02 Kasım 2024 Cumartesi
ERZURUM Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, depremin yıkıcı taraflarının bilincinde olunup, aynı zamanda da yararlı yanlarından faydalanmak gerektiğini bildirerek, “Depremler sayesinde jeotermal kaynaklarımız, verimli ovalarımız, turistlik alanlarımız var, jeotermal alanlardan faydalanarak elektrik üretim tesisleri var. Dolayısıyla depremlerin aslında zararlı etkilerinden kurtulup yararlarından faydalanmak mümkün” dedi. Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) ile Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) tarafından ‘Deprem Gerçeği ve Erzurum’ konulu panel düzenlendi. ETÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde konuşan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, ülke topraklarının yüzde 96’sının farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgeler içerisinde yer aldığını bildirdi. Prof. Dr. Çakmak, 1900 ile 2024 yılları arasında Türkiye’de önemli ölçüde can ve mal kayıplarına yol açan 300’den fazla deprem meydana geldiğini ifade ederek, “1919, 1939 Erzincan, 1999 Gölcük, 2023 Kahramanmaraş depremleri büyük yıkıma neden olan depremler arasında yer alıyor. Türkiye’nin aktif fay hatları olan Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına yakın bir konumda yer alan Erzurum’da önemli derecede depremsellik riski yaşanmaktadır. Tarih boyunca çeşitli büyüklüklerdeki depremler bunu teyit etmektedir. Türkiye’nin deprem gerçeği kaçınılmazdır. Ancak hazırlıklı olmak, önlem alarak yaşanacak olası depremlerin olumsuz etkilerini büyük ölçüde azaltacaktır. Deprem bilinçli toplum oluşturmak, yapı güvenliğini sağlamak, denetimleri sıklaştırmak afet yönetimini sürekli geliştirmek Türkiye için zorunluluktur” diye konuştu.’DERS ALMIYORUZ’Panelin moderatörlüğünü yapan ETÜ Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlker Kazaz da depremlerde çok can kaybı yaşandığını, binlerce binanın göçtüğünü, çok büyük ekonomik kayıplar meydana geldiğini bildirerek, “Son yüzyılda Türkiye’de 7 ve üzerinde 16 büyük deprem olmuş. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bir yüzyıl öncesine daha gidecek olursak benzer depremler yine gerçekleşmiştir. Demek ki önümüzdeki yıllarda da bu 7 ve üzerinde birçok deprem meydana gelecek. Bu deprem gerçeği değişmiyor. Değişmeyen bir husus daha var. Depremler sırasında gözlemlenen temel kusurların, ne yazık ki tekrarlanan sorunlar olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu depremlerden yaşanan acılardan ders almadığımızı görüyoruz” dedi.’DOĞAL BİR OLAY’Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, panelde merkezin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bölgede kurdukları istasyonlarla sismik hareketliliği takip ettiklerini belirten Özer, “Ülkemiz Alp Himalaya deprem kuşağında olduğu için aslında deprem bizim için doğal bir olay. Sürekli olacak ülkemizde. Çünkü ülkemizin bulunduğu yer kabuğu diğer alanlara göre daha genç. Genç olduğu için yer kabuğunun oturması için jeolojik alanda uzun bir zaman gerektiriyor” diye konuştu.Deprem zararlarına ilişkin de konuşan Doç. Dr. Özer, şunları söyledi: “Deprem zararlarının en aza indirilmesi için çok parametre var. Özellikle yerleşeceğimiz zeminin çok detaylı şekilde araştırılıp doğru şekilde belirlenmesi, alüminyum ve çökel kalınlığın fazla olduğu alanlara yerleşmemek ve özellikle zemine uygun yapı tasarlanması gerekli. 21’inci yüzyılda depremden yıkılmayacak yapılar yapmak pekala mümkün. Sadece biraz daha özenli ve teknolojiyi kullanmak gerekiyor. Depremler sayesinde jeotermal kaynaklarımız, verimli ovalarımız, turistlik alanlarımız var, jeotermal alanlardan faydalanarak elektrik üretim tesisleri var. Dolayısıyla depremlerin aslında zararlı etkilerinden kurtulup yararlarından faydalanmak mümkün.”ETÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, 1800’lü yıllardan Cumhuriyet dönemine kadar Erzurum’da meydana gelen depremlerle ilgili bilgi verdi. Haber-Kamera: Salih TEKİN / ERZURUM,Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel Atatürk Üniversitesi Türkiye Erzurum Deprem
Erzurum’da istihbaratın sessiz şahidi! MİT, özel koleksiyonunda yer alan resmi istihbarat belgeleri, gizli dinleme cihazları ve takip kayıtları gibi bilgilerin bir bölümünü paylaştı. Arşiv fotoğrafları arasında MİT’in öncüsü Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti’nin (MAH) Erzurum’daki binası |
Kaynak: GazeteGüncel
ERZURUM’da Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ‘Mekanı Sanata Dönüştürme’ etkinliği yapıldı. Bu kapsamda 4 katlı binanın her noktasına akademisyen ve öğrencilerin yaptığı 250 eser konulurken, İsrail’in Filistin’e yönelik katliamını konu alan ‘Vaveyla’ adlı tiyatro oyunu da sergilendi.Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde başta öğrenciler olmak üzere herkesin sanatla tanışması, yüzleşmesi ve bir arada olması için binanın hemen her alanı değerlendirildi; birçok noktaya akademisyen ve öğrencilerin yaptığı eserler konuldu. ‘Mekanı Sanata Dönüştürme’ etkinliği kapsamında 250 eser binada sergilenirken, fakültede çeşitli sanat etkinlikleri de düzenlendi. Fakültenin güz dönemi açılışında İsrail’in Filistin’e yönelik katliamını konu alan ‘Vaveyla’ adlı tiyatro oyunu da sergilendi. Oyunu izleyenler duygusal anlar yaşarken, 4 katlı binasının her noktasında sergilenen eserler büyük ilgi gördü.’SANATIN KUŞATTIĞI BİR MEKAN’Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bünyamin Aydemir, “Amacımız; fakültemiz binasına giren herkesin sanatla tanışmasını, sanatla yüzleşmesini, sanatla iç içe olup, sanatla soluklanmasını sağlamaktır. Özellikle öğrencilerimizin sanatın kuşattığı bir mekanda eğitim alması bizler için hem çok değerli hem de çok gereklidir. Barbarların, katillerin, zalimlerin, soykırımcıların kuşatması altında bulunan dünyamıza nazire yaparcasına bizler de yaşadığımız bu binayı sanatın kuşattığı bir mekana dönüştürdük. Emek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi.’RUHLARINI İLMEK İLMEK İŞLEMİŞLER’250 eserin sergilendiği fakülte binasına gelen evli ve 3 çocuk babası İmam Hatip Adem Kop (51), “Kızımın burada, sergisini gezmeye geldik. Kendilerini çok başarılı bulduk. Emeği geçen öğrencilerimiz baktığımızda, güzel eserler yapmışlar. Dolayısıyla memleketimizin ve çocuklarının adına böyle bir başarı ortaya çıkardıkları için çok memnun olduk, gurur duyduk. Bu başarılarının da devamını diliyoruz inşallah. Çocuklar ruhlarını ilmek ilmek işlemişler” diye konuştu.Haber: Turgay İPEK – Kamera: Oktay POLAT / ERZURUM,Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel Atatürk Üniversitesi Filistin Erzurum İsrail
ERZURUM Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, depremin yıkıcı taraflarının bilincinde olunup, aynı zamanda da yararlı yanlarından faydalanmak gerektiğini bildirerek, “Depremler sayesinde jeotermal kaynaklarımız, verimli ovalarımız, turistlik alanlarımız var, jeotermal alanlardan faydalanarak elektrik üretim tesisleri var. Dolayısıyla depremlerin aslında zararlı etkilerinden kurtulup yararlarından faydalanmak mümkün” dedi. Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) ile Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) tarafından ‘Deprem Gerçeği ve Erzurum’ konulu panel düzenlendi. ETÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde konuşan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, ülke topraklarının yüzde 96’sının farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgeler içerisinde yer aldığını bildirdi. Prof. Dr. Çakmak, 1900 ile 2024 yılları arasında Türkiye’de önemli ölçüde can ve mal kayıplarına yol açan 300’den fazla deprem meydana geldiğini ifade ederek, “1919, 1939 Erzincan, 1999 Gölcük, 2023 Kahramanmaraş depremleri büyük yıkıma neden olan depremler arasında yer alıyor. Türkiye’nin aktif fay hatları olan Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına yakın bir konumda yer alan Erzurum’da önemli derecede depremsellik riski yaşanmaktadır. Tarih boyunca çeşitli büyüklüklerdeki depremler bunu teyit etmektedir. Türkiye’nin deprem gerçeği kaçınılmazdır. Ancak hazırlıklı olmak, önlem alarak yaşanacak olası depremlerin olumsuz etkilerini büyük ölçüde azaltacaktır. Deprem bilinçli toplum oluşturmak, yapı güvenliğini sağlamak, denetimleri sıklaştırmak afet yönetimini sürekli geliştirmek Türkiye için zorunluluktur” diye konuştu.’DERS ALMIYORUZ’Panelin moderatörlüğünü yapan ETÜ Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlker Kazaz da depremlerde çok can kaybı yaşandığını, binlerce binanın göçtüğünü, çok büyük ekonomik kayıplar meydana geldiğini bildirerek, “Son yüzyılda Türkiye’de 7 ve üzerinde 16 büyük deprem olmuş. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bir yüzyıl öncesine daha gidecek olursak benzer depremler yine gerçekleşmiştir. Demek ki önümüzdeki yıllarda da bu 7 ve üzerinde birçok deprem meydana gelecek. Bu deprem gerçeği değişmiyor. Değişmeyen bir husus daha var. Depremler sırasında gözlemlenen temel kusurların, ne yazık ki tekrarlanan sorunlar olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu depremlerden yaşanan acılardan ders almadığımızı görüyoruz” dedi.’DOĞAL BİR OLAY’Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, panelde merkezin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bölgede kurdukları istasyonlarla sismik hareketliliği takip ettiklerini belirten Özer, “Ülkemiz Alp Himalaya deprem kuşağında olduğu için aslında deprem bizim için doğal bir olay. Sürekli olacak ülkemizde. Çünkü ülkemizin bulunduğu yer kabuğu diğer alanlara göre daha genç. Genç olduğu için yer kabuğunun oturması için jeolojik alanda uzun bir zaman gerektiriyor” diye konuştu.Deprem zararlarına ilişkin de konuşan Doç. Dr. Özer, şunları söyledi: “Deprem zararlarının en aza indirilmesi için çok parametre var. Özellikle yerleşeceğimiz zeminin çok detaylı şekilde araştırılıp doğru şekilde belirlenmesi, alüminyum ve çökel kalınlığın fazla olduğu alanlara yerleşmemek ve özellikle zemine uygun yapı tasarlanması gerekli. 21’inci yüzyılda depremden yıkılmayacak yapılar yapmak pekala mümkün. Sadece biraz daha özenli ve teknolojiyi kullanmak gerekiyor. Depremler sayesinde jeotermal kaynaklarımız, verimli ovalarımız, turistlik alanlarımız var, jeotermal alanlardan faydalanarak elektrik üretim tesisleri var. Dolayısıyla depremlerin aslında zararlı etkilerinden kurtulup yararlarından faydalanmak mümkün.”ETÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, 1800’lü yıllardan Cumhuriyet dönemine kadar Erzurum’da meydana gelen depremlerle ilgili bilgi verdi. Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel Atatürk Üniversitesi Türkiye Erzurum Deprem
İmza attığı sosyal sorumluluk projeleriyle tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, kentte uyuşturucuya karşı sürdürülen mücadelenin detaylarını paylaştı. Şehrin dört bir yanında güvenlik kamerası sayısını artırarak güvenlik önlemlerini güçlendirdiklerini belirten Çiçek, “Güven Timlerimiz şehrin her yerinde görevde, vatandaşlarımız huzur içinde yaşasın diye çalışıyoruz” dedi.10 BİN 500 LİSANSLI SPORCUYA ULAŞTILARGençleri sporla tanıştırmak ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak amacıyla her mahallede spor okulları açtıklarını ifade eden Vali Çiçek, “ERVA Spor Okulları ile Kayseri’nin 44 mahallesinde ve 3 ilçemizde faaliyet gösteriyoruz” diyerek bu projede 10 bin 500 lisanslı sporcuya ulaştıklarını kaydetti. Vali Çiçek, projenin, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının katkılarıyla genişletildiğini belirtti.TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜĞÜ KAYSERİ’DE AÇILIYOR Uyuşturucudan kurtulmak isteyen gençler için yapılan yatırımlardan da bahseden Çiçek, Türkiye’nin en büyük uyuşturucu rehabilitasyon merkezinin Kayseri’de açılacağını açıkladı. “Kasım ayının sonuna kadar bu merkezi tamamlayacağız” diyen Vali Çiçek, “Bu merkezde gençlerimize 6 ay boyunca rehabilitasyon hizmeti sunacağız ve onları bu illetten kurtarmak için yanlarında olacağız” şeklinde konuştu. “HİÇBİR GENCİMİZİN KAYBOLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”Emniyet ve jandarma birimlerinin desteğiyle annelere yönelik narkotik eğitimler verildiğini belirten Çiçek, “Bu savaşta annelerle, babalarla, hemşerilerimizle el ele vererek devam edeceğiz. Hiçbir gencimizin kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Hiçbir gencimizi zehir tacirlerine kurban vermeyeceğiz” diyerek mücadelede toplumsal dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Olgun Kızıltepe Haberler.com – Yaşam Gökmen Çiçek Güvenlik Kayseri Güncel Kurban Eğitim Yaşam
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.