700 sığınmacıdan metruk binada yaşam mücadelesi: Biz dilenci değiliz

700 sığınmacıdan metruk binada yaşam mücadelesi: Biz dilenci değiliz

Belçika’nın başkenti Brüksel’de barınacak yer gösterilmeyerek sokağa terk edilen 700 sığınmacı, hava sıcaklıklarının hızla düşmesiyle sığındıkları metruk binada çeşitli hastalık riskleri altında hayatta kalmaya çalışıyor. Belçika hükümetine tepki gösteren sığınmacılar, “Dünyadaki sığınmacı haklarını biliyoruz. Sıcak su yok, tıbbi destek yok. Biz dilenci değiliz” diyerek tepki gösterdi.

Belçika’da sığınma başvurusu yapanlara barınacak yer gösterilmemesiyle ilgili bir yılı aşkın süredir kriz yaşanıyor. Ülkedeki sivil toplum kuruluşları (STK) ve avukatlar, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü vesilesiyle konuyu sık sık gündeme getiriyor.
Mültecilerin Statüsüne ilişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesine göre, sığınma başvurusu yapılan devletin barınma ve makul maddi koşullar sağlama yükümlülüğü bulunuyor.
Belçika, mülteci kabul merkezlerinin kapasitelerinin dolmasını gerekçe göstererek yükümlülüğünü yerine getirmiyor.
Belçika Federal Sığınmacı Kabul Kurumunun (Fedasil) Brüksel’deki merkezinin önünde neredeyse her sabah yüzlerce kişi sıraya giriyor. Pek azının başvurusu alınırken kalanlar polis tarafından uzaklaştırılıyor.
Yüzlerce kişi, başvurusu alınsa da alınmasa da geceyi sokakta geçirmek zorunda kalıyor. Bunlar arasında dönem dönem kadın ve çocuklar da oluyor.
Ekim ayı başında refakatçisi olmayan 21 sığınmacı çocuğun ve 20 aylık hasta bir bebekle annesinin sokağa terk edilmesi, ülke gündemine oturmuştu.
Fedasil son 3 haftadır kadın ve çocuklara yer gösterilmesine öncelik veriyor. Çoğunluğu Afganistan’dan, diğerleri ise Burundi, Fas, Cezayir, Suriye, Eritre ve Somali’den gelen 20’li, 30’lu yaşlardaki yüzlerce erkek, sokağa terk edilmiş durumda.
Son bir aydır hava sıcaklıklarının hızla düşmesi nedeniyle kalacak yer arayışına giren bu kişiler, merkez ilçelerden Schaerbeek’teki eski bir devlet dairesini mesken edindi.
Paleis Caddesi’ndeki 7 katlı binada çoğunluğu Afganistan’dan, kalanı ise Burundi, Fas, Cezayir, Suriye, Eritre ve Somali’den gelen 700 civarı kişi barınıyor.
Kaldıkları binanın dış duvarlarında sığınmacıların Belçika devletine karşı kazandığı davalara ilişkin yapıştırılmış belgeler ve girişinde yığılan çöpler dikkati çekiyor.
Sığınmacılar, kötü bir kokunun hakim olduğu binanın temizliğini, kendi aralarında kurdukları idare vasıtasıyla sağlamaya çalışıyor.
Belçika devletinin sağlık, gıda ve hijyen desteğinden de mahrum bu kişiler, gündüzleri kendilerine gönüllü bakım hizmeti veren “Hub Humanitaire” isimli merkeze giderek STK’lerin imkanları dahilinde dağıttıkları yemekleri yemek, banyo yapmak ve doktora görünmek için sıraya giriyor.
Giriş katında kurulan masalarda gönüllü avukatlar, sığınmacılara her gün 12.30’a kadar hukuki danışmanlık yapıyor.
27 yaşındaki Afgan sığınmacı Irfanullah Raheemi, 2 ay önce sığınma başvurusu yaptığını ve 18 Ocak 2023 için kendisine mülakat tarihi verildiğini ancak barınacak yer gösterilmediğini söyledi.
“Hava sıcaklıkları giderek düşüyor. Burası kalmak için elverişli bir yer değil. Yatak, yorgan yok. Sağlık hizmeti yok. Su dahi yok. Bunların her biri için her gün yürüyerek mesafe katediyoruz.” diyen Raheemi, taleplerini şöyle aktardı:
“Bize kalacak yer gösterilmesini, sığınma başvurularının değerlendirilmesi sürecinin hızlandırılmasını, sığınmacıların en kısa sürede oturum ve çalışma izni almasını ve toplumun normal birer parçası olmasını istiyoruz.”
31 yaşındaki Fawad Safi de  kendi gibi birçok kişinin Afganistan’da Taliban öncesi dönemde rütbeli askerler olduğunu belirterek şunları dile getirdi:
“Terörizm sadece Afganistan için değil, dünya için tehditti. Biz sadece Afganistan için değil, tüm dünya için savaştık ve şimdi buradaki durumumuza bakın. Dünyadaki sığınmacı haklarını, insan haklarını biliyoruz. Yemek yok, barınacak yer yok. Kaldığımız yer resmi bir yer değil. Sıcak su yok, tıbbi destek yok. Biz dilenci değiliz”
AB Komisyonu sözcülerinden Fiorella Belciu ise Belçika’daki krizden haberdar olduğunu ve söz konusu üye ülkenin krizi aşmak için desteklendiğini söyledi.
Belciu, Belçika’nın 2014’ten bu yana İltica Göç ve Uyum Fonundan destek aldığını, Uyum için Kurtarma Yardımı kapsamında da 2021 içerisinde 259 milyon, Avrupa Bölgeleri Fonu kapsamında da 71 milyon avro aldığını kaydetti.
Belciu, ayrıca AB Sığınma Ajansının da Belçika’ya sahada operasyonel destek sağlamak için uzman ve tercümanlar görevlendirdiğini ifade etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu