ten bu yana Anadolu coğrafyasını ebedi vatan bilen Selçuklu’dan Osmanlı’ya oradan Cumhuriyet’e devrolan ecdat mirasına dört elle sarılanlaradır. Bizim sözümüz, Cumhuriyet’in ilk asrındaki eksiklerini tamamlayarak başlattığımız Türkiye Yüzyılı’nın hızla inşası için sabırsızlananlaradır. Bizim sözümüz PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütlerinin ülkesi üzerindeki hain emellerine karşı tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarında buluşanlaradır. Bizim sözümüz, emperyalistlerin asırlardır üzerimizde oynadığı oyunları boşa çıkarmak için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız diyerek, kenetlenenleredir. Bizim sözümüz ipinin bir ucu terör örgütlerinin bir ucu tefecilerin bir ucu küresel şarlatanların elinde olan tek parti faşizmi artıklarını karşımıza 1001 suratla çıkaranların riyakarlıklarına dur diyenlerindir. Velhasıl bizim sözümüz milletimizedir.”

Erdoğan, siyasi hayatlarının her döneminde, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerinin her safhasında bugün de sözlerinin yine millete olduğunu, yarın da öyle olacağını belirterek, “Cumhur İttifakı da sözünü millete söyleyenlerin ittifakıdır. Rabbimize dünyaya böyle asil bir milletin evladı olarak gelme şerefi bahşettiği için ne kadar hamd etsek azdır. Biz de hamdimizi eser ve hizmetle göstermenin gayreti içindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Kendilerinin sözlerini millete söylerken seçimdeki rakibi olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne yaptığını soran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Her gün bir başka maskeyle sahnede arzı endam eyleyen bu zatın sözünün kimlere olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. CHP Genel Başkanı ‘özerklik’ diyerek, ‘Selahattin Demirtaş özgür kalacak’ diyerek, ‘YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz’ diyerek, ‘cezaevlerindekileri serbest bırakacağız’ diyerek, sözünü Kandil’e söylüyor. Kandil’dekiler de her gün bir başka elebaşı ağzıyla kendisini desteklediklerini açıklayarak, CHP Genel Başkanı’na mukabele ediyor. CHP Genel Başkanı, uğruna Ankara’dan İstanbul’a yürüdüğü FETÖ’cülere de cezaevlerini boşaltma, kamudan atılanları geri alma, yurt dışındakilere kapıları açma taahhüdü vererek, sözünü söylüyor. Onlar da içerideki ve dışarıdaki tüm mecralarını kendisinin emrine tahsis ederek, CHP Genel Başkanı’na verdikleri desteği sürdürüyor.”

Sığınmacı tartışması | Cumhurbaşkanı Erdoğan: Adımlarımızı belli bir program içinde atıyoruz" - 1

”CUMHUR İTTİFAKI, 323 PARLAMENTERLE PARLAMENTODA YERİNİ ALDI”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun seslendiği bir diğer yerin de “Avrupa’sından Amerika’sına Türkiye’nin büyümesinden ve güçlenmesinden rahatsız olan tüm odaklar” olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bunlar da Kılıçdaroğlu’na cevaplarını aleyhimizde yaptıkları dergi kapaklarıyla, televizyon programlarıyla, sosyal medya kampanyalarıyla, kaynattıkları fitne kazanlarıyla veriyorlar. Tablo işte bu kadar nettir. Bay bay Kemal Selo’ya ne diyor? Kim bu Selo? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan değil mi? Bunların içerisinde Yasin Börü yavrumuzun ölümüne neden olan bu Selo değil mi? Şimdi ne diyor? ‘Eğer Selo’yu çıkarmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz’ diyor. Bizim üzüntümüz ne biliyor musunuz? Ülkesine ve milletine sevgilerinden şüphe duymadığımız CHP seçmeninin onlarla birlikte hareket eden diğer partilere gönül verenlerin içine düşürüldükleri durumdur. Buradan hangi partiye, hangi adaya oy vermiş olursa olsun 85 milyon vatandaşımın, Ankaralı kardeşlerimin tamamına sesleniyorum, 14 Mayıs’ta partinizin de size telkin ettiği tercihinizi sandığa yansıtarak vazifenizi yerine getirdiniz. Artık yeni bir seçim olan 28 Mayıs’ta hepiniz tercihinizde serbestsiniz. CHP Genel Başkanı, kendisine açılan krediyi yanlış ittifaklara, yanlış yollara, yanlış hayallere saparak heba etti. Ne diyordu? Ben hesap uzmanıyım. Sen nasıl hesap uzmanısın ki toplam oyları bir puan eden, bu civarda dolaşan partilere kalktın 40’a yakın milletvekili verdin? Bu nasıl hesap uzmanlığı? Şu anda Cumhur İttifakı, 323 parlamenterle parlamentoda yerini aldı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini 21 yılda telafi ettikleri gibi 28 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini de hep birlikte sağlama çağrısında bulundu. 2014’te ülkenin eski sistemine göre seçimle gelen ilk Cumhurbaşkanı olduktan sonra verdiği herkesi kucaklama sözünü tuttuğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Esenboğa Havalimanı’nı kim yaptı? Bay bay Kemal mi yaptı? Biz yaptık, biz. Havalimanından şehre bu gördüğünüz yolları kim yaptı? Melih Bey’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde birlikte yine biz yaptık. Bir de bu belediye başkanına bir sorun, ‘Sen ne yaptın?’ Ne yaptı? 4 yıl oldu. 4 yılda ne yaptın? Bunları bir sorun. İstanbul’a sorun, ‘Sen İstanbul’da 4 yılda ne yaptın?’ Hiç. İzmir’e sorun, ‘Sen ne yaptın?’ İzmir’in havalimanını, Menderes Havalimanı’nı da bu kardeşiniz yaptı. Bundan sonra da biz yaparız.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir milletvekili olduğunu anımsatan Erdoğan, “İzmir-İstanbul arası 7,5 saatti. 3 saate kim indirdi? Biz, biz. Manisa-İzmir arası Sabuncubeli Tüneli… Dağları deldik. Kim deldi? Biz, biz. Bir sorun, ‘Arkadaş sen İzmir milletvekilisin, İzmir Belediyesi sizde. Ne yaptınız şu İzmir’e bir söyleyin.’ Bir yağmur yağdığı zaman her tarafı sel alıp götürüyor. Ne yaptınız, bir söyleyin. Yok. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her birinin hayatına katkılarda bulunan hizmetlerimizle, 81 vilayetimizin her karışına dokunan eserlerimizle sözümüzün eri olduğumuzu ispatladık. Ankara’da eğitime bakın, AK Parti var, sağlığa bakın, AK Parti var. Bilkent’i kim yaptı? En son yeni, muhteşem yine aynı büyüklükteki hastanemizi yaptık, şehir hastanesi. Kim yaptı? Yine biz yaptık. Niye? Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” şeklinde konuştu.

“28 MAYIS’I ACILARIMIZDAN DERS ALDIĞIMIZ ŞÖLENE ÇEVİRELİM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, durmadan, usanmadan yaptıkları eserlerle, hizmetlerle yola devam ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi yine bir söz veriyoruz, cumartesi günü yani 27 Mayıs, ülkemizin demokrasi tarihinin en önemli yol ayrımlarından biri. Pazartesi 29 Mayıs. İstanbul’un Fethi’nin yıl dönümü olması hasebiyle şanlı tarihimizin en önemli zaferlerinden biri. Mamak, Mamak 28 Mayıs’ta sandıkları patlatıyor muyuz? Gümbür gümbür sandıklara gidiyor muyuz? Ben Mamak’a inanıyorum. Mamak ‘Evet’ derse yapar. İşte 27, 29. Bu iki önemli günün arasında ne var? 28 Mayıs var. 28 Mayıs’ı inşallah acılarımızdan ders aldığımız ve zaferlerimizle gurur duyduğumuz bir şölene gelin, pazar gününü çevirelim diyorum. Hazır mıyız buna? Maşallah. Gümbür gümbür geliyoruz.

Onu görüyorum. Kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her bir insanımızın da bu kutlu yürüyüşte yer almasını arzu ediyoruz. Hazreti Mevlana’dan ilhamla, 28 Mayıs gecesini dünü dünde bırakıp yeni şeyler söyleyeceğimiz taze bir başlangıç haline dönüştürmek için bizimle olmanızı bekliyoruz. Siz yapar mısınız? Yapar mısınız? Gönlümüz de, kollarımız da sonuna kadar açıktır. Çünkü biz 85 milyonun cumhurbaşkanıyız, 85 milyonun tamamının hizmetkarıyız, 85 milyonun her birinin geleceğine ışık tutuyoruz. Ankara’nın bize işaret ettiği yol budur.”

Her zaman olduğu gibi bugün de gençlerin gösterdiği istikamette yürüdüklerini dile getiren Erdoğan, salonda kendisini dinleyen partililerden komşu, eş, dost ve akrabalarını 28 Mayıs Pazar günü mutlaka sandığa gitmeye ve tercihlerini doğrudan yana kullanmaya teşvik etmelerini beklediğini söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

“Gençler unutmayın, en büyük düşmanımız rehavettir, zafer sarhoşluğudur. Biz sandığı boş bırakırsak gelir birileri orayı doldurur. Yurt dışındaki kardeşlerimizi telefonlarınızla muhakkak arayın. Bugün son gün. Neredeyse yurt dışında 2 milyona yaklaştı kullanılan oy. İstiyoruz ki yurt dışından da inşallah gümbür gümbür oylar gelsin. Yurt dışında çok güzel bir tablo sergilediler. Aynı kararlı tutumu pazar günü ülkemizin tüm şehirlerindeki sandıklarda da göreceğimize inanıyorum. Bunu Malatya’da gördüm, 50 bin insan katıldı. Sonra Sivas’a gittim, Sivas’ta 100 bin kişiyle mitingimizi yaptık.”


…’yi sosyal medyadan takip edin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu