Gazete Güncel- Sosyal sigorta sisteminde prim tabanının genişletilmesi, finansal sürdürülebilirlik ve aktif-pasif dengesinin artırılması için köklü düzenlemeler yapılacak. Cumhurbaşkanlığının 2025 yılı programında, sosyal sigorta sisteminde finansal sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge olan aktif/pasif oranı 2022 yılında 2,00 iken 2023 yılında emekliliğe hak kazanma koşullarında değişiklik yapılması sonrasında hızlı bir düşüş göstererek 1,66 olarak gerçekleştiği hatırlatıldı. Aynı dönemde çırak, stajyer ve kursiyerler hariç tutulduğunda bu oranın 1,84 seviyesinden 1,54’e gerilediğine dikkat çekildi.
ESNAFA, ÇİFTÇİYE ÖZEL SİGORTA MODELİ
Programda, sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi için atılacak yeni adımlar şöyle sıralandı:
Prim tabanının genişletilmesi kapsamında, düşük gelirli esnaf, sanatkâr, çiftçiler ve mevsimlik çalışanlar gibi gruplara özel sosyal sigorta programları oluşturulacak. Bu kapsamda, düşük gelirli esnaf, sanatkâr, çiftçiler ve mevsimlik çalışanlar gibi gruplar için mikro sigorta programları geliştirilecek.
HİBRİT ÇALIŞMA
Dijitalleşmeyle birlikte ortaya çıkan yeni çalışma modellerinin sosyal güvenlik sistemiyle uyumlaştırılması için gerekli teknik ve hukuki altyapının oluşturulmasına yönelik hazırlık çalışmaları tamamlanacak. Sosyal güvenlik uygulamalarının başta kısmi süreli çalışma olmak üzere esnek çalışma modelleriyle uyumu artırılacak. Kısa çalışma, evden çalışma, hibrit çalışma gibi esnek çalışma modellerinin sosyal güvenlik sistemine uyumunu artırmak üzere çalışmalar yapılacak.
AYLIK BAĞLAMA SİSTEMİ DEĞİŞECEK
Aylık bağlama sistemi kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde yeniden düzenlenecek.
Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla, doğuşta beklenen yaşam süresindeki artışa uyumlu olarak emeklilik yaşının belirlenmesi için otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışmalar yapılacak.
Gazete Güncel- Evinde oynadığı ilk 3 maçı da galip bitiren Erzurum’un BAL ligi temsilcisi Tortumspor’dan bu üçüncü maçında bu defa galibiyet pozu çıkmadı.
Kendi sahasında oynadığı ilk 2 maçta galip gelerek iç sahada üstünlüğüyle tanınan yeşil beyazlılar, bu defa konuk ettiği Kars 36spor ile yenişemedi. Sefa Demir, Muhammet Lütfü Çınar, Resul Karakoyun, Sergen Yılmaz, Kadir Taşçınar, Ozan Yahya Oğuz, Volkan Bulduk, Muzaffer Eray Savcı, Rıdvan Palabıyık, Abdullah Kaya ve Mehmet Gürbüz onbiri ile sahaya çıkan Tortumspor, ilk yarıda oyun olarak etkili oldu ama ilk golü bulan misafir takım oldu. 36’da Oktay’ın golüyle1-0 yenik duruma düşen Tortum, devrenin bitmesine 2 dakika kala Abdullah ile eşitliği sağladı. Gümüşhane bölgesinden Murat Demir, Sultan Ahmet Demir ve Mert Ali Taşan hakem üçlüsünün yönettiği karşılaşmanın ikinci yarısı karşılıklı ataklarla geçti. Trabzonsporlu İskender Eroğlu’nun hocalığını yaptığı Karsspor, 75’nci dakikada bir kez daha bu defa Barış’la öne geçti. Karşılaşma bu sonuçla bitecek sanılırken uzatmanın ikinci dakikasında sonradan oyuna dahil olan Cevat Burmacı, kale önünde şık bir vuruşla eşitliği sağlayan golü attı ve maç da her iki yarıda karşılıklı atılan gollerle 2-2 sona erdi.
Bu haftayı BAY geçirecek olan yeşil beyazlılar, bu 1 puanla puanını 7’ye çıkartırken, Kars temsilcisinin 4 olan puanı da 5’e çıktı. Maç sonrası Tortum teknik patronu Metin Beyşer, orta hakem Murat Demir’e, ‘’İstediğin buydu, oldu. Şimdi mutlu musun?’’ diye tepki gösterdi.
Fenerbahçe ile sözleşmesi sona eren İrfan Can Kahveci ile 3 yıllık anlaşma sağlandı! Beşiktaş ve Galatasaray…
A+A-
Gazete Güncel- Fenerbahçe ile sözleşmesi sezon sonunda bitecek İrfan Can Kahveci‘nin henüz kontrat imzalamaması diğer takımların dikkatini çekmişti. Yıldız oyuncunun menajeri bu konuyla ilgili açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın ardından Beşiktaş ve Galatasaray devreye girdi ve oyuncunun durumunu sordu. Fenerbahçe ise karşı atağa geçerek işi bitirdi.
Gazete Güncel- Prof. Dr. Celal Şengör’ün katıldığı bir programdaki iddiaları gündeme bomba gibi düştü. ABD ve İsrail’in planını açıklayan Prof. Dr. Şengör, “Orta Doğu’nun bütün suyu Doğu Anadolu’dan. Eğer sen Doğu Anadolu’yu ele geçirirsen, Orta Doğu’da istediğini yaparsın” dedi. Ünlü akademisyenin işaret ettiği yer Yahudilerin kutsal saydığı Erzurum’daki Dumlubaba suyunu akıllara getirdi.
Prof. Dr. Celal Şengör, katıldığı bir programda ABD ve İsrail’in Orta Doğu planını açıkladı. Orta Doğu’nun su ihtiyacını Doğu Anadolu’nun karşıladığını, ABD ve İsrail’in bu suyun peşinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şengör, “Bende ne var? Bunu kim ister? Cevap, sende su var. Bunu isteyen de ABD ve İsrail. Aksi takdirde Orta Doğu’da yaşayamazlar. Atatürk bütün bunları bilen bir adam. O yüzden ne diyor, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh. Sakın etrafa karışmayın’ diyor” diye konuştu.
Doğu Anadolu’yu ele geçirirsen, Orta Doğu’da istediğini yaparsın
Atatürk’ün bütün bunları bilen birisi olduğunun altını çizen Şengör, Doğu Anadolu’ya dikkat çekti. Şengör’ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; “Biz diyoruz ki ‘Efendim Kuzey Suriye’de devlet kurulacak ve Kürtlere bağımsızlık verilecek’ falan. Hiç kimsenin düşünmediği bir sorun var ortada. Orta Doğu’nun bütün suyu Doğu Anadolu’dan. Eğer sen Doğu Anadolu’yu ele geçirirsen, Orta Doğu’da istediğini yaparsın. Dicle ve Fırat’ın su topladıkları alan, bugün karşımıza zırt pırt çıkarılan Kürdistan haritasıyla bire bir örtüşür. Çünkü maksat su.
Bugün hiç kimse sana gelip ‘Ben senin düşmanınım’ demiyor. ‘Ben senin dostunum’ diyor. Sonra gelip arkandan seni hançerliyor. Dolayısıyla sen kendine şu soruyu soracaksın. Bende ne var? Bunu kim ister? Cevap, sende su var. Bunu isteyen de ABD ve İsrail. Aksi takdirde Orta Doğu’da yaşayamazlar. Bu suya el koymak lazım. Orta Doğu’nun yaşayabilmesi için hele iklim değişiklikleri geliyor şimdi, kuraklık başlayacak. Oraları işleyebilmesi için Doğu Anadolu’nun bir şekilde kontrol edilmesi lazım. Avrupa’da bir iki kere şu laf edilmişti, ‘Türkiye fazla büyük. Türkiye’nin nüfusu fazla, Türkiye ile başa çıkmak zor. Ne yapmak lazım? Türkiye’yi ufaltmak lazım’. Şimdi anladınız mı?
Sözde Kürdistan haritası da o suyun dağılımına göre çiziliyor!
Haritalar çıkıyor, Zazalar burada yaşıyor, Kürtler burada yaşıyor. Mühim olan bu değil, mühim olan suyun dağılımıdır. Kürdistan’ın sınırlarını da o suyun dağılımına göre çizip duruyor bu herifler. Haritaları da bizim karşımıza koyuyorlar. Atatürk bütün bunları bilen bir adam. O yüzden ne diyor, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh. Sakın etrafa karışmayın’ diyor. Bugün Türkiye’nin su potansiyeli haritasını yap, göreceksin ki ezici su çokluğu Doğu Anadolu’da. Doğu Anadolu’yu elinden alırsan, Türkiye’nin bir sürü şeyini elinden alıyorsun. Elektriğini elinden alıyorsun, suyunu elinden alıyorsun.”
Kaynaklarda ‘kutsal su’ olarak ifade ediliyor
Prof. Dr. Celal Şengör’ün bu açıklamaları akıllara Erzurum Ovası’nın kuzeydoğusunda 2600-3000 metre rakımdaki Mescit Dağı’nda bulunan Dumlubaba suyunu getirdi. Şengör’ün direkt isim vermese de bu kaynağı işaret etmesi, merak uyandırdı
İsrailoğullarının, Müslüman Arapların ve Türklerin tarihi kaynaklarında “kutsal su” olarak yer alan Dumlubaba suyu, Erzurum’un uluslararası kültür ve tabiat zenginliğine işaret ediyor. Sümercede Buranunu, Asurcada Purattu, Farsçada Frat, Arapçada al-Furat, Batı kaynaklarında Euphrates ve Eufrate, İbranicede Perath olarak geçen Fırat’ın kaynağı olan Dumlubaba suyuna dair Memlûk Tarihçi Makrızi, el-Hitat-ı Makriziyye isimli eserinde ‘Fırat’ı melekler yardımıyla Hazret-i Danyal kazıp çıkardı’ diyordu.
Yahudiler için önemi ne?
Yahudilerin ‘vadedişmiş topraklar’ olarak adlandırdığı alanın kuzey sınırı Erzurum’daki Dumlubaba suyuna dayanıyor. İncil ve Tevrat’ta geçen ayetler de bu suyu işaret ediyor.
Dumlubaba, Tevrat’ın Tekvin kitabının 15. Bab’ında, “O günde Rab, Abraham’la ahdedip dedi: Mısır ırmağından (Nil) büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.”
Yeşu kitabının 1.Bab’ında ise, “Musa’ya söylediğim gibi ayağınızın tabanının basacağı her yeri size verdim. Sınırınız çölden ve Lübnan’dan büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar. Hittilerin bütün diyarı ve gün batısına doğru büyük denize kadar olacaktır.” diye geçiyor.
18’inci yüzyılda Anadolu’yu gezen ve Erzurum’a gelen, bu seyahatini kitaplaştıran Joseph de Tournefort ise Dumlubaba suyuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor; “Fırat ve Aras’ın kaynaklarının bulunduğu Erzurum ovasının dünya cennetinde bulunduğu konusunda hiç şüphe yok. Âdem ile Havva’nın burada yaratıldığına inanmaya meyilliyim. Burası kitabı Mukaddes’te Tekvin’de bahsedilen yerdir.”