“Demokrasinin Savunucusu” Amerika Birleşik Devletleri Tarafından Yönetimi Değiştirilen 10 Ülke

Amerika Birleşik Devletleri’nin yabancı hükümetlere müdahalesi yeni bir şey değil! Bugün, uluslararası eylemlerini meşrulaştırmak için, kendisini demokrasinin savunucusu olarak gösteren Amerika Birleşik Devletleri, 1890’lardan beri, egemen ülkelere çeşitli yollardan müdahale ediyor! ABD’nin kendi emellerini gerçekleştirmek ve kendi çıkarlarını hâkim kılmak için gerçekleştirdiği müdahaleler bazen askeri bir operasyon veya işgal ile sonuçlanıyor. ABD, bazen de hedefteki ülkenin rejimini veya hükûmetini değiştirerek amacına ulaşıyor. Özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin dünyanın farklı bölgelerindeki bazı yönetimleri desteklediği, bazılarını ise devirdiği pek çok insan tarafından biliniyor! II. Dünya Savaşı ve takip eden Soğuk Savaş döneminde, ABD’nin yayılmacı politikasına gösterdiği dayanak, “komünizm tehdidiydi.” ABD’nin emperyalist politikası, 21. yüzyılda da devam ediyor. Ancak bu seferki meşru sebepler daha farklı! ABD, terörle mücadele etmek ve demokrasiyi savunmak için, denizaşırı coğrafyalara müdahale etmeyi sürdürüyor. İşte tarihte ABD’nin müdahalesiyle yönetimi değiştirilen ülkeler…

1. Hawaii

1890’ların başında, Hawaii’deki Amerikalı şeker üreticileri, daha fazla imtiyaz için kendi çıkarlarını koruyacak bir yönetim istiyorlardı. Amerikalı üreticiler, çareyi Hawaii’deki hükümetin devrilmesinde buldu! 1893 yılında, Amerikalı şeker üreticilerinin girişimleriyle Hawaii’de bir darbe gerçekleşti. Elbette, darbeden Amerika Birleşik Devletleri’nin de haberi vardı. Özellikle ABD’nin Hawaii elçisi, darbenin gerçekleşmesinde etkin bir rol oynamıştı. 17 Ocak 1893 yılındaki darbeyle Hawaii Kraliçesi Lili’uokalani, yönetimden uzaklaştırıldı. Daha sonra Kraliçe Lili’uokalani, ev hapsine alındı. Ülkedeki Amerikan darbesine karşı direnmek isteyenler olsa da Amerikan askerleri, yönetimi kısa sürede kontrol altına almayı başardı. Uzun yıllar boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nin doğrudan veya dolaylı olarak yönetimi altında kalan Hawaii, nihayet 1959 yılında ABD’nin bir eyaleti haline geldi…

2. Küba

Amerika Birleşik Devletleri 1898 yılındaki İspanyol – Amerikan Savaşı’ndan galip ayrıldıktan sonra, bölgede çok daha güçlü bir konuma yükseldi. Savaş sonucunda, Latin Amerika’daki pek çok İspanyol sömürgesi ABD’nin kontrolüne geçti. Bölgedeki gücünü pekiştiren ABD, yayılmacı politikasını sürdürebilmek için muhteşem bir fırsat yakalamış oldu…1904 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Theodore Roosevelt, ABD’nin kendi çıkarlarını savunmak için bölgedeki ülkelere müdahale etme hakkı olduğunu açıkladı! Bunun üzerine ABD, Dominik Cumhuriyeti, Nikaragua, Meksika, Haiti, Honduras ve Küba gibi çok sayıda ülkeye çeşitli askeri operasyonlar düzenledi. Özellikle Küba, ABD’nin kendi kontrolü altında tutmak istediği bir ülkeydi. Bu sebeple, ABD uzun yıllar boyunca Küba’ya doğrudan veya dolaylı yollardan pek çok müdahalede bulundu.

ABD’nin Küba’ya karşı en net müdahalesi ise 1933 yılında gerçekleşti. Kübalı bir asker olan Fulgencio Batista’nın Küba hükûmetine karşı gerçekleştirdiği darbe, ABD tarafından ciddi şekilde desteklendi! Böylece Küba’da ABD yanlısı bir diktatörlük kuruldu. Bu sayede Amerika Birleşik Devletleri, Küba’yı “arka bahçesi” olarak kullanabiliyordu. Ancak Batista’nın diktatörlüğü, 1950’lerin sonunda Fidel Castro tarafından devrildi. Küba’da komünist bir rejim kuruldu. Elbette, ABD Küba’daki bu yeni yönetimden ve sistemden hiç de memnun değildi. Bu sebeple, ABD uzun yıllar boyunca Küba’daki yönetimi değiştirebilmek için büyük çaba harcadı. 1961 yılında ABD Başkanı John F. Kennedy, Domuzlar Körfezi işgaliyle Castro’ya suikast düzenlemek ve Küba’daki yönetimi değiştirmek niyetindeydi. Özellikle bu olaydan sonra, ABD’nin farklı coğrafyalardaki müdahalelerine yön verecek yeni bir aktör piyasaya çıktı: CIA.

3. İran

amerika birleşik devletleri

Amerika Birleşik Devletleri’nin istihbarat örgütü CIA, ABD’nin farklı coğrafyalardaki emellerini gerçekleştirmek için eskisinden çok daha gizli yöntemler kullanmaya başladı! CIA’nın yeni politikası, bir ülkeyi işgal etmeyi veya askeri operasyonlar düzenlemeyi içermiyordu. Bunu yerine hedef ülkedeki farklı siyasi grupları desteklemek, o ülkede içi karışıklık çıkartmak gibi yöntemlerle hükûmetler ve rejimler değiştiriliyordu! Bu tarz müdahalelerin gizli şekilde yapılması Soğuk Savaş ile beraber çok daha önemli bir hale gelmişti.

1953 yılında, ABD’nin hedefindeki yeni ülke İran’dı. CIA, gizlice organize edip yönettiği bir darbe ile İran’ın seçilmiş lideri Muhammed Musaddık’ı yönetimden uzaklaştırdı. Bunun sonucunda Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen Muhammed Rıza Pehlevi, İran’ın yeni hükümdarı oldu. Yıllar sonra ortaya çıkan CIA belgeleri, ABD’nin İran’daki bu müdahaleyi Sovyet tehdidine karşı gerçekleştirdiğini ileri sürüyor. Ancak pek çok tarihçiye göre, ABD’nin asıl hedefi İran’daki petrol kaynakları üzerinde söz sahibi olmaktı.

4. Guatemala

amerika birleşik devletleri

1950’li yıllarda ABD’nin emperyalist politikası bütün hızıyla devam ediyordu. CIA, 1954 yılında seçilmiş bir başka lideri de yönetimden uzaklaştırdı. Guatemala Başkanı Jacobo Árbenz, CIA tarafından yürütülen gizli bir operasyon sonucunda görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bunun üzerine Guatemala, askeri diktatör Carlos Castillo Armas tarafında yönetilmeye başladı! Üstelik CIA’nın bu operasyonu son derece “kişisel” sebeplere dayanıyordu.

Guatemala’daki bu darbenin sebebi, ülkede faaliyet gösteren Amerikalı bir şirketin çıkarlarını korumaktı. United Fruit Company isimli Amerikan şirketi Guatemala’daki toprakların neredeyse yarısını kullanıyordu. Buna rağmen hiçbir vergi ödemeyen son derece imtiyazlı bir şirketti! Jacobo Árbenz’in şirketin imtiyazlarını ortadan kaldıracağı endişesi CIA’ın darbesiyle sonuçlandı. Çünkü dönemin ABD Dışişleri Bakanı şirketin hukuk bölümünde çalışıyordu. Bakanın kardeşi ve aynı zamanda CIA Direktörü olan başka bir isim, şirketin yönetim kurulundaydı.

5. Kongo

Kongo Cumhuriyeti 1960 yılında Belçika’dan ayrıldı ve bağımsızlığını ilan etti. Daha sonra, ülkede gerçekleştirilen seçimler sonucunda Patrice Lumumba ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk başbakanı oldu. Patrice Lumumba’nın göreve gelmesinden kısa bir süre sonra devlet başkanı Joseph Kasavubu, Patrice Lumumba’yı görevden aldı. Bunun üzerinde Kongo’da karşılık ve güvensizlik ortamı oluştu. Böylece Amerika Birleşik Devletleri, yeni bir ülkeye müdahale etme fırsatı buldu.

ABD, Kongo’daki karışıklık ortamının bir Sovyet müdahalesi tehlikesi içerdiğini ileri sürerek Kongo’daki yönetimi şekillendirmek için çalışmalara başladı. Hedefte, Kongo’nun demokratik yollarla seçilen ilk başbakanı Patrice Lumumba vardı! CIA, tıpkı Castro için düşündüğü yöntemi, Lumumba için de uyguladı. CIA’nın teşvik ve desteğiyle Patrice Lumumba 1960 yılında tutuklandı ve 1961 yılında öldürüldü! Bundan sonra ABD’nin desteği ile Mobutu Sese Seko yönetime getirildi. Ülkede pek çok krizin çıkmasına sebep olacak Mobutu Sese Seko’nun diktatörlüğü 1997 yılına kadar devam etti.

6. Güney Vietnam

Amerika Birleşik Devletleri, Vietnam’da pek çok yasa dışı ve kanlı eyleme imza attı. Üstelik bu eylemlerin pek çoğu resmi belgelerde de yer alıyor. İşte o belgelerden biri ABD’nin Güney Vietnam başkanı Ngo Dinh Diem’e nasıl darbe yaptığını ve nasıl öldürdüğünü içeriyor.

1963 yılında Kuzey Vietnam ile ABD arasında kanlı bir savaş yaşanıyordu. Güney Vietnam lideri Ngo Dinh Diem ise Kuzey Vietnamlı komünistlerle savaştığı için ABD tarafından destekleniyordu. Ancak, Ngo Dinh Diem ABD’nin müttefiki olsa da eli kanlı bir liderdi… Vietnamlı Budistlerin barış ve hoşgörü için düzenlediği protestolar Ngo Dinh Diem tarafından dikkate alınmıyor hatta küçük görülüyordu. Öyle ki, Ngo Dinh Diem protestolar sırasında kendilerini yakan Budistler için “kibrit tedarik etmeyi” önermişti! Bu gelişmeler sonunda Ngo Dinh Diem’in iktidarı zayıflamıştı. Ngo Dinh Diem, dünya kamuoyunda itibarsız bir lider haline gelmişti. Diem’in içerisine düştüğü bu durum, ABD tarafında büyük bir endişe yarattı. Çünkü Diem ve başında olduğu hükûmet, artık komünistlerle savaşmak için yeterince güçlü değildi. Bu sebeple Diem’in gitmesi ve yönetimin değişmesi gerekiyordu. Bu sebeple Güney Vietnam’da 1963 yılında ABD tarafından organize edilen bir darbe düzenlendi ve Ngo Dinh Diem öldürüldü…

7. Şili

amerika birleşik devletleri

1970 yılında, Şili’deki seçimler sonucunda sosyalist Salvador Allende cumhurbaşkanı seçildi. Şili’deki seçim sonuçları ve Allende’nin iktidarı ABD için kabul edilebilir bir şey değildi! Bu sebeple ABD Başkanı Richard Nixon daha ilk andan Allende’nin devrilmesi için talimat verdi. Böylece CIA, Şili’deki Allende karşıtı gurupları desteklemeye başladı. ABD’nin desteği sayesinde Şilili asker Augusto Pinochet, 1973 yılında Allende’ye karşı bir darbe düzenlendi. Augusto Pinochet, 1974 yılında ise Şili’nin cumhurbaşkanı oldu ve 1990 yılına kadar bu görevine devam etti…

8. Nikaragua

amerika birleşik devletleri

Nikaragua uzun yıllar boyunca ABD müdahalesine maruz kalan ülkelerden bir tanesi. Ülke, 1912 – 1933 yılları arasında ABD ordusu tarafından işgal edildi. Ancak ABD’nin Nikaragua üzerindeki planları çok daha uzun süreliydi…

Nikaragua’da uzun yıllar süren karışıklık ve çatışma ortamından sonra Daniel Ortega liderliğinde sosyalist bir hükûmet kuruldu. Ancak Ortega hükûmetine muhalif olan aşırı sağcı grupların eylemleri nedeniyle ülkedeki karışıklık devam ediyordu. İşte Ronald Reagan yönetimindeki ABD, Nikaragua’daki karışıklık ortamından bir kez daha yararlanmanın peşindeydi. 1981 – 1986 yılları arasında Conta olarak isimlendirilen aşırı sağcı gruplara ABD tarafından büyük bir destek sağlandı. Hatta o dönem ABD bu örgüte para yardımı sağlayabilmek için İran’a yasa dışı yollardan silah sattı! 1981 – 1986 yılları arasındaki karışıklık sebebiyle Nikaragua’da binlerce insan yaşamını kaybetti. Ancak ABD, 1990 yılında amacına ulaştı. 1990 Daniel Ortega ülkedeki karışıklık ve ABD tarafından gerçekleştirilen kara propaganda sebebiyle seçimleri kaybetti.

9. Afganistan

Afganistan, 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgal edildi. Bu işgal sayesinde Taliban’a karşı savaşan Hamid Karzai liderliğinde geçici bir hükûmet kuruldu. 2004 yılında ise Hamid Karzai ABD destekli Afganistan’ın resmi başkanı ilan edildi. 2017 yılında ise bu göreve Eşref Ghani getirildi. Ghani ABD’nin Afganistan’dan ayrıldığı 2021 yılına kadar görevinin başında kaldı.

10. Irak

Irak 2003 yılında ABD tarafından işgal edildiğinde, işgalin gerekçesi Irak’ın nükleer silahları olarak gösterilmişti… 2003 yılındaki ABD işgalinden sonra Irak’taki Saddam Hüseyin rejimi devrildi. ABD, Saddam rejimini devirdikten sonra Irak’ta yeni bir yönetim inşa etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. ABD – Irak Savaşı 2011 yılında resmen son erdi. Ancak Irak’ta istikrarlı bir yönetim kurma çabaları halen devam ediyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu