Avusturalyalı yazar Lisa Morrow: Yazılarımda öncelikli amacım Türkiye’ye dair önyargıları aşmak

İstanbul ve Türkiye ile ilgili “Istanbul Dreams”, “Inside Out in Istanbul”, “Exploring Turkish Landscapes: Crossing Inner Boundaries”, “Longing for Istanbul: The Words I Haven’t Said Yet” ve “Türkiye’yi Keşfederek: Sınırlarımı Aşarken” adlı kitaplara imza atan Lisa Morrow, Türkiye’ye ilk kez 1999’da geldiğini aktararak, Türkiye ziyareti sonrası İstanbul’dan çok etkilendiğini ve bu nedenle İstanbul’a yerleşmeye karar verdiğini kaydetti.

Sosyoloji alanında yüksek lisans yaptığını vurgulayan Morrow, “Toplumları tanıma ve kültürlerin nasıl oluştuğunu öğrenmeyi seviyorum. İstanbul’da yaşamak bana Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen insanlarla konuşma fırsatı veriyor” diye konuştu.

Morrow, Nevşehir, Antalya ve Kayseri’de de 2 yıl yaşadığını aktararak, böylece Türk toplumu hakkında farklı bakış açılarını görme imkanı bulduğuna işaret etti.

“ISTANBUL DREAMS, AVUSTURALYA’DA ÇOK OKUNDU”

Türkiye hakkında yazılar yazmaya ilk olarak 2008’de başladığını söyleyen Morrow, “Seçim zamanıydı ve bir medya kuruluşu benden Türkiye’deki günlük hayat hakkında yazı dizisi kaleme almamı istemişti. Bu kapsamda gözlemlerime dair kısa hikayeler yazdım. Daha sonra kendi blog sayfamı açtım çünkü burada nasıl bir hayat yaşadığımı insanların bilmesini istiyordum” ifadelerini kullandı.

Avusturalyalı yazar, blog yazılarının ilgi görmesi üzerine Türkiye tecrübelerine dair kitap yazmaya karar verdiğini ve ilk kitabı “Inside Out in Istanbul”u 2011’de çıkardığını dile getirdi.

Türkiye ile ilgili 4 kitap yazdığına dikkati çeken Morrow, şu bilgileri verdi:

“En çok ilgi gören kitaplarımdan biri ‘Istanbul Dreams’ (İstanbul Rüyaları) oldu. Ülkeye yerleşmem, burada ev sahibi olmam ve o yıllarda yaşadığım kişisel zorlukları ele alan bir hatırat şeklindeydi kitap. Türkiye’ye dair sıradan ve çok bilinmeyen şeyleri anlattığı için Avusturalya’da çok okunan bir kitap oldu. Bir diğer ilgi gören kitabım, Türkçeye de çevrilen ‘Exploring Turkish Landscapes’ idi. Bu kitabı okuyan çok sayıda gurbetçi Türk, bana kitabı okuduktan sonra çok hüzünlendiklerini söyledi. Çünkü yazdığım hatıralar, geride bıraktıkları ülkeleriyle alakalıydı.”

“BİRÇOK KİŞİ DİN DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA KALIP KALMADIĞIMI SORDU”

Lisa Morrow, dünyadaki Türkiye algısının gerçekleri yansıtmadığının altını çizerek, “Yazılarımda öncelikli amacım, Türkiye’ye dair önyargıları aşmak. Birçok kişi bana Türkiye’de başımı örtmem gerekip gerekmediği veya din değiştirmek zorunda kalıp kalmadığımı sordu. Bazı okurlarım da Türkiye’de Arapçamı geliştirmiş olabileceğimi düşündü. Türkiye’yi bu şekilde tanıyanların önyargılarını, buradaki günlük hayata dair sıradan manzaraları yazılarıma taşıyarak yıkmak istiyorum” dedi.

Türkiye’de geleneksel ve modern hayat tarzlarının bir arada uyum içinde yaşadığını kaydeden Morrow, şöyle devam etti:

“Hepimiz insanız ve tüm insanların benzer özellikleri var. Bazı şeyleri farklı şekilde yapıyor, bazı duygularımızı farklı ifade edebiliyoruz ama sonuçta aynı duygulara sahibiz. Kitaplarımda bu temayı işlemeye çalışıyorum. Türkiye’yi sadece bir turist gözüyle veya basında çıkan olumsuzluklarla tanıtmak istemiyorum. Bunun yanı sıra diğer kitaplarımı da Türkçeye çevirterek Türk insanının benim Türkiye’yi nasıl gördüğümü bilmesini amaçlıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“BAŞINI ÖRTMEK, KADININ BAĞIMSIZLIĞINI ETKİLEMİYOR”

Yazar Morrow, Türkiye hakkında uluslararası medyada çıkan haber ve yazılardaki önyargılı ifadelere de dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle İstanbul’un Doğu ile Batı’yı bir araya getiren bir şehir olduğuna dair klişelere katılmıyorum. Çünkü İstanbul’u anlatmak bu kadar basit değil ve burası çok karışık bir şehir. Ayrıca Türk kadınının özgürlüğü kısıtlanmış ve daha az haklara sahipmiş gibi tanımlanmasını da doğru bulmuyorum. Çok sayıda başarılı ve güçlü Türk kadını tanıdım. Kimisi başörtülüydü. Başını örtmek bir kadının bağımsız ve güçlü olmasını etkileyen bir şey değil.”

Bundan sonraki projelerine değinen Morrow, “Yakın zamanda İstanbul’a dair bir rehber kitabı yazmayı bitirdim. Fakat bu, diğerlerinden farklı olarak Sultanahmet ve Taksim gibi çok tanınan yerleri değil, daha az keşfedilmiş yerleri işleyen bir kitap olacak. Toplam 50 ayrı mekanı tanıtacağım kitap mart veya nisan ayında İngilizce yayımlanacak” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu