Kalın, İslam Düşünce geleneğini paylaştı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bu manada modern çağın metaverse ve diğer alemlerdeki enformasyon bilgi iddiasına rağmen büyük bir cahiliye okyanusu içinde yüzdüğünü söyleyebiliriz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İslam Düşünce Enstitüsü (İDE) Bahar dönemi açılış konferansına katıldı. Programın açılış konuşmasını İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı, Uluslararası İslâm Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez gerçekleştirdi.

İDE’ye çalışmalarında başarılar dileyen İbrahim Kalın, “İnşallah güzel çalışmalara rabbim imza atmayı nasip etsin. Bilgi meselesi bir anahtar kavram olarak bizim varlık ahlak tasavvurumuzu içinde barındıran bir boyuta sahip. Bilginin kaynağı, teyit edileceği merci zihindir, akıldır, tecrübedir. Öznenin nesne ile kurduğu ilişki bize bilginin zihinsel bir işlem olmanın ötesinde bir hakikat olma gerçeğini anlatır. Bilginin inşası zihinde gerçekleşen bir şeydir. Burada hepimizin bildiği, bir temel ilkeyi zikretmekte fayda var. Anlam bizim eşyaya sonradan giydirdiğimiz bir çerçeve değildir. İslam düşünce geleneğinde varlık felsefesi, gibi kavramları ele alırken yaratma fikrinden bağımsız düşünemeyiz. Allah hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Mana varlıkla birlikte eş zamanlı olarak var olan bir şeydir manayı ortaya çıkarmanın değişik yolları var” dedi.

Katılımcılar için 4 araştırma konusu paylaşan Kalın, “Metaverse ile karşı karşıyayız. Burada sanal fikir, zihinsel, hayali diye bir kenara itemeyeceğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Bizim varlık ve bilgi tasavvuruna nasıl etki yapacağını bilmemiz gerekiyor. Artık modern işlemlerle ortaya çıkan bilgi dediğimiz şey kodlama, sanal deneyim ile inşa edilen yeni bir kapı açmış durumda. Rakamlarla sonsuz bileşkeleriyle ortaya çıkan bambaşka bir dünya var. Burada aslında bilgi ile doğrudan ilgili bir başka sorunlar seti ortaya çıktı. Bütün bu inşa edilmiş sanal gerçeklik konusundan insanın iradesini özgürlüğü nereye oturuyor. Bize sunulanlar özgürlük alanımızı genişletiyor mu yoksa başka güç odaklarının insanlık ve dünya üzerindeki kontrolünü sonsuz bir şekilde genişletiyor mu. Burada acaba gerçekliği farklı şekillerde inşa ederek varlık mertebelerini elimizin tersiyle itmek yerine anlamaya çalışacak olursak alemi hayal ile bu gerçeklik arasında bir ilişki kurabilir miyiz. Bugün modern felsefede herhangi bir kitabı aldığınız bilginin ya akla ya tecrübeye dayandığı söylenir. Alemi hayal bize yeniden yardımcı olabilir mi” diye konuştu.

Kalın, “Metaverse ve ötesine geçeceğimiz bir çağda biz, alemi hayal hakikat gerçeklik ve bilgi arasında ilişkiyi nasıl inşa ederiz. Bu konuda İslam düşüncesinin önereceği bir takım bilgiler var mıdır? Üçüncü konu bilginin salt bir malumat yığını olmadığını bize varlığı kendimizi anlama istikameti kazandıran bir hal hareket olduğu gerçeğinden hareketle bilgiyi dönüştürücü felsefi ve manevi anlamda insanı kemal yolculuğunda yüksek mertebelere taşıyan bir enstrüman olduğunu hatırlatmak istiyorum. Tüm ilimlerin amacı bizi hakikat bilgisine ulaştırmakta. Hakikat malumat ötesi bir şeyde bilgiye farklı bir anlam yüklememiz gerekir. İnsan zihni bir şeyi neden, niçin yaptığına dair bir bilgiye sahip olmadan bir eylemi hakkıyla yerine getiremez. Bir şeyin mahiyetinin ne olduğunu ilk sebebine geri giderek anlayabiliriz” dedi.

Ekonomik rasyonalite açısından doğru olan şeyin ahlaki açıdan iyi olmayabileceğini kaydeden Kalın, “Modern ekonomi kar maksimizasyonu güdüsüyle hareket eder. Kar maksimizasyonu karın azami düzeye çıkılması insanlık için ahlak zaviyesinden iyi ve güzel bir şey olmayabilir. Bunları ekonomik zorunluluklar olarak bize sürekli telkin ederler hatta daha ileriye giderek bizim zihnimize, kulaklarımıza Bizi zihnimize kulaklarımıza insanların ihtiyaçlarının sonsuz olduğunu fısıldarlar. İnanların ihtiyaçları değil arzuları sonsuzdur. Modern, ekonomi teorisi ihtiyaçların sınırsız olduğu kaynakların sınırlı olduğu tezine dayanır. Halbuki ihtiyaçlarımız bellidir. Arzular sonsuzdur. Arzuları ihtiyaç diye empoze ettiğinizde bütün ekosistem bozulur. İnsanın arzularını tatmin etmek mümkün değildir. Dolayısıyla buna hiçbir kaynağın yeterli olması mümkün değildir. Burada ilginçtir cahiliye kelimesi Kur’an-ı Kerim’de de geçiyor. Cahiliyenin kavramsal manası bilgisizlik değildir. Hikmet yoksunluğudur. Hikmetten yoksun olmaktır. Cahilce davranış bilmemek değil bu hikmet bakışına sahip olmaktır. Hikmetin zıddı aslında cahiliyedir. Bu manada modern çağın metaverse ve diğer alemlerdeki enformasyon bilgi iddiasına rağmen büyük bir cahiliye okyanusu içinde yüzdüğünü söyleyebiliriz. Kategorik olarak baktığınızda hikmet bize cahiliyet ötesinde bize iyiyi, güzeli, doğruyu ve bunların bütünlüğünü anlatan bir bakış açısını ifade eder” açıklamasında bulundu.


Kaynak:ErzurumGazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu