27 Mayıs Darbesi’nin bana hatırlattıkları

Fevzi Budak Yazdı...

27 Mayıs 1960 Darbesi yıllarında rahmetli babam Horasan Aras Nahiyesi’nde nüfus memuru ve Nahiye Müdürü görevinde idi. İşin tuhaf tarafı Demokrat Partili, hem de demokrat partili üç kişinin iftirasına uğramış; darbenin aleyhinde bulunmakla, konuşmakla suçlanmıştı. Rahmetli babam darbeyi içten tasvip etmezse de hâzâ bir devlet memuruydu. Görevi ve sorumluluğu gereği bu tür kunuşmalar yapması zaten mümkün değildi. Bir yıldan fazla yargılandı. Ben o tarihte ilkokul 5.sınıfta idim. Rahmetli dedemle Horasan adliyesi kapısında beklediğimiz o tedirgin edici kaygı verici günleri hiç unutmadım. Babam berat etmiş; ama bir kış günü Narman ilçesinin Kışlaköy nahiyesine sürgün edilmişti.

O yıl Yavuz Selim İlköğretmen okulu kazanmıştım. Babam sürgün edildiğini bana mektupla iletmiş ve 11 yaşında bir çocuk olarak berat etmiş olmasına sevınmış, ama yine de ağlamıştım. Bir garip tecelliye bakın ki,  babamdan 20 yıl sonra onun oğlu olarak aynı ve benzer akibete uğramıştım. 1980 Askeri Darbesi sonucu Erzurum Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevimden alınarak Erzincan’ın bir köy ortaokuluna Türkçe òğretmeni olarak sürgün edilmiş ve arkadaşlarım ile dört yıl gibi uzun  bir yargılama süreci geçirmiştim. Nihayetinde berat etmiştim. Ama devletin arşivinde de sakıncalı kişi olarak yer almıştım. Bu ďönemde de keyfi 14 ve meslek hayatımda toplam 21 sürgün yemiş ve yine bu dönemde hapse atılmış ve yargılanmış biri olarak alnımın akı ile çok şükür hâlâ ayaktayım. Rahmetli babam dahil acı çekseler de namuslular her zaman, ama her zaman kazanırlar.

27 Mayıs darbesi gününde birçok içi boş beylik siyasî açıklamaları görünce o günleri hatırladım. Darbeler ne adına yapılırsa yapılsın; asla tasvip edilemez. Siyaseten gerçekleştirilen idamların içimize sinmesi mümkün değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu