Niğde’de görülmesi gereken 6 yer

Niğde'de görülmesi gereken 6 yer

Niğde, Bolkar Dağları’ndaki krater gölleri, 3 bin metrenin üzerinde 37 zirvesi bulunan Aladağlar, Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınan “sessiz kurbağalar”, dağcıların adresi Demirkazık ve Anadolu’da tek örnek olduğu bilinen “Gülen Meryem Ana” freski ile ziyaretçilerini bekliyor

Hititler, Romalılar, Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği, Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan Niğde, kiliseleri, ören yerleri, camileri, dağları, gölleri ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini bekliyor.
TÜRKİYE’DE GEZİLMESİ GEREKEN 50 YER
Niğde, Adana, Mersin ve Konya sınırları arasında yer alan Orta Toroslar’daki Bolkar Dağları, buzul gölleri, eşsiz manzarası ve yeşil bitki örtüsüyle bir çok yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Yaklaşık 2 bin 650 metre yüksekliğindeki krater gölü Karagöl ve Çiniligöl, endemik bitki ve hayvan türleriyle dikkati çekiyor.
Dünyada sadece Niğde’de Bolkar Dağları’ndaki Karagöl, Çiniligöl ve Eğrigöl’de yaşayan, “sessiz kurbağa” olarak da bilinen Toros kurbağası, görenlerin ilgisini çekiyor.
Yaklaşık 120 yıl önce bölgede yaşadıkları tespit edilen ve Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınan Toros kurbağası (Rana Holtzi), 3 bin rakımlı buzul göllerinin kenarlarında çayırlık ortamda ve küçük su kaynaklarında yaşamını sürdürüyor.
Dağ kurbağaları, gözlerinin etrafından kulak bölgesine doğru uzanan “Zorro maskesi”ne benzeyen görünümleriyle de yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu.
Aladağlar, 3 bin metrenin üzerinde 37 zirvesi, vadileri, trekking parkurları, Yedigöller, Hacer Ormanları ve Kapuzbaşı Şelaleleri ile doğa ve spor tutkunları için en gözde güzergahları barındırıyor.
Niğde, Kayseri ve Adana sınırları içinde yer alan Aladağlar, 55 bin hektarlık alanı kaplıyor.
Toros sıradağlarının en yüksek zirvelerinin bulunduğu Aladağlar, jeolojik olarak ilginç yapısıyla çok sayıda zirveye, vadiye, göllere ve şelalelere sahip.
Bölgenin zirveleri bitki örtüsünden yoksunken, alt kesimlerde otsu bitkiler, düşük rakımlı kesimlerde ise kızılçam, karaçam ve köknar ormanları bulunuyor.
Bölgenin en önemli zirvelerinden Demirkazık, çok sayıda amatör ve profesyonel dağcıya ev sahipliği yapıyor. Kızılkaya, Kaldı ve Emler zirveleri de ayrıca büyük ilgi görüyor.
Trekking yapmak isteyenler ise Sokullupınar’dan başlayarak, Soğukpınar’a uzanan parkurda vadilerden ve Yedigöller’den geçerek Hacer Boğazı’nı aşıyor, ardından Kapuzbaşı Şelaleleri’ne ulaşıyor.
Merkeze bağlı Gümüşler beldesinde yer alan 8. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasındaki dönemde yapıldığı tahmin edilen Gümüşler Manastırı’nda, Kapadokya bölgesinin en iyi duvar resimleri olarak nitelendirilen iç süslemeler, kayadan oyma rahip odaları, mutfak, saklama küpleri, iki katlı yer altı şehri ile acil durumlarda saklanmak üzere yapılmış gizli bölmeler ziyaretçilerini bekliyor.
Yaklaşık 1,5 kilometrelik alanda uzanan kayadan oyma yerleşim yerindeki manastır, ören yeri, kilise ve kayadan oyma yerleşim alanlarıyla ön plana çıkan yapı içerisinde en çok, Anadolu’da tek örnek olduğu bilinen “Gülen Meryem Ana” freski ilgi çekiyor.
Manastır içindeki Yunan haçı planlı kilisedeki bazı duvar resimleri çökme sonucu bozulsa da “Gülen Meryem Ana” freski gizemini koruyor.
Kent merkezindeki Alaaddin Tepesi’nde, 1223’te Zeyneddin Beşare tarafından yaptırılan tarihi Alaaddin Cami’nin doğuya bakan kapısının üst kısmındaki taş işlemeye 09.00-11.00 saatlerinde güneş ışınlarının yansımasıyla oluşan, “taçlı kadın başı” silüeti ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Camiyi görmeye gelen turistler, kapıdaki kadın silüetine yoğun ilgi gösteriyor. Oldukça sade inşa edilen caminin giriş kapısında ve mihrabındaki süslemeler de ilgi odağı oluyor.
Halk arasında, camiyi inşa eden ustalarından birisinin, Niğde Sancak Beyi’nin kızına aşık olduğuna ve bu “imkansız” aşkını ölümsüzleştirmek için caminin kapısına beyin kızını tasvir eden silüeti yaptığına inanılıyor.
Niğde Kalesi ve Sungurbey Cami ile birlikte 2012 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Geçici Miras Listesi’ne alınan Alaaddin Camisi aradan geçen 800 yıla rağmen orijinalliğini koruyor.
Niğde Valisi Yılmaz Şimşek, yaklaşık 10 bin yıllık tarihi geçmişe sahip Niğde’nin “Kapadokya’nın giriş kapısı” konumunda olduğunu söyledi.
Kentin, Hititler, Romalılar, Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği, Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını belirten Şimşek, “Niğde ve çevresinde bu medeniyetlere ait eserleri görmek mümkün. Gümüşler Manastırı, orta çağdan kalma ve Kapadokya’nın en iyi korunmuş, en büyük manastırlardan birisi. Gülen Meryem Ana freskiyle de ön plana çıkıyor” diye konuştu.
Vali Şimşek, Aktaş beldesinde bulunan Andaval Kilisesi ile şöyle konuştu:
“Andaval Kilisesi Roma İmparatoru Konstantin’in annesi Helena adına yaptırılmış. Ayasofya ile yaşıt kilise, inanç turizmi açısında son derece önemli”
Şimşek, kent merkezine 30 kilometre mesafedeki Göllüdağ’da yer alan geç Hitit dönemi Tabal Krallığı’na ait antik kentin, turizme kazandırılması için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
Kent merkezinde Niğde Kalesi, saat kulesi, Hüdavent Hatun Türbesi ve kent müzesine dönüştürülecek bedestenin de önemli eserler arasında yer aldığına işaret eden Şimşek, Bor ilçesinde Roma Havuzu, Tyana Krallığı’na ait antik kenti ve su kemerlerini ziyaret etmenin mümkün olduğunu vurguladı.
Kent genelinde 80 civarında tarihi cami, şu anda ayakta duran 30’a yakın kilise, kervansaraylar ve çeşmeler, tarihi yer altı şehirleri bulunduğunu aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
“Niğde aslında bir açık hava müzesi. Amacımız da bu açık hava müzemizdeki zenginliklerimizi, gün yüzüne çıkarmak ve daha çok turist çekmek. Niğde doğal güzellikleriyle de ön plana çıkan bir il. Bolkar Dağları’nda iki krater gölümüz var, Çinili ve Karagöl. Bu bölge endemik bitki ve hayvan türleriyle ön plana çıkıyor.
Toros kurbağası (Rana holtzi ) endemik bir hayvan türü ve sadece bu göllerde yaşıyor. Çamardı ilçemizde dünya dağcılarının mabedi olarak bilinen Aladağlar ve Demirkazık var. Bu bölgede 3 bin metrenin üzerinde 30 zirve bulunuyor. Burası dağ ve doğa turizmi açısından önemli bir merkez”
Şimşek, merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Ketençimen Yaylası, Çiftehan köyündeki termal kaplıcanın da kentin önemli değerlerinden olduğunu dile getirdi.
Niğde’nin tarih, kültür, dağ, doğa, inanç ve termal turizm açısından önemli bir şehir olduğuna vurgu yapan Vali Şimşek, “Niğde gerek tarihi zenginlikleri açısından gerekse doğal güzellikleri açısından çok önemli bir kent, ancak bir çok insan bunun farkında değil. Niğde’ye gelip bu güzellikleri görenler, ‘Biz Niğde’yi böyle bilmiyorduk.’ diyerek hayretlerini dile getiriyor. Amacımız bu güzellikleri ve zenginlikleri herkese tanıtmak. Turizm pastasından daha çok pay almak. Bu nedenle herkesi bu güzellikleri gelip görmeye davet ediyorum” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu