DOLAR 34,6266 0.54%
EURO 36,6951 1.1%
ALTIN 2.903,992,37
BITCOIN 31200670.67595%
Erzurum

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

18 Kasım 2024 Pazartesi

Ev hapsindeki Mehmet Ali Erbil’den ilk paylaşım

Ev hapsindeki Mehmet Ali Erbil’den ilk paylaşım
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz hafta ‘Yasa dışı bahse teşvik’ soruşturmasında gözaltına alınan sunucu Mehmet Ali Erbil ile şarkıcı Serdar Ortaç hakkında ‘ev hapsi’ kararı verilmişti.

İzin olduğu günlerde hastaneye gitmek dışında evinden çıkamayan Mehmet Ali Erbil’i, eski menajeri Stelyo Pipis ziyaret etti.

Birlikte yer aldıkları fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşan Erbil, “35 yıllık dostum” notunu düştü.

Ev hapsindeki Mehmet Ali Erbil'den ilk paylaşım

ERBİL VE ORTAÇ’A DESTEK VERMİŞTİ

Pipis, gözaltına alındıkları gün sosyal medya hesabından Erbil ve Ortaç’a destek paylaşımında bulunmuş ve Erbil için “En sevdiğim Adam benim her şeyim”, Ortaç için de “Deli adam ama Türkiye’nin beste fabrikası o bir star” ifadelerini kullanmıştı.

Devamını Oku

Erzurumlular bedelli askerlik istiyor

Erzurumlular bedelli askerlik istiyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gazete Güncel- Doğu Anadolu Bölgesi’nin merkezi konumunda bulunan, eğitim, sağlık ve turizm şehri olma kimliğinin yanı sıra; tarih boyunca askeri anlamda hep stratejik konumunu muhafaza etmiş bir şehir olan Erzurum’da vatandaşlar, zamanla sayısı azalan askeri birliklere artık yenilerinin eklenmesini istiyor. 

Cumhuriyetin döneminde 3. Ordu’ya bağlı 9. Kolordu Komutanlığı’nın varlığının Erzurum’un askeri açıdan stratejik konumunu teyit ettiğini dile getiren Erzurumlu vatandaşlar, özellikle son 20 yılda il genelindeki askeri birliklerinin sayılarının azalmasının şehri sosyoekonomik anlamda geriye götürdüğü görüşünde…

Aşkale’deki 4. Zırhlı Tugayı, Kandilli’deki 6. Zırhlı Tugayı ve Aziziye ilçesindeki 482. Ulaştırma Hafif Oto Taburu’nun Erzurum’dan başka yerlere giden askeri birlikler arasında sayılabilecek birkaç örnek olduğunu ifade eden vatandaşlar, artık kapanan bu askeri birliklerin yerini dolduracak, Erzurum’a ekonomik ve sosyal anlamda canlılık kazandıracak yeni birliklerin konuşlandırılması gerektiğini belirterek, siyasilerin ve STK temsilcilerinin harekete geçmesi gerektiğini vurguladılar.

Kent ekonomisini canlandırır

Geçtiğimiz günlerde bedelli askerlik yapan oğlu Mert Cimilli’nin yemin töreni için Amasya’ya giden, Erzurumspor’un eski kulüp başkanlarından iş insanı Hamza Cimilli, bu konuya dikkat çeken isimlerden birisi oldu. 

Türkiye’nin belli başlı şehirlerinde bedelli askerlik için temel eğitim birliklerinin oluşturulduğunu ifade eden Cimilli, Erzurum’un da bu şehirlerden birisi olması için hiçbir engel bulunmadığını dile getirdi.

Askeri eğitimin verildiği birliklerde düzenlenen yemin törenlerinin, bulundukları şehirlere gözle görülür bir canlılık kattığına ve bu törenlerin şehrin ekonomisine ciddi bir girdi sağladığına tanıklık ettiğini kaydeden Cimilli, “Geçmiş yıllarda Erzurum’daki askeri birliklerin şehrimizin ekonomisine ve sosyal hayatına ne derece katkı sağladığı, belirli bir yaşta olan tüm hemşehrilerimizin malumudur. Ancak bazı askeri birliklerin yıllar içerisinde lağvedilmesi veya başka şehirlere nakledilmesi ilimizde ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren işletmeleri olumsuz yönde etkiledi. Erzurum’daki askeri varlığın yeniden eski günlerine dönmesi, günümüzün zor ekonomik şartlarında ayakta kalma mücadelesinde umudunu, mevcut nüfus varlığına ve üniversite öğrencilerine bağlayan ticarethaneler ve hizmet sektörü için hayati önem taşımaktadır. Her ay 5 bin kişi bedelli askerlik için Amasya ilimize geliyor. Söz konusu askerlerin aileleri ile birlikte sayı 20 bini geçiyor. Şehre milyonlarca lira ekonomik katkı sağlayan bedelli askerlik müessesesinde oteller, hizmet sektörü, akaryakıt istasyonları, alışveriş merkezleri canlanıyor” dedi. 

Siyasilerimiz konuyu sahiplenmeli

Bu anlamda Erzurum’da bedelli askerlik için temel eğitim birliğinin ihdas edilmesinin şehre değer katacağa dikkati çeken Cimilli şunları söyledi; ” Erzurum Osmanlı döneminden beri stratejik konumu itibari ile askeri birliklerin konuşlandırıldığı bir merkez olmuştur. Vatanına milletine bağlılığı ile bilinen Erzurumlular, geçmişten beri askere, Mehmetçiğe özel bir sempati duymuştur. Burada askerlik yapan gençleri kendi evlatları gibi gören Dadaşlar, onlara her türlü kolaylığı gösterme gayretindedir.  Şehrimizin tüm siyasilerinin bu konuda duyarlı olmalarını ve gerekli girişimlerde bulunmalarını talep ediyorum. Bu konuda görüştüğümüz AK Parti Erzurum Milletvekili Sayın Mehmet Emin Öz, geçmiş yıllarda girişimlerde bulunduklarını ancak sonuca ulaşamadıklarını dile getirerek bir kez daha Milli Savunma Bakanlığı nezdinde görüşme yapacağını belirtti. Ekonomiye canlılık katacak bu girişimin şehrin tüm siyasetçileri ve bürokratlarının sahiplenmesi gerekir.”

Bedelli askerlik hizmeti

Ülkemizdeki askerlik sisteminde son yıllarda özellikle gençler arasında popüler hale gelen bedelli askerlik uygulaması, Türkiye’de askerlik hizmetini yerine getirmek için belirli şartlar altında ödeme yapan bireyler için sunuluyor.

Ancak, bedelli askerlik yerleri her yıl değişiklik gösteriyor ve bu yerler belirlenirken çeşitli kriterler göz önünde bulunduruluyor.

2024 yılı itibariyle, bedelli askerlik uygulamasını gerçekleştirmek isteyenlerin merak ettiği en önemli konulardan biri de bu hizmetin hangi illerde sunulduğudur.

Bedelli askerlik yapmak isteyenler, bu illerde bulunan askeri birliklerde eğitim alıyor. Her bir il için belirlenen askeri birliklerin sayısı ve altyapısı, talebe göre değişiklik gösteriyor. Bu nedenle, her il için belirli bir tahsisat yapılıyor.

TSK’nin personel ihtiyacına göre her yıl değişiklik göstermekle beraber 2024 yılı için belirlenen yerler; Amasya, Antalya, Aydın, Bilecik, Burdur, Çanakkale, Erzincan, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Kütahya, Manisa, Samsun, Sivas ve Tokat olabiliyor.

Milli Savunma Bakanlığı’nın web sitesinde bedelli askerlik celp ve sevk dönemiyle ilgili açıklama kısmında maddeler halinde şu ifadeler yer alıyor;

“1. Bedelli askerlikten yararlandırılacak yükümlü sayısı Genelkurmay Başkanlığı ile koordine edilerek Milli Savunma Bakanlığınca tespit edilir. Bunların temel askerliklerini yapacakları birlikleri ile bu birliklerin kontenjanları Genelkurmay Başkanlığınca 31 Aralık tarihine kadar Milli Savunma Bakanlığına bildirilir.

2. İstekli sayısının bedelli askerlikten yararlandırılacak yükümlü sayısından fazla olması halinde yararlandırılacak olanlar Milli Savunma Bakanlığınca belirlenen tarihlerde sınıflandırma kurulunca kura çekimi ve sınıflandırma işlemleri bir sonraki yılın ocak ayı içerisinde belirlenir. İstekli sayısının bedelli askerlikten yararlandırılacak yükümlü sayısından az olması halinde kuraya tabi tutulmaksızın tüm istekliler bedelli askerlik hizmetinden yararlandırılır.

3. Yükümlülerin kuvvet komutanlıklarına tahsisi, sınıflandırılması ve temel askerlik eğitimini alacakları birlik komutanlıklarına dağıtımı, kuraya tabi tutma işlemleri sınıflandırma kurulunca yapılır.

4. Yükümlülerin bedelli askerlikle ilgili celp ve sevk dönemi değişiklik talepleri, o yıl içerisindeki başka bir celp döneminde temel askerlik eğitimini tamamlamak istemesi şartıyla Asker Alma Genel Müdürlüğünce değerlendirilir.”

İhsan Senir/Pusula 

Kaynak: GazeteGüncel

Devamını Oku

FIFA ve UEFA’dan ortak karar: Bu ülke, 2026 Dünya Kupası’na katılamayacak

FIFA ve UEFA’dan ortak karar: Bu ülke, 2026 Dünya Kupası’na katılamayacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

FIFA ve UEFA, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş sebebiyle Rusya Milli Takımı ve Rus kulüpleri hakkındaki tutumunu değiştirmedi.

DÜNYA KUPASI’NA KATILAMAYACAKLAR

Rus basınından Match TV’nin haberine göre; FIFA ve UEFA, Rusya’nın tüm uluslararası futbol müsabakalarından men cezasını sürdürme kararı aldı. Buna göre; Rusya’nın, 2026 Dünya Kupası’nda yer alamayacağı kesinleşmiş oldu.

2022’DE MEN EDİLDİLER

Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş sebebiyle, Rusya Milli Takımı ve Rus kulüpleri 2022 yılından bu yana UEFA ve FIFA organizasyonlarına katılamıyor.

2026 DÜNYA KUPASI NEREDE, NE ZAMAN?

2026 Dünya Kupası, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika’nın ev sahipliğinde düzenlenecek. Böylelikle futbol tarihinin en önemli turnuvası, tarihinde ilk kez üç farklı ülkenin ortaklığında gerçekleştirilmiş olacak. 2026 Dünya Kupası, 8 Haziran – 8 Temmuz 2026 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Turnuvanın açılış maçı, Amerika Birleşik Devletleri’nde oynanacak ve final maçı da Los Angeles’ta yer alan SoFi Stadyumu’nda gerçekleştirilecek.

DÜNYA KUPASI’NIN YENİ FORMATI

2026 Dünya Kupası, 48 takımın katılımıyla gerçekleştirilecek. Bu, turnuvanın tarihinde bir ilk olacak ve daha fazla ülkenin dünya futbolunun en büyük sahnesinde yer almasına imkan tanıyacak. Takımlar, 16 gruba ayrılacak ve her grup üç takımdan oluşacak. Grup maçlarının ardından, her grubun en iyi iki takımı ve en iyi üçüncülerden oluşan toplam 32 takım, eleme turlarına katılacak.

Devamını Oku

Öz evladının boğazına bıçak dayayıp karısını tehdit etti: Öldüreceğim

Öz evladının boğazına bıçak dayayıp karısını tehdit etti: Öldüreceğim
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Burdur’da boşanma aşamasındaki eşini görüntülü arayan bir adam, öz evladının boğazına bıçak dayadı. Şahıs, eşini mahkeme günü öldürmekle tehdit etti.ÇOCUĞUNUN BOĞAZINA BIÇAK DAYADIBurdur’da dehşete düşüren bir olay yaşandı. Şiyar Alparslan isimli bir kişi, boşanma aşamasındaki eşini görüntülü aradı. Çocuğunun boğazına bıçak dayayan adam, karısına tehditler savurdu.”MAHKEME GÜNÜ SENİ ÖLDÜRECEĞİM”Öz evladının ağlamasına aldırmayan şahıs, karısına, “Mahkeme günü seni öldüreceğim” diye tehdit etti. Sosyal medyaya düşen görüntüler tüyler ürpertti.Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından ekipler harekete geçti. Baba hakkında gözaltı kararı verilirken, çocuk ise yurda yerleştirildi.Kaynak: Haberler.com / 3.Sayfa 3-sayfa Güncel Burdur Hukuk Çocuk Yaşam İzmir Baba

Devamını Oku

Yenidoğan Çetesi’nin ilk duruşması sona erdi

Yenidoğan Çetesi’nin ilk duruşması sona erdi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine başlandı.47 SANIK HAKİM KARŞISINA ÇIKTIBakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında 22’si tutuklu toplam 47 sanık hakim karşısına çıktı. Konferans salonunda görülen duruşmada 22’si tutuklu toplam 41 sanık hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu, İstanbul 2 No’lu Baro, Muğla Barosu, Tekirdağ Barosu, Diyarbakır Barosu, Bursa Barosu, Denizli Barosu, Mardin Barosu, Kırklareli Barosu başkanları da katıldı.MAĞDUR OLDUKLARINI SÖYLEYİP DİLEKÇE VERDİLERKimlik tespitleri esnasında sanık kürsüsüne çıkan örgüt lideri Fırat Sarı aylık gelirinin 400 bin TL olduğunu söyledi. Duruşmada mağdur olduğunu belirterek dilekçe sunan başka vatandaşların olduğu da belirtildi. Gelen yeni dilekçelerin savcılık makamı tarafından değerlendirileceği öğrenildi. GELİRİNİ KISIK SESLE DİLE GETİRDİ Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu olduğunu belirtti. Sarı aylık gelir durumunu ise kısık sesle dile getirdi.HASTANE YÖNETİMİNDEN SKANDAL SORUSanık Doğukan Taşçı’nın mahkemedeki itirafı ise kan dondurdu. Sigortası olmayan Türkmenistan uyruklu bir çocuğun, ailesinin maddi durumunun yetersizliği nedeniyle ameliyata alınamadığını belirten Taşçı, hastane yönetiminin kendisine, “Neden bu çocuğu yaşatıyorsun” dediğini söyledi.Mahkeme Başkanı ile Taşı arasında geçen diyalog şu şekilde:Mahkeme Başkanı: (Sanığın Hasan Basri ile bir konuşmasını okuyarak) Burada ne diyorsunuz?”NEDEN YAŞATMAK İÇİN UĞRAŞIYORSUN”Sanık: Bu çocuk sigortası olmayan Türkmen bir çocuktu. Ailesinin durumu yoktu, ameliyat edilmezse yaşamını yitirecekti. Ben çok uğraştım, devlet hastanelerini bile aradım. Ailenin yatış parasını karşılayacak durumu yoktu. Ailesi, maddi durumları kötü olduğu için ameliyatı kabul etmedi. Bu hastanın durumu kötüydü ama yaşamaya devam etti. Ancak masrafları vs. olunca bana “Bu hasta zaten ölecek, neden yaşatmak için uğraşıyorsun?” dediler.Mahkeme Başkanı: Kim dedi?Sanık: Hastane yönetimi ve Fırat Sarı.Mahkeme Başkanı: Sen ne yaptın?Sanık: Ben devam ettim, zaten kayıtlar da bunu gösteriyor.Mahkeme Başkanı: (Hasan Basri ile ilgili başka bir konuşmasını okuyor)”SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM”Tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise bugün görülen duruşmada, “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Taşçı, mahkemedeki ifadesine şöyle devam etti:Mahkeme Başkanı: Diğer sanıklardan kimleri tanıyorsun?Hakan Doğukan Taşçı: Sağlık sektöründe çalıştığım için hemen hemen hepsini tanıyorum. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanırım. Hakkımda yöneltilen çok sayıda suçlama var. Bu sadece bu hastanelerle ilgili değil. Ben 10 yıldır çalıştığım tüm hastanelerde bunu gördüm; daha fazla para kazanmak için bu kurumlar bunu yapıyor. Ama her yıl denetlenen bu kurumlarda, hiçbir kusur bulunmadığı yerlerde hemşireler suçlanıyor. Biz, epikriz raporundan para kazanmıyoruz. Yüzde 70, hiçbir hastanede yenidoğan ünitesinde doktor bulunmuyor. Biz, orada doktor olmadan müdahale ediyoruz.”ÖDEME ALMADAN KAYIT AÇILMASIN”Mahkeme Başkanı: Tapede Fırat Sarı ile konuşuyorsun, ne anlatıyorsun?Hakan Doğukan Taşçı: Her hastane sahibi para kazanmak ister, daha fazla kazanmak ister. Hastane sahibi Fırat Sarı’ya baskı yapıyor, o da bana söylüyor.Mahkeme Başkanı: Mert Özdemir ile konuşmanı açıkla.Hakan Doğukan Taşçı: Hasta kötüydü, ben de hasta yakınıyla konuştum. Bebek kötü olduğu için otelde hastanede de Mert’e, “Ailelere kötü bir şey söyleme” dedim.Mahkeme Başkanı: Hasta yakını ile ilgili konuştuğun para meselesi ne?Hakan Doğukan Taşçı: Hasan Basri aradı, “Aileden ödeme alacağız, biz halledeceğiz” dedi. Ben de, “Ödeme almadan kayıt açılmasın,” dedim. O kadar, ben aileden tek kuruş almadım.Mahkeme Başkanı: Kim aldı?Hakan Doğukan Taşçı: Fırat Sarı aldı. 30 bin lira. 20 bin lira hastaneye, 10 bin lira da komisyon olarak alındı. Benim para alışverişim olmadı.”İLAÇLARIN PARASINI FIRAT SARI ALDI”Mahkeme başkanı: Sattığınız ilaçlarla ilgili ne diyorsunuz?Hakan Doğukan Taşçı: SGK’nın karşıladığı bebekler için ilaçları fazla alıyordu. Fazlası imha ediliyordu. SGK, bu ilaç için 9.500 lira ödeme yapıyor, ancak toplu alındığında 7 bin liraya alınıyordu. Bu yüzden ne kadar çok yazılırsa, SGK daha az ödeme yapıyordu. Biz de dedikodu aldık, ilaçların dışarıda satıldığı söyleniyordu. Ben de Fırat Satı ile konuştum, o da bize onay verdi. Hasan Basri ilaçları topluyordu, biz de Hüseyin Gündüz isimli kişiye satıyorduk. O, ambulans şoförüydü ve bizim ilaçları nereden aldığımızı bilmiyordu. İlaçların parasını iki kere Fırat Sarı aldı, bir kere de Hasan ile ben aldım. Benim SGK dolandırmak gibi durumum yoktu.Mahkeme Başkanı: 14 hastam var. Biraz hasta mı beklersek diye konuşmuşsun.Hakan Doğukan Taşçı: Bekleyen kişi ben değilim. Birim sorumlusu olduğum için söylüyorum.”AİLE BANA DOKTOR DİYE HİTAP EDİYORDU BEN DE DEĞİLİM DEMİYORDUM”Mahkeme Başkanı: Beni doktor biliyorlar diye konuşman ne? Sen doktor gibi mi tanıttın kendini?Hakan Doğukan Taşçı: Yoğun bakıma bir hasta geldiğinde, aileye doktor olmadan bilgi veriyordum. Aile de bana doktor diye hitap ediyordu. Ben de doktor değilim demiyordum.Mahkeme Başkanı: O çocuk 20 gün önce ölecek, tanısını açıkla.Hakan Doğukan Taşçı: Türkmen hastaydı. 500 bin lira ameliyat parası vardı. Aile, paramız olmadığı için ameliyatı kabul etmedi. Bir hafta yaşardı, ama şans eseri 1 haftadan fazla yaşadı. Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, “Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?” dedi. Ancak 44 gün yaşadı.Mahkeme Başkanı: Ben neden çocuğu öldüreyim? Öldürmem kafana sok, diye bir konuşmam var.Hakan Doğukan Taşçı: Sen hala bebekle niye uğraşıyorsun? Ben de yaşaması için müdahale ettim.Mahkeme Başkanı: Ölüsünü vermemişsiniz, bizi patlatacaklar diyorsun, neden?Hakan Doğukan Taşçı: Çocuğun babaannesi aradı, “Bebeğin naaşını vermediler” dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum.”BEBEĞİ ÖLEN AİLEYE TEŞEKKÜR MEKTUBU”Mahkeme Başkanı ve Sanık Hakan Doğukan Taşçı, videolardaki Kaya Bebeği soruyor:Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek ile ilgili ne biliyorsun?Hakan Doğukan Taşçı: Gece saat 03.00 civarında arandım. Batuhan Çetin, Güney Hastanesi’nden beni aradı. Ellerinde 509 gram ağırlığında bir bebek olduğunu, bebeğin durumunun kötü olduğunu söyledi. Doktorun ise “Fişi çek gitsin” şeklinde konuştuğunu belirtti.Mahkeme Başkanı: Kimdi doktoru?Hakan Doğukan Taşçı: Rıza Doktor demişti diye hatırlıyorum. Yanılmıyorsam, eşinin diploması var sadece diye biliyorum.Mahkeme Başkanı: Sen tanıyor musun?Hakan Doğukan Taşçı: Hayır.Hakan Doğukan Taşçı: Beni görüntülü aradı, ben de hastaya bakayım dedim. Telefonda yardımcı olabileceğim şeyler varsa onları söyledim. Video kaydına aldım ve savcıya verdim. Ancak o çocuk öldü. Aile durumdan habersiz olduğu için aileye teşekkür mektubu yazdırmışlar.”FIRAT SARI ‘HASTA YOK DOLDUR’ DİYORDU”Hakan Doğukan Taşçı: Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor, tabii ki bu yüzden hastaneleri doldurmamızı istiyorlar. Bu durumu da usulsüz sevk ya da fazladan yatışla yapıyorduk. SGK’dan biraz daha para kazanmak için. Mert ile sık sık iptal edilen taburcularla ilgili tartışıyorduk. Fırat Sarı’ya ‘Doğukan hırsızlık yaptı’ dedim. İlaç kaybolmuştu, Fırat Sarı bana söyledi. Bebek ilaçları kayıptı, ama öyle bir durum olmadı. Fırat Sarı ile konuşurken ‘Mert’i şikayet edeceğim’ dedim şikayette ettim, 112’ye şikayet ettim, usulsüz bebek sevkiyatlarıyla ilgili, mesela Kaya Bebek, ihmali olan bebeklerle ilgili. Doktor olmayan yerde kanıta da ihtiyaç yok. Elimdeki videoyu zaten sundum. Birinci hastanesinin sürekli akciğer filmi bozuluyordu. Hastayı takip ederken filmini çekemiyorduk, bu kötü birşey. Fırat Sarı sana ‘Hasta yok, doldur’ diyordu. Fırat Sarı, bir günde doldurmanı istiyor. Ne kadar çok hasta, o kadar para demek. 112 hasta geliyor, sürekli öyle para kazanılıyor, hastalar dolduruluyor.”ÇEK FİŞİ GİTSİN DENİLDİ”Hakan Doğukan Taşçı: Doktor Şehmuz Çelik adını bazen doktor Şehmuz Çelik adıyla hasta kabul ediyorum. Kaya Bebek ile ilgili, ‘Çocuk gözümün önünde öldü’ sözlerimin üzerine, gece 3 civarı Batuhan Çelik aradı, arkadaşım, ellerinde bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun ‘Çek fişi gitsin’ dediğini söyledi. Rıza Hocaymış doktor, ama tanımıyorum, çocuk doktoru olarak biliyorum. Hasta kötüydü, ben de telefondan yardımcı olmaya çalıştım. O bebek öldü. Aileye böyle bir durum olmadı gibi gösterdiler. Batuhan hemşire yardımcısıydı, arkadaşımdı. Doktorun müdahale etmesi gerekiyordu.”ÖRGÜT İÇİNDE BULUNMADIM”Hakan Doğukan Taşçı: 10 yıldır sağlık sektöründe çalışıyorum. Hiçbir şekilde bir çocuğun zarar görmesini isteyecek ya da bir harekette bulunmadım. Hiçbir şekilde örgüt içinde bulunma, bilip de yardım etme konusunda bulunmadım. Aksi halde şikayetimi de yaptım belgeledim de, maddi sıkıntı içinde olduğum sürede 2-3 kez ilaç satımında bulundum. Çoğu şeye iddianamede yer verildiğini düşünmüyorum. Oysa ki bu hastaneler nasıl denetimden geçiyor, polis gittiğinde nasıl bir şey olmuyor, bu işten maddi bir menfaatimiz yok neden tutuklamalar bizim tarafımızdan oluyor. Sadece bir telefon kaydı üzerinden bilirkişi raporu yapılıyor. Ben nitelikli dolandırıcılık suçundan 7 aydır tutukluyum. Nasıl olur örgüt yönetici benden 7 ay sonra tutuklanır. Ben resmim ‘Bebek katili’ olarak paylaşılıyor. Benim ailem var dışarıda. Hiç kimse bebek ölsün istemezKaynak: Haberler.com / Turan Yiğittekin – 3.Sayfa Yenidoğan Çetesi Yenidoğan

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.