1975 Marmara Denizi Uçak Kazası Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sivil havacılık tarihimizin en trajik uçak kazalarından biri 1975’in 30 Ocak gününde meydana geldi. Türk Hava Yollarına ait Fokker F28-1000 Fellowship tipi Bursa isimli uçak, mürettebat ve yolcuları ile birlikte Marmara Denizi’ne çakıldı. Trajik kazada mürettebat dâhil 42 insanımız yaşamını kaybetti. Ancak 1975 Marmara Denizi uçak kazası, trajik olduğu kadar ilginçti. Kazadan sonra yaşananlar ise gizemli. Çünkü bu trajik kazanın nedenleri hiçbir zaman aydınlatılamadı. Dahası kazayı aydınlatmak için herhangi bir çalışma dahi yapılmadı. Detaylara birlikte bakalım…

30 Ocak 1975 tarihinde Türk Hava Yollarına ait Fokker F28-1000 Fellowship tipi Bursa uçağı İzmir-İstanbul seferini gerçekleştirmek üzere harekete geçti

345 sefer sayılı bu uçuş İstanbul’a kadar sorunsuz şekilde gerçekleştirildi. Hatta uçak iniş yapmak üzereydi. Ancak Bursa’nın piste teker koymasına az bir süre kala, şimdiki adı Atatürk olan Yeşilköy Havaalanı birden karanlığa gömüldü! Elektrikler kesilmişti. Pisti görmekte zorlanan pilotlar inişten vazgeçerek yeniden havalanmak durumunda kaldılar. Bu arada havaalanındaki jeneratörlerin devreye girmesiyle pist yeninde aydınlatıldı.

Pilotlar, Marmara Denizi üzerinde yükseldikten sonra yeni bir iniş denemesi yapmaya karar verdiler. Ancak bu esnada Bursa uçağı, kontrol kulesinin radarlarından kayboldu

Uçak radar ekranlarında görünmüyordu! Üstelik havaalanına oldukça yakın bir noktada olması gerektiği halde uçağın ışıklarına dair bir iz de yoktu. Yetkililerin bütün çabalarına rağmen uçakla irtibat kurulamaması üzerine “alarm” durumuna geçildi. 345 sefer sayılı uçak düşmüş olabilirdi!

Uçağın düşmüş olma ihtimalinin her geçen saniye kuvvetlenmesi üzerine arama kurtarma çalışmaları başlatıldı

uçak kazası

Ancak görünürde ne uçak kazasına dair iz ne de uçak enkazı vardı. Kısa süre sonra, uçağın Marmara Denizi’ne çakıldığı anlaşıldı. Böylece arama kurtarma çalışmaları da genişletildi. Ancak uçak kazasının gerçekleştiği gün, İstanbul’daki hava koşulları gerçekten de son derece zorlayıcıydı. Rüzgâr ve fırtına nedeniyle uçaktaki yolculara ulaşılamadı…

Uçak beraberindeki insanlarla birlikte Marmara Denizi’nin derinliklerine gömülmüştü

uçak kazası

42 kişinin yaşamını kaybettiği 1975 Marmara Denizi uçak kazası, sivil havacılık tarihimizin en korkunç ve en trajik olaylarından birisi olarak tarihe geçti. Peki ama bu trajik uçak kazası nasıl gerçekleşmişti? Bursa isimli uçağın Marmara Denizi’ne çakılmasına sebep olan şey neydi?

Kazadan sonra uçağın enkazını ve insanların cansız bedenlerini Marmara Denizi’nden çıkarmak için girişimde bulunulmadı

uçak kazası

Bu nedenle uçağın “kara kutu” olarak da bilinen uçuş kayıt cihazı hiçbir zaman incelenemedi. Dolayısıyla kazanın sebeplerini ortaya çıkarma ihtimali olan kayıtlara ulaşılamadı…  

Türk Hava Yollarına ait 345 sefer sayılı Bursa uçağının enkazı, bugün hâlen Marmara Denizi’nin derinliklerinde gömülü

uçak kazası

Elbette uçakta bulunan yolcuların cansız bedenleri de. Ancak kazadan sonraki günlerde hayatını kaybeden iki yolcunun cansız bedenlerinin farklı noktalarda karaya vurduğu biliniyor. Öte yandan zaman zaman Marmara Denizi’ndeki balıkçıların ağlarına uçağın enkazından parçalar takılıyor. Son olarak, enkaz alanına dalış yapılması da resmi olarak yasaklanmış durumda…

Kazanın nedenlerine dair herhangi bir araştırma yapılmaması birtakım komplo teorilerinin ortaya atılmasına neden oldu👇

uçak kazası

Bunlardan en dikkat çekeni ise, Hollanda merkezli uçak firması Fokker ile dönemin yetkilileri arasında gerçekleştiği iddia edilen para alışverişi… 70’li yılların başında Türkiye, Fokker firmasından 5 adet uçak satın almıştı. Uçaklardan ilki, 1974 yılında İzmir uçak kazasında düşmüştü. 30 Ocak 1975’te Hollanda’dan satın alınan ikinci uçak da Marmara Denizi’ne çakıldı. Üçüncü kaza ise 1979 yılında Ankara’da 41 insanın yaşamını kaybetmesine neden oldu…

Kalan iki uçak ise yurt dışına satıldı. Ancak bu iki uçak da daha sonra farklı kazaların başrolünde yer aldı… İşte bu veriler nedeniyle bugün pek çok araştırmacı, o dönem görev yapan bazı yetkili isimlerin Fokker’den “sus payı” aldığına ve kasıtlı şekilde kazaların üzerine gidilmediğine inanıyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu