Erdoğan’ın Atıfta Bulunduğu 14 Mayıs 1950 Seçimlerinde Ne Olmuştu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde 2023 seçimlerinin 14 Mayıs’ta yapılacağını dile getirdiği dikkat çeken bir konuşmaya imza attı. Böylece milyonlarca vatandaşın uzun bir süredir yanıtını beklediği “seçimler ne zaman yapılacak” sorusu da en yetkili ağızdan cevaplanmış oldu. Bununla birlikte Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken başka hususlar da vardı. Erdoğan 2023 seçim tarihini, 1950 yılındaki seçimlere atıfta bulunarak açıklıyor, 27 yıldır yönetimde bulunan Cumhuriyet Halk Partisinin karşısına çıkan Demokrat Partinin (DP) “Yeter söz milletindir!” sloganıyla seçmenden oy istiyordu. Peki ama neden? Erdoğan neden 2023 seçim tarihini ilan ettiği konuşmasında 1950 seçimlerine atıfta bulunuyordu; neden milyonlarca seçmeni Türkiye’nin siyasal hayatında nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor, neden uzun süredir iktidarda olduğu halde yıllar önce, muhalefet tarafından kullanılan bir sloganla seçim startı veriyordu? Gelin, Türkiye’nin siyasi tarihine kısa bir yolculuğa çıkalım, 14 Mayıs 1950’de ne olmuştu birlikte bakalım…

20 yıldır iktidarda olan AK Partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan, 2023 seçim tarihini “Yeter, söz milletindir!” sloganıyla açıkladı

14 mayıs

Erdoğan ilgili konuşmasına “Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘Yeter söz milletindir’ diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır… Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün 6’lı masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, bu müstemleke heveslilerine ‘yeter’ diyecektir.” ifadelerini kullandı.

Yani, 2023 seçim tarihi olarak belirlenen 14 Mayıs, alelade bir tarih değildi. Ancak Erdoğan’ın ve Ak Partinin siyaset sahnesindeki konumu ile 14 Mayıs 1950 tarihi ve Yeter, söz milletindir! sloganı arasında ciddi bir tezat vardı. Bir başka deyişle Erdoğan, seçmenin yıllardır “muhalefette” olan partilere “yeter” diyeceğini ve hâlihazırda iktidarda bulunan Ak Partiyi yeniden iktidara taşıyacağını dile getiriyordu! Peki 14 Mayıs 1950’de ne olmuştu?

1940’lı yıllar, Türkiye’nin sosyal ve siyasal hayatında önemli değişimlere sahne oldu

O dönemde uzun süredir iktidarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal ve kamusal alandaki en baskın güç odağıydı. Bu nedenle “otoriter” bir rejim inşa etmekle suçlanıyordu. Bununla birlikte II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hissediliyor, Türkiye ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan son derece zorlu bir dönem geçiriyordu. İşte böyle bir dönemde, her zaman olduğu gibi toplumdaki en büyük arzu, “değişimdi!”

Toplumdaki değişim arzusu, siyasi alanda “Demokrat Parti” ismiyle vücut buldu

7 Ocak 1946 yılında kurulan parti, pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde ülkenin dört bir yanında büyük bir ilgiyle karşılandı. Demokrat Partinin yükselişinin farkında olan Cumhuriyet Halk Partisi, bir anlamda yeni kurulan partinin daha fazla güçlenmesine olanak tanımak istemediğinden, 1946 yılında “baskın seçim” kararı aldı. Elbette sandıktan zaferle ayrılan Cumhuriyet Halk Partisi olmuştu. Ancak toplumdaki değişim talebi, artarak varlığını sürdürmeye devam ediyordu…1950 yılının 14 Mayıs’ına gelindiğinde, yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada örneğine az rastlanan siyasi bir gelişme yaşandı…

14 Mayıs 1950 seçimleri, Türkiye’nin siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasıydı

Toplumdaki değişim talebinin siyasi alandaki en önemli sembolü olan Demokrat Parti, kısıtlı imkanlar içerisinde katıldığı 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, 27 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına son vermeyi başardı. Türkiye’deki ilk demokratik seçim olarak da kabul edilen 14 Mayıs seçimlerinde millet sözünü söylemiş ve çok değil yalnızca dört yıl önce kurulan bir siyasi partiyi ezici bir üstünlükle iktidara taşımıştı…

14 Mayıs 1950 seçimlerinden önceki kampanya dönemi Demokrat Parti için hiç de kolay geçmemişti

14 Mayıs 1950 seçimlerini kazanan DP kabinesi

İktidar, -neyse ki yalnızca yıllar öncesinin siyasi konjonktüründe var olan bir şekilde- elindeki devlet aygıtlarını seçim kampanyalarında kullanıyor, muhalefetin siyasi alanını elinden geldiğince daraltmaya çalışıyordu. İşte bu nedenle Demokrat Partinin, kampanya döneminde kısıtlı imkânlara rağmen olabildiğince etkili bir propaganda çalışması yapmaktan başka bir şansı yoktu. Nihayetinde Demokrat Parti, ihtiyacı olan en faydalı propaganda fikrini bulmayı başardı. Oldukça sade bir afiş, son derece etkili bir slogan…

“Yeter, söz milletindir!” sloganı, Demokrat Partiyi iktidara taşıyan en önemli unsurlardan biriydi

14 mayıs

Öte yandan üzerinde dur işareti yapan bir elin bulunduğu, “Yeter, söz milletindir!” yazılı afiş Türkiye’nin yıllar önceki siyasi hayatında dair oldukça önemli ipuçları barındıran ve ülkenin siyasi tarihinde kendisine yer bulan en önemli sembollerden biri haline gelidi.

Sloganın ortaya çıkış hikayesi ise hayli ilginç. DP’nin propaganda komisyonlarından birine, bir komşusu tarafından davet edilen Selçuk Milar, seçim kampanyasında dur işareti yapan bir elin ve Yeter söz milletindir yazısının yeterli olacağını söylüyor ve yalnızca bir gecede Türkiye’nin siyasi alandaki unutulmaz sembollerinden birine dönüşecek olan afişi tasarlıyor. Bu ikonik tasarım, “DP’yi iktidara taşıyan afiş” olarak anılıyor… Peki, 1950 yılında baskıcı bir rejim, ekonomik kriz ve yoksulluk karşısında muhalefetin sesi olan DP’yi iktidara taşıyan slogan, 2023 yılında iktidarın sesi olan AKP’ye tekrar seçim kazandırabilir mi?

Bazı siyaset bilimcilere göre Erdoğan 14 Mayıs çıkışıyla ve Yeter, söz milletindir! sloganıyla, “DP’nin devamı biziz” demek istiyor

14 mayıs

Çünkü 14 Mayıs ve ilgili slogan, özellikle belirli bir seçmen grubu için büyük bir sembolik öneme sahip. BBC Türkçe’ye konuşan Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Faruk Birtek, 14 Mayıs tarihini demokratlar için adeta kutsal olduğunu, AKP’lilerin de o kanattan geldiklerini iddia ederek 14 Mayıs’ın sembolik gücünden faydalanma niyeti taşıdıklarını ifade ediyor.

Ancak Birtek’e göre ortada “AKP’lilerin demokrat olmaması” gibi büyük bir tezat var. Bununla birlikte Birtek, “Erdoğan’ın sloganı tekrar etmesinin, seçim döneminde başına bela olabileceğini,” açıklamanın farkında olmadan, düşünülmeden söylenmiş olabileceğini ifade ediyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Dr. Yılmaz Esmer de Erdoğan’ın 14 Mayıs ve “Yeter, söz milletindir!” çıkışını sorunlu bulanlardan

14 mayıs

Esmer bu konu hakkındaki görüşlerini, “Bana ‘Yeter söz milletindir’ denilmesinde biraz sorun var gibi geliyor. 27 yıl sonra CHP’ye karşı ‘Yeter artık’ sloganı 1949-50 için çok anlamlı. Ama hele ki 20 küsür senedir iktidarda olan bir parti bunu söylerse ‘Kim, neye yeter diyor?’ denilebilir. Ama tahminim o ki bu sloganı hemen bırakacaklardır.” sözleriyle ifade ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu