Filmlerin ve dizilerin çekim hataları
Hababam Sınıfı’ndan Mad Max’e, Yüzüklerin Efendisi’nden Star Wars’a birçok yapımın kusurlu sahneleri dikkatli seyircilerin gözünden kaçmadı. Bazıları sinemada görsel ve teknik bir devrim yaratan, milyonlarca izleyiciyi peşinden sürükleyen sinema şaheserleri bile aslında tamamen kusursuz değil. İşte kare kare film ve dizi hataları…
Filmde sınıfta sahneler arasında kapalı olan perdeler açılıyor, zaman gece ve gündüz olarak değişiyor.
Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı ‘Üçkağıtçı’ filminde sahneler arasında Sabahat Işık’ın kıyafeti değişiyor.
Harley aynı anda hem silahını seçip hem kıyafetini değiştirip hem de saçını boyama yeteneğine sahip biri olarak seyirci karşısında.
Filmin kahramanının kıyafetinde dikkatlerden kaçan değişim.
1976 yapımı filmde Ayşen Gruda eve girdiği zaman arka aynadan yansıyan kameraman kadraja giriyor.
Thor etrafındanki her şeyi yerle bir ederken, bir otomobilin tamponu mucizevi bir şekilde tamir oluveriyor.
Filmdeki denizin içinde çekilen sahneler İzmir’de bir otelin havuzunda gerçekleştirildi.
Kamera, görünmez olmayı başaramamış. Camdan yansıması dikkatli gözlerden kaçmıyor.
Alman askerin arması bir sonraki sahnede uçup gidiyor.
Jake, kapsülden çıkarken yanında tekerlekli sandalye görünmüyor ancak sonraki sahnede birden yanında beliriyor.
Filmin başlarında John’un ceketi kurşunlardan delik deşik olmuşken kısa bir süre sonra yenilenmiş görünüyor.
Köprüden düşen kamyonun camın kırık halinden sonra yeniden çatlak bir şekilde yerine gelmesi dikkat çekici.
Türkan Şoray ve Bulut Aras’ın başrolünü oynadığı 1978 yapımı filmde Adile Naşit’in olmayan başörtüsü sahne açısı değişince birden başında görülüyor.
Film 1985 yılında geçiyor. Ancak duvarda 2011 yapımı Lamborghini Aventador otomobil posteri var.
İki ayrı Titanik gemisi varmış gibi görünüyor.
Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı 1977 yapımı filmde Kemal Sunal’ın sepettekileri indirdiği sahnede sepetin altındaki bir kişinin sepeti tuttuğu kameraya yansıyor.
Modern zamanlardan bir kişi araya kaynamış gibi.
Uçak dört motorluyken birden iki motor kayboluyor.
Kemal Sunal’ın başrolde oynadığı filmde, yumrukla kırılacak kovanın dibinin önceden kırık olması kameraya böyle yansıyor.
Ana karakter John telefonu ters tutarak konuşuyor ama bu onun iletişim kurmasını engellemiyor.
Sağdaki stormtrooper’ın boyu hesap edilmemiş. Dikkatli bakınca başını çarptığı anlaşılıyor.
Kane bir sahnede özel bir başlık giymişken bir sonraki sahnede başlık uçmuş görünüyor.
Silahlar değişiyor. Yönetmen, hangi silahın daha görkemli olacağını karar verememiş gibi…
Film, 18. yüzyılda geçiyor. Anlaşılan o dönemde de spor ayakkabılar popülerdi!
John ve Kate’in indiği beyaz uçağın numaraları art arda gelen sahnelerde birbirini tutmuyor.
Deadpool karakteri çizim yaparken, kağıtta, “Merhaba, Ben Francis!” yazsa da sonraki sahnede yazı, “Merhaba, Ben Deadpool”a dönüşüyor.
Filmlerde, farklı sahnelerde araç değişiklikleri görülebiliyor. Ancak bu filmde dikkatli seyirciler beklenmedik bir hatayla karşılaştı. Otomobilin koltuğu aynı sahnede mucizevi bir şekilde değişiverdi.
Görünüşe göre Kevin, koşarken pantolonunu değiştirebiliyor.
Duvardaki tabloya dikkat!
Kravattaki puantiyeler birden yok oluyor.
Noel hediye sepetinin rengi sihirbaz eli değmiş gibi değişiveriyor.
Bir başka otomobil değişimi sunroof’lu araçta göze çarpıyor.
Walter gelmeden hemen önce birileri malzemelerin üzerini örtmüş gibi görünüyor.
Gladyatör’de, Maximus’u yakalayanlar ona “Spaniard (İspanyalı)” lakabı takmışlardı. Ancak bu terim, 14. yüzyıla kadar kullanılmadı. Film, 180 yılını anlatıyordu. Kelimenin kullanılmasına daha 1000 yıldan fazla süre vardı.
Marty’nin çaldığı gitar Gibson ES-335’ti. Bu gitar modeli 1958 yılında çıktı. Söz konusu sahne 1955 yılında geçiyordu.
Paris zaman zaman gösterişli bir güneş şemsiyesi kullanıyor. Fakat, o yıllarda böyle bir şemsiye kullanılmazdı. Yunanlılar, en az 800 yıl sonra şemsiyeyle tanıştı.
Bir sahnesinde, Frank’in arkasında kısa süreliğine FedEx logosu görülüyor. FedEx 1971’de kuruldu, o logo ise 1994’te kullanılmaya başlandı. Film ise 1960’ların başını anlatıyor.
Filmde Robbie, ünlü La Bohème kaydını dinliyor. Dinlediği kayıt 1956’da çıktı. Sahnenin geçtiği zaman ise 1930’lardı.
John Coffey, elektrikli sandalye ile idam edildi. Louisiana eyaleti, hikayenin geçtiği yıldan beş yıl sonra elektrikli sandalyeyi kullanmaya başladı.
Andy Dufresne, 1965 yılında hapisten çıkıyor ama 1969 model Pontiac GTO kullanıyor.
William Wallace kilt giyiyor. William Wallace 1300 yılı civarında yaşıyordu. Kiltler, İskoçya’da 16. yüzyıla kadar giyilmedi.
Robin’in arkadaşı Azeem ona bir teleskop gösteriyor. Film 1194’te geçiyor; teleskop, 17. yüzyılın başlarında icat edildi.
Neo köşeye sıkışmış ama güneş gözlüğündeki yansımada sandalyede oturuyor.
Kamera diğer açıdan gösterdiğinde uçağın motor sayısı değişiyor.
Dumanı sağlayan gaz bombası at arabasının arkasında görülebiliyor.
Harry bir anda yer değiştiriyor.
Deniz Piyadesi’nin ilk karelerde düşen şapkası tekrar beliriyor.
Frodo’nun yarası yer değiştiriyor.
Geminin bazı parçaları yok oluyor.
Aynı otomobilde farklı plakalar var.
Yolcu koltuğu kafalığı kendiliğinden yükseliyor.
İlk sahnede kavga sırasında pencere kırılıyor.
Soldaki stormtrooper ateş etmeye başlıyor.
Kadın oyuncunun elinde mavi bir bardak var.
Bu kült müzikalde bile hatalar var.
Saksofon çalan oyuncunun serçe parmağındaki yüzük kaybolup tekrar beliriyor.
İlk karede bir uçak gözüküyor.
Arkada çekim ekibinden biri gözüküyor.
Brad Pitt ilk karede elinde bir kadeh tutuyor.
Pippin’in elleri bağlı.
Sen Anlat Karadeniz’in son bölümünde Tahir’in, Nefes’e sarıldığı sahnede, Nefes’in atleti görünürken bir sonraki sahnede iç çamaşır ile kalması dikkatlerden kaçmadı.
