‘Erzurum’daki utanç 71 sayfa halinde tutanaklara döküldü’

Erzurum Güncel- İşte Utanç tutanakları:

Erzurum’daki Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda, iki çocuğa tecavüzde bulunan, beşini istismar eden kaçak belletmen H.A.’ya 119 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.

Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama basına kapalı görüldüğü için H.A.’nın sorgusu kamuoyu tarafından öğrenilemedi.

Nihayet gerekçeli karar açıklandı.

Böylece Erzurum’daki utanç 71 sayfa halinde tutanaklara döküldü.

H.A., duruşmada, ilk önce istismar iddiasını reddederken, Mahkeme Başkanı Yakup Taşlıova’nın sarsıcı soruları karşısında “İşin aslı, hakim bey” diyerek, M. ile U.’ya ikişer kez tecavüz ettiğini kabul etti.

Aynı şekilde H.A., başlangıçta ‘haydar’ adlı sopayı kullanmadığını söyledi.

Taşlıova sıkıştırınca “Ders konusunda gözdağı için dövdüm” dedi.

Çocuklardan birinin beline sarılmış, evet.

Fakat neden?

Derslerini sormak için kuşkusuz!

Birkaçını öpmüş öpmesine…

Gel gör ki sebebi var.

Kendisine ısındırmak için!

Tamam, çocukların yatağında yattığını reddetmiyor.

Yattıysa da şimşekli gecelerde ağaç gölgesinden korkanları teskin etmek amacıyla!

Yani, her ne yaptıysa abi şefkatiyle yapmış.

Öyle diyor.

Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda müftülükten denetime gelen hiçbir görevliyle karşılaşmadığını, kaçak çalıştığını, maaşını bir hayırseverden aldığını, Yozgat’taki yurtta ise kadrolu görev yaptığını itiraf ediyor.

‘Maaşımı bir hayırseverden alırdım’

Başkan: Kursa ne zaman katıldın? Görevin var mıydı?

H.A: 2020’de Arapça eğitimi için başvurdum. 2021 Mayıs’a kadar Arapça eğitimi aldım. Mayıstan ekime kadar ücret mukabilinde belletmen olarak görev yaptım.

Başkan: Diyanet mi ödüyordu?

H.A: Resmi bir şeyim yoktu. Maaşımı hayırsever bir iş adamından alırdım.

Başkan: Müdür burada bulunduğunu biliyordu değil mi?

H.A: Müdür N.K. bana işi teklif etti, kabul ettim.

Başkan: Yatılı mı kaldın?

H.A: Evet

Başkan: Görevin neydi?

H.A: Hocalar gittikten sonra çocuklara derslerini yaptırırdım, yemeklerini yedirirdim, temizliklerine bakardım

Başkan: Çocuklar da yatılı mıydı?

H.A: Evet

‘Müftülük yetkilisine denk gelmedim’

Başkan: İlçe müftülüğünden kontrole gelirler miydi?

H.A: Ara sıra, ben görmüyordum.

Başkan: Sormadılar mı, kimsin diye? Öğrenci olmadığın belli yaş itibarı ile. Kimse demedi mi, ne iş yapıyorsun?

H.A: Gelmezdi hiç, ben rastlamadım kendilerine. Belki de ben olmadığım zamanlar gelmişlerdir.

Başkan: Hiçbir yetkiliyle denk gelmedin mi?

H.A: Geldim ama biliyordu orada belletmenlik yaptığımı.

Başkan: Kim biliyordu?

H.A: Müftülükten hoca vardı, nöbete geliyordu?

Başkan: Akşam beraberdiniz, o zaman senin kaldığını biliyordu?

H.A: Evet

Başkan: İsmini hatırlıyor musun hocanın?

H.A: Hüseyin Aydoğan.

‘İşin aslı, hakim bey, yaptım’

H.A: İşin aslı hakim bey… Size doğruları söyleyeyim

Başkan: Evet, dinliyoruz.

H.A: İki kere oldu, birincisini hatırlamıyorum, boşluğuma denk geldi.

Başkan: Biraz önce anlattığın ikincisi miydi?

H.A: Birincisiydi heralde. İkincisi de U. ve S. beraber oldu. S, kayda almış olabilir, videoyu hiç görmedim. U. ile bir kere oldu.

Başkan: İkisiyle aynı anda yaptın, doğru mu?

H.A: Evet

Başkan: S.’nin iki kez eyleme maruz kaldığı ortaya çıkıyor. “Yalnızken yaptım” dedin. Şimdi U. ile olanı söyledin. O zaman S. de iki kez, doğru mu?

H.A: Evet.

Isındırmak için öpmüş!

Başkan: F., yemekhanedeyken beli ve poposuna elinle dokunduğunu, yatağına gidip sarıldığını, öptüğünü, porno video izlettiğini, “Yaşadıklarını ailene anlatırsan öldürürüm” diyerek tehdit ettiğini beyan etmiş. Ne dersin?

H.A: Beline sarıldım, evet. Soracağım soruya cevap aldıktan sonra bıraktım. “Dersini yaptın mı?” (diye sordum) “Evet” dedi.

Başkan: Amacın neydi?

H.A: Sırtını sıvazlamaktı ama, ben oturduğum yerdeydim, o ayaktaydı.

Başkan: Beline denk geldi diyorsun.

H.A: Evet.

Başkan: F.’yi öptüğünü beyan etmişsin.

H.A: Doğru değil

Başkan: Belki şefkat öpücüğüdür, bir düşün, hatırlıyor musun?

H.A: Bir kere oldu.

Başkan: Anlat bakalım.

H.A: Dersteydik o zaman. F. kursa geldiğimden beri bana biraz soğuktu. Isındırmak için yanağından öptüm.

Başkan: Yatağına girdin mi?

H.A: Hayır

Başkan: Doğruları söyle, belki abi şefkati ile girmişsindir.

H.A: Sadece arada sırada şeyle beraber yatardık, o da hep beraber. Gider otururdum sabahları, onlar yataklarını yaparken, ben de yatardım.

Başkan: El kadar çocuk hepsi, belki gece korkar, kötü rüya görür, seni de abi olarak görür, “Yanımda dur” diyebilir. Öyle bir olay oldu mu?

H.A: Bir keresinde hava biraz bozuktu. Gök gürültüsü falan, şimşek çakıyordu gece. Kursun önünde ağaç vardı, gölgesinden korkmuşlardı. O zaman bir iki dakika yanlarında durdum.

‘Aynı yatakta yattık’

Başkan: E., aynı yataktayken “Porno izleyelim mi” ve “Sevişelim mi” dediğini, yanağından öpmek için müdahalede bulunduğunu ancak kafasını çekerek ilk etapta senden kurtulduğunu… Bir diyeceğin var mı?

H.A: Aynı yatakta evet yattık. O gece dedi ki “Abi korkuyorum biraz.” “Gel” dedim, “O zaman burada yat bugün.”

Başkan: Yatarken belirttiği olaylar oldu mu?

H.A: Olmadı.

Başkan: Neden sana böyle detaylı olarak iftirada bulunsun?

H.A: Bilmiyorum, belki arkadaşları ile olan samimi münasebetinden dolayı.

Başkan: Arkadaşı ile münasebetini idareye, annesine babasına söyler. Namusunu ortaya atar mı oğlum? Böyle bir şeyi sen atar mısın?

H.A: Atmam

Başkan: Film izlediniz mi?

H.A: İzledik, evet.

Başkan: Anlat bize, neden öptün?

H.A: Sevgi amaçlı sadece, abi olarak.

‘Ders konusunda gözdağı için sopalarla vurdum’

Başkan: A. ile bir sorunun var mıydı? Kendisini dövmüş müydün?

H.A: Derste 2-3 defa dövmüştüm.

Başkan: Nasıl?

H.A: Tokat attım, terlikle vurdum.

Başkan: Sopayı nerede taşırdın, nerede saklardın? Odanda mı, derslikte miydi? Ne amaçla kullanırdın? Çocukları korkutmak için mi?

H.A: Sopayı çayhanede buldum. İlk gittiğimde dolaptaydı. Çocuklara gözdağı vermek için kullandım.

Başkan: Ders yapmadıkları için mi, cinsel talepleri yerine getirmedikleri için miydi? Gözdağını açıklaman lazım.

H.A: Ders konusunda. Zaten 2-3 gün elimde kaldı, sonra hoca el koydu.

Başkan: Nerelerine vurdun?

H.A: Sadece bacaklarına vurdum, ayaklarına vurdum, başka…

Başkan: Bu çocukları dövme hakkını sana kim verdi?

Yozgat’ta kadrolu

Başkan: Kuran kursuna gitmişsin Yozgat’a ve orada yakalanmışsın. Yozgatlı değilsin. Seni kim yönlendirdi?

H.A: Arkadaşım Ş.H., Yozgat’ta Kuran kursunda görevliydi. Kendisi sınava çalıştığı için yerine adam aradığını söyledi. Ben de kabul ettim.

Başkan: Görevin neydi?

H.A: Hacı Bahattin Evgi Kuran Kursu’ndaki işime devam etmekti.

Başkan: Belletmen gibi?

H.A: Evet ama resmiydi.

Bu arada, H.A.’nın yargılamaya olumlu katkısı bulunmadığı, “özür dilemek ve yaptığının yanlış olduğunu söylemek gibi pişmanlığı gösteren bir fiil içine” girmediği için takdir indirimine gidilmedi.

Diyanet’e iki soru

H.A.’nın 16 çocuğa eziyet yaptığı iddiasıyla Erzurum 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davasının son duruşması 15 Haziran’da görüldü.

Mahkeme, Diyanet İşleri Başkanlığı’na yazı yazarak, iki soru yöneltti.

Sorular şöyle:

– H.A.’nın resmi görevlendirilmesi var mıydı?

– Suçtan 6 ay öncesinden başlamak üzere kursun denetimi yapıldı mı?

Mahkeme, yapılmış ise denetime ilişkin evrakları istedi.

Kaynak: GazeteGüncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu