Jean-Luc Godard 91 Yaşında Hayatını Kaybetti

Sinema, ortaya çıktığı ilk andan bugüne kadar hem sanatsal hem de toplumsal açıdan önemli yeniliklerin ve değişimlerin sürükleyicisi oldu. Bazı önemli sinema sanatçılarının katkıları yalnızca sinemayı değil diğer sanat alanlarını ve evrensel kültürü de önemli ölçüde etkiledi. İşte Fransız yönetmen Jean-Luc Godard da, bu büyük değişimlerde etkin rol oynayan az sayıdaki büyük sanatçıdan biriydi. Yaşamı boyunca çığır açıcı pek çok filme imza atan, sinemayı pek çok sanat dalının yanı sıra felsefe ile de harmanlayan Godard, 91 yaşında İsviçre’de hayata veda etti. Bu büyük sanatçının yaşama veda etmesi ile yalnızca sinema değil bütün sanat dünyasında bir devir kapanmış oldu. İşte dünyanın en önemli sanatçılarından birisi olarak kabul edilen Jean-Luc Godard’ın yaşamından satır başları…

Jean-Luc Godard 1931 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te dünyaya geldi

godard

II. Dünya Savaşı yılları boyunca İsviçre’de yaşayan Godard, savaştan sonra tekrar Fransa’ya döndü. Sarbonne Üniversitesi’nde etnoloji eğitimi gördüğü sıralarda sinemaya ilgi duymaya başladı. Godard, ilerleyen yıllarda kendi sinema yolculuğuna büyük katkılar sağlayacak arkadaşı, Fransız sinema eleştirmeni ve film kuramcısı Andre Bazin ile de bu dönemde tanıştı…

Godard, 1950’li yıllarda sinema ile daha fazla ilgilenmeye başladı

godard

Bununla birlikte o dönemin farklı sanat biçim ve şekilleri ve Paris’in siyasi ve sosyal yapısı da Godard’ın aralarında bulunduğu pek çok sanatçıyı derinden etkiliyordu. Godard, 50’li yıllarda bir süre sinema eleştirmenliği yaptı. Ayrıca daha sonra tıpkı Godard gibi önemli yönetmenler haline gelecek olan başka Fransız sanatçılar da sinema eleştirmenliği ile ilgileniyorlardı. Bu sanatçıların, sinema eleştirmenliği yaptığı dönemlerde kazandıkları beceriler, ileride Fransız Yeni Dalgası’nın oluşmasında önemli bir rol oynayacaktı…

Fransız Yeni Dalga Akımı’nın en önemli isimlerinden birisi oldu

Fransız Yeni Dalga’sı kabaca daha önceki klasikleşmiş bir takım film yapımı ve anlatımı süreçlerine karşı çıkan sinemacıların sinema ve sanat anlayışını ifade ediyor. Geçmişin muhafazakar sinema kalıpları, Yeni Dalga ile birlikte terk ediliyor. Ve sinemada sıradan insanlar, gündelik yaşamlar ve elbette dönemin siyasi toplumsal yansımaları gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye aktarılıyor. Ayrıca bütün bunlara bağlı olarak Yeni Dalga’nın kullandığı kurgu ve montaj teknikleri de sinemanın muhafazakâr anlatıdan sıyrılmasına olanak tanıyacak şekilde dizayn edilmişti. Sinemadaki bu yenilikçi yapıyı en iyi yansıtan ve bununla birlikte sinemayı sanatsal ve toplumsal açıdan etkili bir araç kullanabilen Godard da hem Yeni Dalga Akımı’nın hem de sinema dünyasının önemli isimlerinden biri haline gelmişti.

1960 yılındaki “A bout de souffle” (Serseri Âşıklar) sinema sanatındaki pek çok yeniliğin öncüsü oldu

Filmdeki oyunculuklar, hızlı kamera hareketleri, doğaçlama diyaloglar ve daha pek çok şey, sinema sanatı için oldukça yenilikçi unsurlardı. Ayrıca Godard, filmde anlattığı hikâyeyi, dönemin kültürel ve toplumsal yapısını incelemek üzere bir araç olarak kullanıyordu. Öte yandan bu filmiyle bir anlamda görsel deneyler gerçekleştiriyor, sinemanın gerçekte ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya gayret ediyordu. Serseri Âşıklar, sinema tarihi için oldukça önemli bir dönüm noktasıydı… Godard, daha sonra bu film için “sinemanın daha önce yaptığı her şeyi alıp – kızlar, gangsterler, arabalar – patlatan ve eski tarza bir kalemde son veren bir filmdi.” diyecekti.

Jean-Luc Godard’ın sinema anlayışı, sinema sanatını kökten değiştirecek kadar etkileyiciydi

Çünkü yönetmen olmadan önce de büyük bir sinema sevgisine sahip olan Godard, sinemanın en ince ayrıntılarıyla ilgileniyor, klasik sinemanın nasıl bir şey olduğunu anlamak için büyük mesai harcıyor ve sonunda sinemayla ilgili var olan bütün kalıpları yıkmak için elinden geleni yapıyordu! Örneğin 1960’lı yıllar ve sonrasında yönettiği pek çok filmde senaryo kullanmıyordu! Çoğu zaman senaryo Godard tarafından çekim sırasında yazılıyor ve senaryo setteyken veriliyordu. Bununla birlikte pahalı ekipmanlar ve yapay olarak planlanmış sahnelere de Godard sinemasında yer yoktu! Onun filmleri daha çok gerçek hayata benziyor ve bu yüzden pek çok insanı etkiliyordu…

Yalnızca sinema sevdalısı milyonları değil, modern zamanların en önemli yönetmenlerinden bazılarını da ciddi şekilde etkiledi

Özellikle de 60’lı yıllar boyunca çektiği “Serseri Aşıklar,” “Küçük Asker,” “Kadın Kadındır,” ve “Alphaville” gibi filmleri onlarca sinema sanatçısı için de oldukça önemli ilham kaynağı oldu. Sinemasındaki teknik, içerik ve anlatım biçimleri Quentin Tarantino, Abbas Kiorostami ve Lars von Trier gibi farklı coğrafyalardan ve farklı geleneklerden pek çok önemli yönetmeni etkiledi.

1960’ların sonunda Jean-Luc Godard sineması politik bir yapıya büründü

Dönemin toplumsal olaylarını yakından takip ediyordu. Artan öğrenci ve işçi hareketlerine destek veriyordu. Zaman zaman yönettiği filmlerde bu destek açıkça görülebiliyordu. Zaten çevresi ve yaşadığı dünya ile bu kadar ilgili bir sanatçının dönemin toplumsal olaylarına seyirci kalması da beklenemezdi.

Godard, filmlerinde kendisini de yansıtıyordu

Godard hem kişisel hem de profesyonel yaşamında oldukça “zor” birisiydi. Fransız yönetmenin bu zorluğu etrafındaki insanlarla dönem dönem büyük çatışmalar tartışmalar yaşamasına neden oluyordu. 1973 yılında bir başka Fransız yönetmen ve arkadaşı Truffaut’nun bir filmine yönelttiği saldırı niteliğindeki eleştiriler yüzünden ikilinin arası bir daha hiç düzelmemek üzere bozulmuştu… Godard’ın bu çalkantılı ilişkileri sinemasına da yansıyordu. Filmlerindeki ana karakterlerin pek çoğu, önemli ölçüde Godard’ın beyaz perdedeki yansımasıydı…

Jean-Luc Godard 13 Eylül 2022 tarihinde İsviçre’de yardımlı intihar sonucu yaşamını kaybetti

godard

İsviçre’deki bu uygulamaya bazı durumlarda izin veriliyor. Ötenaziden farklı olarak bu yöntemde kişinin ölümünde sebep olacak ilaçlar reçeteli olarak kişiye sağlanıyor. Kişi başkalarının yardımı olmadan kendisine bu ilaçları uygulayarak intihar edebiliyor. Ünlü yönetmenin hukuk danışmanı, sahip olduğu hastalıklar nedeniyle Godard’ın İsviçre’den bu konuda yasal destek aldığını doğruladı. Ancak Godard’ın hastalıkları açıklanmadı. 91 yaşındaki yönetmen arkasında sinema ve sanat dünyasında asla silinmeyecek izler ve onlarca başarılı film bırakarak bu dünyadan ayrıldı…

… 2

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu