Harper Lee – Bülbülü Öldürmek Kitap Analizi

Kendinizi, annesiz büyümüş 9 yaşındaki bir kız çocuğunun yerine koyun. Eksik ve yarım bir hayat yaşıyorsunuz, anne sevgisi nedir hiç bilmiyorsunuz. Tutunacak tek dalınız, güçlü babanız ve ağabeyiniz. Siyahilere karşı ağır ırkçılığın yapıldığı bir ülkede yaşıyorsunuz, üstelik avukat babanız bir siyahi savunucusu… Hayal etmek zor değil mi? Bir insan, ten rengi koyu diye ölmeyi hak eder mi? Bülbülü Öldürmek, yazar Harper Lee tarafından 1960’ta yayınlanan ve bir çocuğun gözünden dünyayı anlatan dramatik bir eser. Çıkış yaptığında oldukça ses getiren kitap, edebiyat dünyasının en önemli ödüllerinden biri olan Pulitzer ödülüne layık görüldü.

Harper Lee; ırkçılık, adalet, aile ve önyargı gibi birçok kavramı derin bir biçimde kalbinize işliyor. Yaşınız kaç olursa olsun, eseri okurken hepiniz bir çocuk oluyorsunuz. 9 yaşındaki kız çocuğu Scout’un anlatımıyla şekillenen bu kitap, dünyayı tamamen küçüklerin gözünden görmemizi sağlıyor. Toplamda 355 sayfa olan Bülbülü Öldürmek, insan önyargısının bazen adaleti bile susturacağını sert bir biçimde yüzümüze çarpıyor. Her sayfasında duygulanacağınız, kimi zaman sinirleneceğiniz, kimi zaman ise neşeleneceğiniz kitabı gelin birlikte inceleyelim.

Bülbülü Öldürmek konusu nedir?

Bülbülü

Kitabın anlatıcısı ve aynı zamanda ana karakteri olan Scout 6 yaşında bir çocuktur. Scout, küçük yaştayken annesini kaybetmiş, babası Atticus ve abisi Jem ile büyümüştür. Scout ve Jem, okul dışındaki vakitlerinde sık sık oyunlar oynamakta ve türlü türlü yaramazlıklar yapmaktadır. Bu iki kardeşin babası olan Atticus ise bir avukattır.

İki kardeşin yapmaktan en çok zevk aldığı şey, komşuları Radley ailesi hakkında hikayeler uydurmak ve evin oğlu olan Boo Radley ile dalga geçmektir. Bir gün, Scout’un babası Atticus’a bir dava dosyası gelir. Atticus, beyaz bir insana karşı tecavüz ile suçlanan siyahi bir insanı savunacaktır ancak ülkedeki ırkçı tavırlar tüm ailenin sıkıntı yaşamasına sebep olur. Scout ve Jem, bu dava yolunda birçok kez hakarete maruz kalırken babaları Atticus, davayı bırakmamaya kararlıdır. Ancak davanın sonunda ölüm olacağını kim bilebilir?

Bülbülü Öldürmek kısa özet

Bülbülü

Hikayenin anlatıldığı dönemde Scout okula başlar. Bu sırada babası, kendisine gelen dava ile oldukça meşgul olur. Davalı siyahi Tom Robinson, Bay Dewell’ın büyük kızına tecavüz etmekle suçlanmaktadır. Davacı Bay Dewell ise çocuklarına şiddet uygulayan ve başka insanlara saldıran kötü şöhretli bir insandır.

Atticus, davayı detaylıca araştırmaya karar verir ve karşı tarafın ifadelerinde birçok tutarsızlık fark eder. Ayrıca Dewell’ın kızına yapılan tıbbi inceleme sonucunda herhangi bir tecavüz izine de rastlanmaz. Atticus artık Tom Robinson’un suçsuz olduğuna kesin olarak inanır ve bunu kanıtlamak için elinden geleni yapmaya karar verir. Maalesef ki işler tam da bu noktada kötüleşmeye başlar ve Scout ile abisi Jem, babaları siyahi birini savunduğu için defalarca zorbalığa maruz kalır.

Dava günü gelip çattığında Atticus, tüm kanıtları yeterli bir biçimde mahkemeye sunar. Ancak sırf Tom siyahi olduğu için, jüri onun suçlu olduğuna kanaat getirir. Jürilerden bazıları Atticus’u desteklese de birçoğu siyahilerin ahlaksız olduğunu savunur. Ardından Tom Robinson, idam cezasına çarptırılır.

Atticus, Tom’un aklanacağına inanır ve davayı ileriye taşımaya karar verir. Ne yazık ki Tom, kaderinin beyaz insanlara bırakılmasını istemediğini söyleyip hapishaneden kaçmaya çalışır ve bu esnada öldürülür.

Atticus, çocuklarına iyi bir örnek olabilmek ve onlara insanlığı öğretebilmek için elinden gelenin en iyisini yapar. Bir süre sonra insanlar, Tom’un suçsuz olduğuna inanmaya başlar ancak iş işten geçmiştir. Değişen düşünceler ve kırılan önyargılar, davacı Bay Ewell’ın canını sıkar. Bay Ewell, kendisine gelen eleştirileri kaldıramaz ve birçok kez Atticus’u ölümle tehdit eder.

Bir gece Jem ve Scout, okul eğlencesinden eve dönerken birisinin kendilerini takip ettiğini fark eder. Çocuklar ne olduğunun farkına varamadan saldırgan, Jem’e saldırarak kolunu kırar. Kardeşine yardım edemeyen Scout ise birkaç bıçak darbesi alır. Ancak giydiği kalın kostümden dolayı, hayatta kalmayı başarır. Bu sırada saldırgan, bıçağın üzerine düşerek hatayla hayatına son verir. Çocuklar yaşadıkları olayın şokunu atlatamamışken biri onları kucaklar ve evlerine götürür. Bu yardımsever kişi ise kardeşlerin dalga geçtiği Boo Redley’dir.

İki kardeşe saldıran kişinin davacı Bay Ewell olduğu anlaşılır. Irkçı adam suçunu kabullenemeyip çareyi 2 masum çocuğa saldırmakta bulmuştur.

Bülbülü Öldürmek kitap analizi

Bülbülü

Kitap, bir çocuk gözünden anlatıldığı için başlarda eğlenceli ve sakin bir his uyandırıyor. Ancak ileriki süreçte yapılan ırkçılıklar ve ayrımcı toplum baskısı, okuyucuyu kasvetin derinliklerine sürüklüyor. Hikaye, öyle derin ve öyle gerçekçi işlenmiş ki her karakterle empati yapabiliyor.

Yazarın “İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.” cümlesi ise oldukça büyük anlamlar barındırıyor. Buradaki bülbül, beyaz insanları temsil ederken saksağan siyahileri temsil ediyor. Tamamen ayrımcı kişilerin düşüncelerinin yansıması olan bu cümleyi okuyunca ‘’ İkisi de bir canlı, neden birini öldüreyim ki?’’ diye soruyorsunuz kendinize. İşte hikayenin fikri de burada gizli. Cümlenin altında yatan metin ‘’Siyahi insanlara istediğinizi yapmakta özgürsünüz, dilerseniz onları öldürün. Ancak beyaz insanlar ölmeyi değil yaşamayı hak ediyor.’’

Yaşamak, adaletli yargılanmak ve savunulmak; dil, din, ırk, etnik köken ve dış görünüş ayırt etmeksizin herkesin hakkıdır.

Kitabın bir kısmında siyahilerin kilisesine giden Scout’un ağzından ders niteliğinde bir cümle çıkıyor: “İyi de ama neden siyahilerin ve beyazların kiliseleri ayrı ayrı… Hepimiz aynı Tanrı’ya inanmıyor muyuz?”

Bülbülü Öldürmek kitap yorumları

‘’Beni en çok düşündürten şeylerden biri ön yargı oldu. İnsanların peşin hüküm vermeleri. Benmerkezcilik. Sürü psikolojisi. İnsanları yargılamak…’’

Yazan: @srgn

‘’Kitabı bitireli yarım saat ya olmuş ya olmamıştır ama etkisi hala sürmekte. Sonu ile şaşırtan bir kitap sanmayın sakın. Daha çok uzun bir yolculuk, uzun soluklu bir film izlemek gibiydi.’’

Yazan: @kizilkafalicey

Bülbülü Öldürmek kitap alıntıları

“Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüne bakabilmelisin. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.”

‘’Yalnızca tek bir insan türü varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar?’’

“Kolay kazanılan, kolay kaybedilir.”

“Öyle tip adamlar vardır ki daha merhaba demeden tabancanı çıkarıp onları vurman gerekir. Vurman gerekir ama harcayacağın kurşuna yazık.”

‘’Sürekli olarak hislerimize göre davransaydık, kuyruklarını yakalamaya çalışan kediler gibi olurduk.’’

Bülbülü Öldürmek neyi anlatıyor?

Kitap, bir çocuk gözünden anlatıldığı için başlarda eğlenceli ve sakin bir his uyandırıyor. Ancak ileriki süreçte yapılan ırkçılıklar ve ayrımcı toplum baskısı, okuyucuyu kasvetin derinliklerine sürüklüyor. Hikaye, öyle derin ve öyle gerçekçi işlenmiş ki her karakterle empati yapılabiliyor.

Bülbülü Öldürmek Scout erkek mi?

Hayır, isminden öyle olduğu düşünülse de Scout okula yeni başlayan bir kız çocuğudur.

Bülbülü Öldürmek kime ait?

Pulitzer Ödüllü ırksal, politik ve sosyal konulara değinen Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin çarpıcı eseridir.

İlginizi çekebilir:

Gabriel García Márquez’den Yaşanmış Bir Cinayetin Hikayesi: Kırmızı Pazartesi Kitap Analizi

Ray Bradbury’den Bir Distopya Klasiği: Fahrenheit 451 Kitap İncelemesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu