NBA ekiplerinden Houston Rockets’ta forma giyen milli basketbolcu Alperen Şengün, Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Şengün, Beşiktaş kariyeri, Fenerbahçe‘den aldığı transfer teklifi ve NBA günleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Alperen Şengün’ün açıklamaları şu şekilde;
“Küçükken çok maç izliyordum ama idolüm yoktu. Semih Erden’i çok beğeniyordum, her yeri domine ediyordu. O zamanlar idolüm oydu diyebilirim, smaçları falan çok etkileyeciydi.
Her zaman içimde NBA’e gideceğime dair bir his vardı. NBA’den teklif gelmiyor sana zaten, öyle bir teklif gibi bir şey yok. Beşiktaş’tayken önümde oynayacak kimse yoktu, ben oynayacaktım yani. Yediklerime, antrenmanlarıma çok dikkat ettim. Hamburger, tatlı yiyorlardı ama ben yemiyordum. Biraz kilo fazlam vardı ama aşırı zayıfladım. Sonuç olarak harika bir sezon geçirdim.
Beşiktaş’ta sezon ortasında NBA konuşmaları başladı. ‘Ben ne olursa olsun gideceğim’ dedim ve gitim. Sonra bana Fenerbahçe‘den teklif geldi. Türkiye’de kulüp oyuncuya soruyor ‘Gitmek istiyor musun?’ diye. İstemezsem gitmiyorum yani. Fenerbahçe çok uçuk bir teklif yapmıştı bana. Aylık 30 bin TL’ye oynuyorduk o zaman, İstanbul için hiçbir şeydi o para, ben ailemi de getirmiştim buraya. Fenerbahçe beni sezonun ortasında istiyordu ama ‘Ben istemiyorum, gitmeyeceğim’ dedim. Fenerbahçe’ye gitseydim bana büyük bir para vereceklerdi ama Beşiktaş’tayken NBA’den teklif geldiğinde bedelsiz gitme hakkım vardı, Fenerbahçe benim önümü kapatmayacaktı ama NBA için önemli bir para isteyecekti. Örneğin Fenerbahçe 3 milyon dolar isteseydi bunun 800 binini NBA ödüyor, kalanını sen ödüyorsun. Gitseydim hayatımın hatası olacaktı.
Beşiktaş’ta 30 dakika oynarken Fener’e gidip 15 dakika oynamak istemedim. Sezon sonuna doğru NBA scout ekipleri bütün idmanlarımı izlemeye geliyordu artık. Her yerde çok iyi idman yaptım ama en çok gitmek istediğim Orlando’da çok kötü idman yaptım, çok yorulmuştum çünkü. Ben ilk 10’dan seçileceğimi düşünüyordum çünkü çok iyi bir sezon geçirmiştim. Geçmişimde de arızalı bir durum yoktu. 13-14 açıklanmaya başladı ve benim ismim hala okunmadı. Draft masasında otururken stres yapmaya başladım ve ‘Türkiye’ye geri dönerim ben!’ falan demeye başladım. Sonra 16’dan Oklahoma seçti ve Houston’a takas ettiler beni. İyi ki de gitmişim oraya, bir sürü Türk de var orada. Oklahoma’nın çok sıkıcı bir yer olduğunu duydum.
Saha dışında heyecan oluyor tabii oynadığım oyunculara karşı ama sahada onu hissetmiyorum. LeBron’a karşı oynarken onun LeBron olduğunun farkına varmıyorum, ‘Ben onu yiyeceğim’ diyorum. Bir kere maç içinde bençe geçtiğimde önümde LeBron’u gördüğümde ‘Vay be Alperen, buraya geldin’ hissine kapılmıştım sadece. Zorlandığım oluyor tabii ki ama iyi günümdeyken karşımdaki adamı yiyorum yani. Kötü günümdeysem de olmuyor bir türlü. İlk yılımda New York’a karşı bir maçım vardı, bir tane uzunları var Mitchell diye. Beni bitirmişti, öyle bir savunma yaptı ki bana hareket edemedim ama bir sonraki maç çok daha iyiydim.
Avrupa koçlar ‘manyak’ gibi. NBA’de öyle bir şey yok. LeBron’a Curry’ye bağıramaz koçu, ‘Sen kimsin?’ derler hemen. NBA’de oyuncular daha güçlü. Obradovic’i NBA’e götür olmaz mesela, oyuncular onu orada barındırmaz. Burada yaptığı şeyi orada yapamaz.
Ben Türkiye’ye dönmek istemiyorum. Allah izin verirse basketbol hayatımı NBA’de bitirmek istiyorum. Sakatlık olur, o farklı bir şey. Ben Türkiye’ye dönmek istemiyorum zaten açıkçası, sadece yazları buradayım. Sezon içinde burada olmak istemiyorum. Ben oranın kültürüne de çok çabuk alıştım. Burada İngilizce öğrenmeme sebeplerimden biri; Türk insanı dalga geçmeyi sever. Bir hata yap, hemen gülerler. Ben Amerika’da öğrendim bunu, çekiniyordum. Amerika’da yanlış konuşunca alkışlıyorlar, deniyorum çünkü.”
ERZURUM
11 saat önceERZURUM
17 saat önceERZURUM
17 saat önceERZURUM
17 saat önceERZURUM
17 saat önceERZURUM
23 saat önceERZURUM
1 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.